Deneyerek öğrenme, gündelik oyunun bir parçası
Dört yaş grubu çocuklarda bilimsel yöntemin esaslarına tanık olunuyor.
cumhuriyet.com.trOkul öncesi çağındaki çocuklar oyun sırasında kendiliklerinden birtakım deneyler icat ediyorlar. Sonuçları Cognition dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, temel bilimsel ilkeler çok genç beyinlerin dünyayı tanıyıp öğrenmelerine yardımcı oluyor.
Ruhbilim uzmanları yıllardır bilişsel gelişim ile bilim arasında bir koşutluk kurdular. Ancak araştırmacılar son yıllarda “bilim insanı olarak çocuk” biçiminde tanımlanan bu görüşün salt bir benzetmeden ibaret olup olmadığını kavramaya çalışıyorlar.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ile Stanford Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan en son çalışmada dört ve beş yaşındaki çocuklara üzerine birtakım boncuklar konduğunda ışık saçarak müzik çalan özel olarak tasarlanmış bir oyuncak verildi.
Araştırmacılar çocukların hangi boncukların oyuncağı çalıştırdığını bilmediklerinde- bilim insanlarının her bir değişkeni ayrı olarak değerlendirebilecekleri deneyler uygulamaları gibi- doğru seçenekleri bulmak amacıyla her bir olasılığı sırayla denediklerine tanık oldular.
MIT araştırmacılarından Laura Schulz bu sürecin çeşitli anahtarlardan hangisinin kapıyı açacağını bulmak için uyguladığımız süreçten hiç de farklı olmadığına dikkat çekiyor ve, “Ya anahtarın konumunu değiştirirsiniz, ya da anahtarı. Ancak her ikisini aynı anda yapmazsınız,” diyor.
Schulz ve arkadaşları çocukların bu tür sistemli deneylere yalnızca kendilerine verilen bilgiler belirsiz olduğunda başvurduklarını gördüler. Çocukların bir bölümüne üzerleri farklı işaretli dört boncuktan her birinin oyuncağı çalıştırdığı gösterildi. Ötekilere de oyuncağı çalıştıran boncuklardan yalnızca ikisi gösterildi. Daha sonra kendilerine- biri sabit, diğeri parçalarına ayrılabilen- iki çift boncuk verilen çocuklar oynamaya bırakıldılar.
Araştırmacılar çocukların birleşimdeki hangi boncuğun oyuncağı çalıştırdığını öğrenmek için boncukları ayırmaya çalışıp çalışmayacaklarını merak ediyorlardı. Sonuçta, çocukların yeni bilgiler edinme olasılığından yola çıkarak kararlar aldıkları görüldü.
Şaşırtıcı sonuç
Çocukların sabitlenmiş boncuk çiftiyle yaptıkları da son derece şaşırtıcıydı. Söz konusu oyuncak boncukların yatay olarak yerleştirilmelerine olanak tanıyacak biçimde tasarlanmıştı. Ancak çocuklar boncuk çiftini dikey olarak tutup her bir boncuğu ayrı ayrı denemeye çalışınca araştırmacılar başka bir deney uyguladılar. Bu kez çocuklara yalnızca sabitlenmiş boncuk çifti verildi ve bunun yatay olarak yerleştirildiğinde oyuncağı çalıştırdığı öğretildi.
Çocukların yine de boncuk çiftinin her iki ucunu denemeleri, Schulz’a göre, bilimle aynı ilkeleri paylaşan yaratıcılık ve becerinin bir kanıtıydı.
Araştırmadan elde edilen bu sonuç, evrilmekte olan bilişsel gelişim dalında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Schulz, bilim ile çocukluk dönemindeki gelişim arasında bundan böyle yalnızca bir koşutluk olmadığına, bu gibi oyunların bilimin şaşırtıcı derecede erken bir “habercisi” olduğuna inanıyor ve, “Herkes, bir bakıma, bu tür sorgulama ve buluşları yapma yetisine sahiptir. Bilim insanlarının yaptıkları, bu yetiyi insana özgü bilgi dağarcığının en uç sınırlarındaki bilişsel istemlere uygulamaktır,” diyor.
RU, Scientific American