Demokrasi Konferansı’na doğru
Demokrasi Konferansı bileşenleri, önümüzdeki ay yapılacak konferans için “Karanlığa rağmen bahar uyanıyor” diyerek çağrı yaptı.
cumhuriyet.com.trFotoğraflar: Çağatan Akyol
Demokrasi Konferansı bileşenleri, önümüzdeki ay yapılacak konferans için “Karanlığa rağmen bahar uyanıyor” diyerek çağrı yaptı. Çağrıcılar heyeti arasında siyasetçilerin, sanatçıların ve akademisyenlerin yer aldığı konferansın tanıtımı Şişli Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde yapıldı.
Açılış konuşmasını yapan Metin Bayrak ile gazeteci, yazar Ayşen Şahin “Açlıkla, yoksullukla, işsizlikle, salgınla boğuştuğumuz, yaşam, barış, sağlık, ifade, eğitim, basın ve seçme seçilme hak ve özgürlüklerimiz dahil bütün demokratik haklarımıza ve kazanımlarımıza el konulduğu günlerdeyiz. Kadın cinayetleri, doğa yıkımı, emekçilere dayatılan kölelik, belediyelere ve üniversitelere kayyım atamalarıyla, akıl almaz hukuksuzlarla nefesimiz kesilmeye çalışıyor. Şimdi de bir organize suç örgütü liderinin açıklamalarıyla mafyalaşmış sermayenin, kara para, uyuşturucu trafiğinin hukuksuz sermaye transferlerinin, el koymaların devlet kurumlarıyla iç içe girdiği, en üst düzey kamu otoritelerinin isminin karıştığı kanlı ve kirli ilişkiler ağı ortaya döküldü. Tek adam rejimi yönetiminde giderek yaygınlaşan keyfilik ve hukuksuzluk, ihale kanunundaki sayısız değişikliğin yarattığı denetimsizlik, yağma ve talanın bir sermaye birikim aracı olarak kanıksanması, mafya- tarikat- devlet- sermaye arasındaki ayrımları giderek silikleştirdi. Ülkenin dağına, taşına, ağacına, keçisine, kuşuna, düşman talancı saldırganlık da, kadın kıyımına yol açan erkek egemenliği de hem bu kokuşmuşluğu besliyor hem de buradan besleniyor ancak ülkenin dört bir yanında bu karanlığa ve hukuksuzlara karşı mücadele edenlerin ne umutları ne dirençleri tükendi. Seslerimizi ve mücadelelerimizi ortaklaştırma amacıyla çıktığımız yolculuğun en heyecan verici noktasındayız. Ülkenin geleceğinde bizim de sözümüz var diyenler, karanlığa pabuç bırakmayanlar seslerini yükseltiyor” ifadelerini kullandı.
Toplantıda gençlerin, sağlıkçıların, KHK’lilerin, hukukçuların, birçok örgütün ve meslek grubunun adına konuşmalar yapıldı.
“Demokrasi Konferansı’nın bir parçasıyız” diyen çeşitli gruplardan kadın çalışma alanı adına konuşan Cemile Baklacı, “Muhafazakâr aileyi kurumsallaşma hamleleri ile kadınlar şiddet döngüsü içine hapsedilmek isteniyor. İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı kanun gibi kadınların yasal hakları saldırı altında. Pandemi süreciyle işsizlik, yoksulluk daha da ağırlaşırken esnek, güvencesiz çalışma koşulları kadınlara daha fazla dayatılıyor. Evin yükü kadınların omzuna bindirilirken devletin sunması gereken hizmetlerin piyasalaştırılmasının ceremesini en çok kadınlar çekiyor. Kadınların sözünün, deneyimlerinin ve mücadele birikimlerinin toplumun farklı direniş odaklarını yan yana getirmeyi hedefleyen Demokrasi Konferansı’nda hak ettiği yeri alması için biz de varız. Yalnızca taleplerimizle değil, kurucu bir güç olarak konferansın bütününde siyasi irade olmanın zeminini yaratmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Hukuk çalışma alanı adına konuşan Avukat Kemal Aytaç da “Yargı tarafsızlığının ve bağımsızlığının ortadan kaldırıldığı, yargının siyasi muhalifleri ve toplumsal mücadeleleri sindirmek için siyasi iktidar tarafından bir sopa olarak kullanıldığı, savunma hakkının kullanılamaz hâle getirildiği, avukatların soruşturma, gözaltı ve cezaevleri ile susturulmak istendiği, baroların bölünerek ve soruşturmalara uğratılarak hedef alındığı, AİHM kararlarının uygulanmadığı, bir gece ansızın uluslararası sözleşmelerin rafa kaldırıldığı bir tabloyu artık görmek istemiyoruz” diye konuştu.
Kültür ve sanat çalışma alanında konuşan Ayşe Tütüncü ise “Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi sanatçılar bu topraklarda da yüzyıllar boyu bin türlü baskıya, tehdide, haksızlığa uğradı, çoğu zaman alenen yok edilmek istendi ve buna rağmen çok renkli ve direngen bir geleneği her dönemin içinden çıkarmayı ve o dönemi tarif etmeyi başardı. Başka türlü bir dünyanın mümkün olduğuna inananlarımızın umudu taşırcasına fısıltı olarak söyledikleri, her yerden yükselen bir mırıltı halini almaya başladı. Diyoruz ki, belki de artık bu mırıltıları alıp yüksek perdenen sesler üretmenin zamanı gelmiştir” diye konuştu.
Konferans çağrısına Barış Anneleri ile Rize İkizdere direnişçileri de destek verdi. Rize İkizdere’de Cengiz Holding’e karşı yapılan direniş hakkında konuşan İkizdere Dernekler Federasyonu Başkan Yardımcısı Musa Yılmaz, Türkiye’yi İkizdere direnişine destek ve dayanışma vermeye çağırdı.