"Demokrasi kabahat örtecek bir şal değildir"
AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, ''Demokrasi kimsenin kabahatini örtecek bir perde, bir şal değildir'' dedi.
cumhuriyet.com.trAKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, partisinin Alanya ilçe teşkilatı tarafından gerçekleştirilen Siyaset Akademisi'nde partililere bir araya geldi.
Son yıllarda Türkiye'de ''çağdaşlaşma kriteri'' olarak adlandırılan demokrasinin, kendini ''çağdaş'' olarak adlandıran pek çok kesim tarafından kuşatılmak istendiğini savunan Kılıç, ''Demokrasi demek, saydamlık, şeffaflık, aleniyet demektir. Demokrasi kimsenin kabahatini örtecek bir perde, bir şal değildir. Demokrasi her şeyin açıkta olmasını, yönetimin açıkça yürütülmesini, denetlenebilir olmasını, muhalefetin de kurumlar ve kavramlar konusundaki yaklaşımlarında aynı şekilde saydam olmasını gerektiren bir değerdir, bir sistemdir'' diye konuştu.
Türkiye'de demokrasi, hukuk ve laiklik gibi değerlerin yerelleştirilerek ülke ölçeğinde standartlaştırıldığını ifade eden Kılıç, şunları söyledi:
''Demokrasi, yerel bir demokrasi, Türkiye'ye göre bir demokrasi. Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığıyla beraber Türkiye göre, Türkiye'ye özgü yargı bağımsızlığı. Hukuk devleti Türkiye'ye özgü bir hukuk devleti. Bu örnekleri arttırabilmek mümkün. AK Parti iktidarının kurumsal olarak yaklaşımı ise 'bu değerler yerel değil, evrensel zeminde şekillenmeli' şeklindedir. Yani Türkiye tipi yeni bir demokrasi modeli değil, evrensel, çağdaş bir demokrasi modeli bizim tercihimiz olmalıdır. Türkiye'deki sistemin imkan verdiği ölçüde hukuk devleti değil, Avrupa'nın genel kabulü olan çağdaş demokrasinin genel çerçevesi olan geniş standartlara sahip bir hukuk devleti olmalı. Bizim özlemimiz bu ve verdiğimiz çaba da bu değerleri Türkiye'ye kazandırma mücadelesidir. Eğer bu değerler yerelleştirilir ve Türkiye ölçeğine indirilirse, Türkiye'nin yakın geçmişte yaşadığı demokrasi facialarının ardı arkası kesilmez. Çeteleşmenin önüne geçilemez. Hukuk ihlalleri sona erdirilemez. Faili meçhuller de bitirilemez.''
Son yıllarda yürütülen tartışmalara da AKP'nin ortaya koyduğu vizyonun bazı kurumlar tarafından anlaşılamadığını iddia eden Kılıç, AKP olarak demokrasinin Türkiye'de tabana yayılmasını istediklerini ileri sürdü.
"Demokrasi siciline bakılsın"
CHP ile MHP siyaseti ve siyasetçilerinin bu isteklerini anlamak istemediğini savunan AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, şöyle devam etti:
''Bizim isteğimiz, Türkiye'nin kurumları demokratikleşmeyi benimsesin, kabul etsin. Demokrasi ile ilgili sicil sadece AK Parti'ye sadece Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile tutulan bir sicil olmaktan ibaret kalmasın. Sayın Baykal'ın, Bahçeli'nin de demokrasi siciline bakılsın. Her konuda siyasi beyanatlar veren Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun da demokrasi siciline bakılsın. Partiler hakkında demokrasiden kapatma davaları açmaya yetkili olan Yargıtay ve Başsavcının da demokrasi siciline bakılsın. Herkes demokrat olsun ama karar verenler demokrat olmasın. Böyle bir demokrasi standardı dünyanın hiçbir yerinde yok. Demokrasi birazı olan bir şey değildir. Demokrasi ya vardır, ya da yoktur. Az demokrasi, az laiklik olmaz.''
İran, Libya ve Türkiye'de cumhuriyet rejimini karşılaştıran Kılıç, şunları kaydetti:
''İran'da cumhuriyet var ama, demokrasi yok. Libya'da cumhuriyet var, seçimler de var. İran'da da seçimler var ama demokrasi, laiklik yok. İşte cumhuriyetin içinde demokrasinin yanından laikliği ayıracak olursanız, Türkiye modeli İran modeli gibi acayip bir şey olur. Laikliğin yanından demokrasiyi ayıracak olursanız, Türkiye Cumhuriyeti gider, Libya gibi acayip bir şey olur. Türkiye Cumhuriyeti'ni Türkiye Cumhuriyeti yapan şey, demokrasi ve laikliğin bununla birlikte, sosyal hukuk devletinin bir arada yaşıyor olmasıdır. Bizim CHP ve MHP ile anlaşamadığımız yer burası. Onlar hukuk devletinden pek hoşnut değil. Onlar, demokrasinin de bu millete fazla geldiğini düşünüyorlar.''
1982 Anayasası'nın, ''demokratik ve özgürlükçü bir anayasa olmaktan uzak olduğunu'' savunan Kılıç,bu anayasanın AB'ye tam üye olmak isteyen Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap vermediğini söyledi.
1982 Anayasası'nın özgürlük ve güvenlik kaygısından dolayı yaratıldığına dikkati çeken Kılıç, ''Çünkü o günün Türkiyesinde birinci ihtiyaç sağ, sol kavgasının bitirmek. Sokağa huzur getirmek. Dolayısıyla güvenliği sağlamaktır. O nedenle bugünün Türkiyesi o anayasayı daha özgür daha demokrat, daha katılımcı, çağdaş bireyin hukukunu koruyan ve özgürlüklerin sınırını genişleten bir anayasayla değiştirmek mecburiyetindedir'' dedi.