Demirtaş'tan TAK’ın canlı bomba eylemiyle ilgili açıklama

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 28 kişinin hayatını kaybettiği Ankara saldırısını değerlendirdi.

cumhuriyet.com.tr

<video:488016>


Demirtaş: Cezaevinin dışı çok özgür bir ortam mı ondan da emin değiliz  

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, MYK öncesi genel merkez binasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Sur’da devam eden operasyonlara ilişkin çağrıda bulundu. Demirtaş, “Cizre’de 167 kişi son 15 gün içerisinde toplu halde katledildi. Bunların büyük kısmı üniversite öğrencisi. 137 kişinin halen cenazeleri teşhis edilemez durumda. Cizre’de yaşananları birileri zevkle izlemiş olabilir. Ama herkes vicdansız, ahlaksız değil. Şimdi Sur’da da aynısını yapmaya çalışıyorlar. 200’e yakın insan var. Bizim talebimiz 1 günlüğüne abluka kaldırılsın, sokağa çıkma yasağı kalksın. İnsanları hepsi oradan çıksınlar. Ben inanıyorum ki, Sur’daki durum da stabil hale gelecektir. Fakat bu çağrımıza maalesef cevap alamıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“TAK VE BENZERİ ÖRGÜTLERİN CANLI BOMBA VEYA TOPLUMA DÖNÜK TEHDİT İÇEREN EYLEMLERİNİ DE KESİNLİKLE DOĞRU BULMUYORUZ”

HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer’in canlı bombanın taziye ziyaretine gitmesiyle ilgili bir soruya Demirtaş, saldırıyı ilk anda kınayanın kendi partileri olduğunu ifade etti. Demirtaş, “Eylemi kimin yaptığı netleşse de netleşmese de tavrımız budur, dedik. Biz canlı bomba eylemini ne savunduk ne yücelttik. TAK ve benzeri örgütlerin canlı bomba veya topluma dönük tehdit içeren açıklamalarını da eylemlerini de kesinlikle doğru bulmuyoruz, kınadığımızı ifade ediyoruz" şeklinde konuştu.

"ÖNCE ÇIKIN BİR HESAP VERİN"

Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fakat bir taziye bahanesiyle hükümetin Merasim Sokak’taki patlamayı örtmeye çalışması, neredeyse bütün sorumluluk parlamentonun en genç milletvekili Tuğba Hezel’in sorumluluğuymuş gibi davranıyorlar. Sanki bütün memleket Tuğba Hezel’e bağlı. Utanmıyor musunuz? Başbakan, cumhurbaşkanı olarak önce çıkın bir hesap verin. Ankara’nın göbeğinde, Genelkurmay’ın burnunun dibinde canlı bomba patlamış, önleyememişsiniz, kimliğini yanlış açıklamışsınız. Bütün dünyaya Salih Neccar demişsiniz. Sanki ortada 29 cenaze yok, siyasi sorumluluğu sizde değil Tuğba Hezel'deymiş gibi günlerdir onu tartışıyorlar. Memlekette balon patlasa HDP’yi sorumlu tutan tuhaf bir anlayış var. Biz öyle ensesine vurulup ekmeği elinden alınacak çaresiz çocuk değiliz.“

“TOZDAN BOĞULDU AKP’NİN DOKUNULMAZLIK DOSYALARI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dokunulmazlıklarla ilgili ‘fezlekeler tozlu raflarda çürümesin’ açıklamaları hakkında konuşan Demirtaş, şunları kaydetti: "2002 yılından beri 15 yıldır tozlu raflarda bekleyen AKP’nin hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma dosyaları var. Tozdan boğuldu AKP’nin dokunulmazlık dosyaları. Hadi beraber getirelim, bizimkini de onlarınkini de hepsini birden kaldıralım. Bizim halk ve mahkemenin huzurunda savunamayacağımız hiçbir şey yok. Ama siz çıkıp hırsızlıklarınızı, yolsuzluklarınızı savunabilecek misiniz? Tozsa sizinkinin tozu bir batmanı geçti. Kendi sorumluluğunu göz ardı etmek için sürekli aslanların önüne bir HDP’liyi atıp birlikte parçalayalım talimatı vermesi ahlaksızlıktır.”

“IŞİD HALİFESİ MİSİN TÜRKİYE’NİN BAŞBAKANI MISIN?”

Suriye’de ateşkes koşullarının oluşmasının önemli bir gelişme olduğunu belirten HDP Eş Genel Başkanı, şöyle devam etti: “Doğru bir adım. Savaş durmalı ve bunun üzerine taraflar masaya oturup, Suriye halkının kendi geleceğini belirleyeceği koşullar oluşturulmalı. Başbakan Davutoğlu’nun 10 yıldır hatalı dış politikaları nedeniyle Türkiye çok büyük kayıplar yaşadı. Siyasi olarak en büyük kaybı bölge ülkeleri açısından Türkiye yaşadı. Türkiye’ye kaybettiren de AKP’nin kendi siyaseti. Buradan dönüşün yolunu aramak yerine halen IŞİD’ci çeteler Nusra gibi örgütleri nasıl koruyabilirim telaşı içindeler. Neden, çünkü bunları besleyen, paralarını veren, ellerine silah tutuşturan AKP’dir. Türkiye’yi IŞİD’cilerin ve cihatçıların otobanı haline getirdiler. Şimdi Suriye çözüme doğru gidecek, ‘ateşkesi tanımıyorum’ diyor. Sen savaşın içinde misin ki, ateşkesi tanımıyorsun. Sen kimin adına konuşuyorsun? IŞİD halifesi misin Türkiye’nin başbakanı mısın? Türkiye resmi olarak savaşan taraf değil. Ateşe benzin değil, ateşi söndürme dönemidir. Davutoğlu yazdığı kalın kitapların sahada bir karşılığı olmadığını görmelidir.”