Demirtaş'tan İmralı açıklaması (22.02.2013)

BDP tarafından Taksim Hill Otel'de düzenlenen Marmara Bölgesi Alevi Diyalog Toplantısı'nın açılışında konuşan Demirtaş, basın mensuplarının İmralı görüşmelerine ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin ''Yarın İmralı'da bir görüşme olacak. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Demirtaş, ''Dün uzun uzun değerlendirme yaptık. Arkadaşlarımız gidip geldikten sonra kapsamlı değerlendirme yapacağız. İsim tartışması, heyet tartışması bizler açısından uzun süredir bitmiştir. Sürecin ilerlemesini istiyoruz. Katkı sunmak istiyoruz. İktidarın yürüttüğü tartışmayı son derece geri bir tarz olarak değerlendirdik. Bizler katkı sunmaya çalışıyoruz. BDP olarak başından beri sürecin önü açılsın diye uğraşıyoruz, gayret ediyoruz. Başbakan'ın ısrarla, süreci tıkayan tutumuna, üslubuna, diline, yaklaşımına rağmen biz barış kanallarını, yollarını genişletmeye çalışıyoruz'' yanıtını verdi.

Demirtaş, kamuoyuna yansıyan ve barış sürecine yüzde 95 desteğin olduğuna ilişkin anketle ilgili soru üzerine, ''Bu iş anketlerle yürütülecek bir iş değil. Yüzde 99 barışa karşı olsa barışı savunmamamız mı gerekiyor? Başbakan'a tavsiyemiz şudur; 'Barışı gerçekleştirene kadar anket işinden vazgeç' derim. Anketlere, oy oranlarına bakarak bu süreci yürütemeyiz. Anketlere bakmak yerine insanların yüreğine, gözlerine bakmayı tercih ediyoruz. İnsanlar barış istiyorlar'' diye konuştu.

Selahattin Demirtaş, bir röportajında ''Herkes Öcalan'la tanışmak ister'' sözleri hatırlatılarak, partilerinde de herkesin böyle düşünüp düşünmediğine ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:

''Hayır, politikacılar olayın politik yanını nasıl bir kenara bırakabilirler ki... Hiçbir şekilde, milletvekillerimiz, eşbaşkanlar arasında asla bir ayrım yoktur. Hiç kimse de bu ayırımı bize dayatamaz. Böyle varmış gibi gösterenler de kendilerini yanıltmış olurlar. Oraya giden her arkadaşımız politik bir amaçla gidiyordur. Tabii ki, her milletvekili arkadaşımız Sayın Öcalan'la tartışmak isterdi, bu süreci kendisiyle yüz yüze görüşmek isterdi. Ama bu giden arkadaşlarımız açısından da dışarıda, gitmeyen arkadaşlarımız açısından da aynı sorumluluktur, fedakarlıktır.''