Demirtaş: Normal Cumhurbaşkanı olsaydı, barış olurdu

HDP, STK'larla(Sivil Toplum Kuruluşları) buluştu. Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş konuşma yaptı: Normal Cumhurbaşkanımız olsaydı, barış olurdu

cumhuriyet.com.tr

Mardin'de düzenlenen 'Arap halkı barışı sahipleniyor, barış sahipsiz değildir' konulu toplantıya katılan Demirtaş'ın konuşmasından satır başları;

-Silahların bırakılmasını en çok biz istiyoruz. Bir lider neden barıştan vazgeçer...

-Bizim şiddetle, silahla asla hiçbir şekilde işimiz olmadı, olmaz. Mesafemizi net olarak koyduk. Tercihinizi yapın diyenlere binlerce kez söyledik. HDP tercihini yaptığı için buradadır.

-HDP tercihini silahtan yana değil, şiddetten yana değil, demokratik siyasetten yana yaptığı için buradadır.

-Sayın Öcalan PKK'ye silahları bırakma çağrısı yaptı. Bir hafta sonra ne olacağını bilmiyoruz.

-Ülkenin ve toplumun geleceği için haftaya değil, yarın değil, barışı hemen şimdi istiyoruz. 'Ama'sız ve 'ancak'sız silahların susmasını istiyoruz.

-Bizler çoğulcu demokrasiye inanıyoruz. Tekçilikten beslenen anlayışlar, tekçilikten beslenen siyasi çizgiler, tekçilikten beslenen yönetim ve devlet anlayışları halklarımıza her zaman kaybettirmiştir. Zannedilmesin ki bu tekçi anlayıştan dolayı Türk halkı mutludur, özgürdür.

-Bu tekçi anlayış Türk halkı da dahil bu bölgedeki tüm halkları, kimlikleri, inançları, kültürleri neredeyse birbirine karşı maalesef düşman haline getirmiştir. Ve aynı zamanda bu kültürlerin gelişimini de engellemiştir.

-Bizler eğer çok renkli bir toplumda, çok sesli bir toplumda, çok inançlı, çok dilli bir toplumda bir arada yaşamayı, bu vatanı ortak vatan olarak, Türkiye'yi hepimizin ülkesi, bu toprakları da ülkemizin kadim vatanı olarak görüyorsak, o halde farklılıklarımızla bir arada yaşamanın formüllerini bulmamız gerekiyor. İşte HDP bu düşüncenin partileşmiş halidir.

-HDP tam da Türkiye'nin partisidir.

-Cumhurbaşkanı olarak bana düşen şey, ülkemde barışı ve kardeşliği tesis etmek olacaktır. Ve bizler barış sürecinde, müzakerelerimize kaldığımız yerden devam ederek ülkenin barışına katkı sunmalıyız' demesi gerekir.

-Bir ülkenin Cumhurbaşkanını işi partiler arası gerilimi yükseltmek değildir. Normal Cumhurbaşkanımız olsaydı, barış olurdu.

Her şeye rağmen, bu kısa süre içerisinde, bizler bir kaç haftada polisi, askeri, gerillası, siviliyle onlarca evladını yitirmiş olmamıza rağmen, Türkiye toplumu olarak yüzde 80'den fazla halâ barış istiyoruz.

-Halen Arabı, Kürdü, Türkü, Çerkezi, Ermenisi, Êzîdisi halen barış istiyoruz. Bunun ne kadar kıymetli olduğunu Türkiye'yi yönetenler bunu görebilmelidir. Evet, ülkemizi Suriye gibi yapmak istiyorlar.

-Sayın Davutoğlu bunu belirtiyor. Katılıyorum kendisine. Evet, Sayın Davutoğlu, biz ülkemizin asla Suriye gibi olmasına izin vermeyeceğiz diyoruz. Ama bunun yolu birbirine hakaret etmek, birbirini ötekileştirmekten geçmez.

-Bunun yolu diyalogla, ematiyle, kendi dışındakilerin de bu ülkeyi sevdiğine inanarak, kendi dışındakilerin bu ülkenin düşmanı olmadığını bilerek hareket etmektir. Asıl Türkiye'yi Suriyelileştirecek bu tür politikalardır. 'Benim dışımda herkes düşmandır' gibi anlayışlar toplumu ayrıştırır.

- 'Son leş kalana kadar' diyenler mi barış istiyor, üstündeki üniformaya bakmadan tüm evlatların acısını paylaşanlar mı? Basit bir aile kavgasında bile konuşarak çözüm ararken, konuşmayı vatana ihanetle eşdeğer gören açıklamalar duyuyoruz.

-Yoksa üstündeki üniformaya bakmaksızın bütün evlatlarımızın acısını paylaşan, taziyelerini paylaşan ve sürekli kanın durması çağrısı yapıp bunun için kamuoyu oluşturma gayretiyle, il il, mahalle mahalle çalışma yürüten HDP mi barış istiyor. Bıraksınlar artık bunları