Demirtaş: Dünyayı gezmek bize mi haram

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ABD ziyaretleriyle ilgili olarak, "Bütün partilere dünyayı gezmek helal de bize mi haram. Derdimizi dünyaya birinci elden anlatmak istiyoruz. Bu ne Türkiye'yi şikayettir ne de çözümü başka yerde aramaktır" dedi.

cumhuriyet.com.tr

BDP Heyeti, başkent Washington temasları kapsamında ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon ile görüştü.

Daha sonra bazı sivil toplum örgütleriyle bir araya gelen heyet, başkentteki bazı Kürt gruplar tarafından düzenlenen resepsiyona katıldı.

Demirtaş, burada Türk gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, Türk hükümetinin, açıkça Suriye'deki Kürtlerin, Esed rejimi sonrasında özerlik almalarını engellemeye çalıştığını ileri sürerek, "Türkiye, Suriye Ulusal Konseyi'ne Kürtlere herhangi bir siyasi statü vaadinde bulunmaması konusunda açık telkinde bulunuyor" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın terör örgütü PKK'nın silah bırakmasına yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine Demirtaş, "Şiddetin tümden bitmesini tabi ki arzularız. PKK olumlu cevap verirse karşı çıkmayız, seviniriz ama Başbakan PKK'yı heyecanlandıracak bir şey söylemedi. Başbakan, 'Sen eylem yapma, ben de operasyon yapmayım' diyorsa, bu fiilen ateşkes çağrısıdır, bunu daha açık söylemelidir" dedi.

Demirtaş, "PKK'nın da Hamaslaşacağını düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine, "Gerek Amerika, gerek Avrupa gerekse başka yerlerde terörist örgütler listesinin tekrar gözden geçirilebileceğini düşünüyorum. PKK'nın da daha çok siyasi çözüm, şiddet dışı çözüm meselesine eğilmesi, hükümetin de buna fırsat veren politika izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu Hamaslaşma mı? Hayır, böyle tanımlayamayız" dedi.
 

"Irak'ın 3'e bölünmesi huzur getirmez"

Irak'taki durum ve Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani'nin referanduma gidilebileceğine yönelik sözlerinin sorulması üzerine Demirtaş, "Elbette ki Irak'taki halkların yeni bir statüyle kendisini yönetmek istemesi, eğer barışçıl yöntemlerle gerçekleştirilecekse, sonuçta oradaki insanların hakkıdır. Ama bu, bölgesel düzeyde daha kanlı savaşlara, etnik çatışmalara yol açacaksa, böyle bir risk varsa, bu konuda çok daha dikkatli olunması lazım. Elbette şu anda Suriye, Irak, İran'daki gelişmeler bütün ve birbiriyle bağlantılı olarak ele alındığında, böyle bir risk vardır. Bugün Irak'ın üçe bölünmesi beraberinde huzur getirmeyecektir. Şu anda tehlikeli bir durumdur. Ama ülkeler gönüllü biçimde de ayrılabiliyorlar ama şu anda Ortadoğu böyle bir şeye çok müsait görünmüyor" diye konuştu.

Gordon ile görüşmelerinde, Kürt sorununun çözümüne yönelik önerilerini ifade ettiklerini belirten Demirtaş, bir soru üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu konuda gereken, doğru olan şeyi ifade etti. Türkiye'de 4. büyük muhalefet partisiyiz. Bütün partilere dünyayı gezmek helal de bize mi haram. Biz de derdimizi ya da çözüm önerimizi bütün dünyaya birinci elden anlatmak istiyoruz. Bu ne Türkiye'yi şikayettir ne de çözümü başka yerde aramaktır" şeklinde konuştu.

Ziyaretlerinin, Barzani'nin ABD ziyaretinden sonra olmasının hatırlatılması üzerine Demirtaş, bu ziyareti 4 aydır planladıklarını ve zamanlamanın denk geldiğini belirterek, "4 ay önce biz, Barzani'nin buraya geleceğini, arkasından bizim buraya geleceğimizi planlayabilsek, o zaman Türkiye'de iktidar olurduk, muhalefet değil" ifadelerini kullandı.

BDP heyeti, bugün de bazı Kongre üyeleriyle görüşmeyi planlıyor. Ardından New York'ta bir toplantıya katılacak olan heyet, daha sonra San Francisco'da bir üniversitede katılacakları panelin ardından Türkiye'ye dönecek.

"PKK terör örgütü değildir, doğru teşhis bizimkidir"
 

BDP heyetinden, Selahattin Demirtaş, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nde düzenlenen konferansta da konuştu.

Demirtaş, Türkiye'de "Türklerle Kürtler" değil, "kimlikleri inkar edilen ve asimilasyona uğrayan Kürt halkıyla devlet ve devlet politikaları" arasında sorun olduğunu iddia ederek, sorunun, "şiddet içermeyen demokratik, barışçıl, diyalog ve müzakereci yöntemlerle ve mevcut devletlerin ulusal sınırları tartışmaya açılmadan" çözülmesi gerektiğini söyledi.

"Kürt halkının bölge haklarıyla hiçbir düşmanlığı olmadığını, Kürtleri egemenliği altında bulunduran bölge devletlerinin de Kürt halkına karşı düşmanca politikalardan vazgeçmesi gerektiğini" ifade eden Demirtaş, "Kürt halkı, Türkiye açısından, içerden de dışarıdan da bir tehdit değildir. Eğer Türkiye, bölgesel politikalarda çok daha etkili olmak, gerçekten de bölge barışına hizmet etmek istiyorsa, Türkiye'deki Kürtlerle barışçıl çözüme ulaşmalı, Suriye ve Irak gibi diğer yerlerdeki Kürtleri de tehdit algılamasından çıkarmalıdır" dedi.

Demirtaş, "PKK'yı terör örgütü olarak görmediklerini" belirtti.

Şiddeti çözüm yöntemi olarak görmediklerini de ifade eden Demirtaş, "partilerine oy veren insanların çok önemli bir kısmının PKK'ya sempatisi olsa da partileri ile PKK arasında organik bir ilişki, bağ bulunmadığını" kaydetti.

Ancak terör örgütü PKK'nın, "Türkiye ve Ortadoğu'nun realitesi ve Kürt sorunun çözümünde temasa geçilerek ikna edilmesi gereken aktör" olduğunu ileri süren Demirtaş, "Hükümet ve PKK'nın barışı sağlamak adına görüşmesini teşvik ediyoruz ama konunun özgürlükler boyutunu çözebilmek için de siyasilerle diyalog gerekli" dedi.

Demirtaş, ayrıca, "meseleye sadece 'terörizm' teşhisi koymanın yanlış" olduğunu savunarak, "dünyadaki birçok ülkenin PKK'yı terörist örgütü olarak tanımasına rağmen, kendilerinin tanımamasına" yönelik soru üzerine de "Doğru teşhis bizimkidir, tüm dünya aksini söylese de" dedi.

Ahmet Türk: Devletin geçmişiyle yüzleşmesi gerekir

Türk de aynı soruya, "Dünya bazı örgütleri zaman zaman terörist örgütü ilan etti. Filistin Kurtuluş Örgütü ve Hamas da terörist örgüt ilan edilmişti. Ama bugün Filistin Kurtuluş Örgütü'nden Hamas'a kadar, dünyada bunları terörist ilan edenler, doğru bir diyalogla sorunun çözümü için bazı şeyler yapıyor, bunu görmemiz lazım. Biz Kürtler geçmişimizle, eksiklerimizle yüzleşmeye hazırız, ama devletin de geçmişiyle yüzleşmesi gerekir" dedi.

Türk, bir soru üzerine, "Sorunu çözmeye yönelik doğru diyalog oluşturmak lazım, yoksa diyalog deyip de farklı kesimleri Kürtlerin aleyhine kışkırtmaya yönelik bir diyalog asla ve asla Kürtler tarafından benimsenmez ve çözüme de katkı sunmaz" diye konuştu.

Türk, "makul, meşru ve Türkiye'nin bütünlüğüne zarar vermeyen talepler yerine getirildiği takdirde, Kürt'ün de Türk'ün de şiddet sarmalından kurtulacağına inandıklarını" söyledi.

"Demokrasiyi şiddetin ilacı olarak görüyoruz" diyen Kışanak, 20 yıl içinde kurulan 7 Kürt partisinin kapatıldığını, kendilerinin 8. parti olduğunu belirtti.

Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'ye, halkın sesine kulak verilmesi, baskı uygulanmaması, halkın taleplerini şiddetle bastırırlarsa meşruiyetlerini kaybedeceklerini söylediğini belirterek, "Çok doğru sözler, yüzde yüz katılıyoruz, aynısını Türkiye'de de uygulasın istiyoruz" dedi.