Demirtaş: 17 yaşında Kürt olduğumu öğrendim
Paris'te konuşan Selahattin Demirtaş, "Ben 17 yaşında Kürt olduğumu öğrendim" dedi.
DHA
Fransa'nın Ulusal Meclisi'nde Kürt sorununa ilişkin düzenlenen Parlamento Dış İlişkiler Komisyonu üyesi François Asensi'nin ev sahipliğinde Ulusal Meclis'e bağlı Victor Hugo salonunda konferans düzenlendi. Konferans 9 Ocak günü öldürülen Sakine Cansız, Fidan Dogan ve Leyla Şaylemez için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
"AİLEM 17 YAŞIMA KADAR KÜRT OLDUĞUMUZU SAKLADI"
Konferansta konuşan Demirtaş'a neden Kürtçe yerine Türkçe konuşmayı tercih ettiği soruldu. Selahattin Demirtaş soru üzerine şunları söyledi:
"Ben 17 yaşında Kürt olduğumu öğrendim. Ailem 17 yaşıma kadar Kürt olduğumuzu sakladı, Türkiye'deki baskılar ve Türkiye'deki faşizmden dolayı. Bugün Türkiye'nin en büyük Kürt partisinin eş genel başkanıyım. Konuşmamı tabi ki Kürtçe yapabilmeyi çok isterdim. Ama 20 yıldır Türkçe eğitim aldım. Bugün halkımın derdini ve sorunlarını hangi dilde en iyi anlatabiliyorsam o dili konuşuyorum. Ama ümit ediyorum ki yakın zamanda hem anadilim lehçem olan Zazaca'da hem de Kürtçe'nin Sorani ve Kurmançi lehçesinde konuşabilecek aşamaya geleceğim. Çünkü hızlı bir şekilde öğreniyorum ve öğrenmeye çalışıyorum. Bu benim utancımdan ya da çelişkimden çok Türkiye'deki Kürt sorununun hazin bir tablosudur. Demirtaş, Kürt ve Kürdistan gerçeğinin kabulünü evrensel insan hakları değerleri çerçevesinde talep ederken, konjonktürel olarak da bu talebin son derece meşru koşullarının oluştu. Biz torpil beklemiyoruz.Kürt ve Kürdistan gerçeği artık inkar edilmez bir şekilde yeniden ortaya çıkmıştır. Bu kimlik statüsünü, kendi öz gücüyle ortaya çıkarmayı başarmıştır."
"TÜRKİYE'DE SÜRECİN İLERLEMESİ İÇİN AB ÜLKELERİNİN DESTEĞİNİ BEKLİYORUZ"
Avrupa Birliği ve üye ülkelere de Kürt politikalarını revize etmeleri yönünde çağrıda bulunan Demirtaş, Avrupa'nın 100 yıldır izledikleri politikaların artık işlemez hale gelidiğini savundu. Demirtaş, Fransa, Almanya gibi Avrupa'nın güçlü büyük devletlerinden evrensel insan hakları değerlerine riayet etmeleri gerektiğine dikkat çekerek, "Fransız hükümetinin bu gerçekleri dikkate alan bir politika izlemesini bekliyoruz. Şu anda ciddi bir barış arayışı var, ciddi bir ateşkes var, silahlar tümden durmuş, PKK silahsızlanmaya hazır olduğunu söylüyor. Ama AB ve üye ülkelerinden Kürtlerin haklarını savunma noktasında güçlü, kararlı bir destek henüz görmüş değiliz. Türkiye'de sürecin ilerleyebilmesi için en büyük destek budur" diye konuştu.
"CİNAYETİ AYDINLATMAK FRANSA'NIN GÖREVİDİR"
Demirtaş, Paris'te öldürülen PKK'nın kurucu üyelerinden 3 kadının katillerinin bulunmasının Fransa'nın görevi olduğunun altını çizerek, "Bu açığa çıkmadıkça Fransa'nın gerçekten barışı arzulayıp arzulamayacağı hep şaibeli olacaktır" dedi.
MÜSLİM: "FRANSIZ HÜKÜMETİNİN KÜRTLERLE İLGİLİ GÜÇLÜ DEĞİL, UMARIZ DÜZELİR"
Fransa'nın Kürtlerle ilişkisinin güçlü olmadığını ifade eden PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, “Fransız hükümetinin, Kürtlerle ilişkisi güçlü değil. Umarız gelecekte düzelir. Bugün Rojava'daki mücadele, sadece Kürtler için değil, tüm Suriyeliler için. Suriye devriminde, biz başkalarının askerleri olmak istemedik. Biz Libya ve Tunus'ta yaşananları görmüştük, tanık olduk. Bunların Suriye'de de yaşanmasından endişe ettiğimiz için, savunma kararı aldık. Biz kendimizi savunuyoruz. Bugün şehit aileleri kendi çocuklarının tabutlarının altından geçerek, 'yaşasın bağımsızlık ve özgürlük' diyor. Biz bu hakikate ulaştık. Demokrasinin ne olduğunu biliyoruz, kendi yolumuzu çiziyoruz ve demokrasinin tek savunma çizgisiyiz. Biliyoruz ki Fransa halkı bizimledir" şeklinde konuştu.
FRANSIZ GAZETECİ GEZİ OLAYLARINI DEĞERLENDİRDİ
Konferansta ayrıca gazeteci Laure Marchand, Türkiye'deki Gezi olaylarından bu yana sonrasında Türkiye'deki durumu anlattı. Marchand, Olaylar sırasında 7 kişinin öldüğünü, 8 bini aşkın kişinin de yaralandığını belirtirken, eylemcilere karşı şiddet uygulayanların cezasız kaldığını savundu.
Gezi olaylarıyla ilgili Ethem Sarısülük davasından örnek veren Laure Marchand, Türkiye'de 63 gazetecinin hala cezaevinde bulunduğunu kaydedederek, demokratikleşme paketinin talepleri karşılamadığını iddia etti. Marchand çözüm süreciyle ilgili olarak ilk kez çift taraflı ateşkesin sağlandığını ifade ederken, Kürtlerin hükümetten jestler beklediğini dile getirdi.