Delilsiz suçlama, haksız tutuklama, işkenceyle tanıklık... İşte bir günün ‘adalet’ manzarası

Savcılık, dün sabaha karşı tutuklanan Kavala’nın ‘Bütün terör örgütlerinin aktif olarak katıldığı Gezi olaylarının yöneticisi ve organizatörü olduğunu’ öne sürdü. Hukukçular, Kavala hakkında kısıtlılık kararı olan soruşturmadaki belgelerin Cumhuriyet davasına gönderilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtti. Öte yandan yaptığı haberler nedeniyle 17 aydır tutuklu olan Türfent’in yargılandığı davada tüm tanıklar Emniyet’teki ifadelerini reddetti. Mahkeme ise tahliye istemini reddetti. Duyma ve konuşma engelli Kenan Keklik’e ise “Örgüt lehine slogan atarak örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla verilen 3 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezası onandı.

cumhuriyet.com.tr

Gaziantep dönüşü Atatürk Havalimanı’nda 18 Ekim’de gözaltına alınan işadamı Osman Kavala, dün sabaha karşı sevk edildiği İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’nce “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” ve “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla tutuklandı.

Konuşma engelliye ceza: Dilsizim ben nasıl slogan atayım?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne gönderilen tutuklama istemli sevk yazısında, Osman Kavala’nın, “hükümeti ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye yönelik bir ayaklanma olan ve tüm terör örgütlerinin (FETÖ/PDY, PKK/ KCK, DHKP/C, MLKP) aktif olarak katıldığı ve destek verdikleri kamuoyunda ‘Gezi olayları’ olarak bilinen eylemlerin yöneticisi ve organizatörü olduğu” iddia edildi.

‘Yabancılarla yoğun görüşme’

Yazıda, Kavala hakkında “15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimi ile ilgili 15-16 Temmuz 2016’da Büyükada Splendid Otel’de yapılan, darbe teşebbüsü sürecinde darbenin organizatörlerinden olan Hanry Jak Barkey ile yabancı uyruklu kişi ve kişilerle olağanın ötesinde yoğun irtibat kurarak darbe teşebbüsüne katılmak suretiyle anayasal düzeni cebir ve şiddet yöntemleri ile değiştirmek suçunu işlediğine dair bulgu ve delillere ulaşıldığı” öne sürüldü.

Kavala’nın “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” suçlarını işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular bulunduğu ifade edildi. Atılı suçun niteliği, mevcut delil durumu, delillere etki etme ihtimali ve kaçma şüphesi bulunması gerekçesi ile tutuklanması talep edildi.

‘Kavala belgeleri hukuka hakaret’

Tutuklanan sivil toplumcu Osman Kavala hakkındaki soruşturmadan Cumhuriyet davasına belge yollanmasını hukukçu Prof. Dr. Köksal Bayraktar, hukukun tarafsızlığına ve objektifliğine aykırı bir hareket olarak yorumladı.

Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu yapıldığı davanın önceki günkü celsesinde duruşma sürerken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, dava dosyasına dün sabaha karşı tutuklanan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala hakkındaki soruşturma dosyasından belgeler yolladı.

Davadan önce internette

Ne Cumhuriyet davası avukatlarının ne de Kavala’nın avukatlarının gördüğü belgeler, duruşmada 14.20’de mahkeme başkanı tarafından okundu. Ancak savcılığın iktidara yakın Sabah gazetesine sızdırdığı belgeler saat 13.15’te gazetenin internet sitesinde yayımlandı. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen Cumhuriyet davasının 4. duruşmasında mahkeme başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Yasemin Baba’nın gazetemizin eski yöneticilerinden Doğan Satmış’ın asılsız iddialarına ilişkin röportajı delil niteliği olduğu iddiasıyla dava dosyasına yolladığını söyledi. Bu sırada söz alan gazetecilerin avukatlarından Aynur Tuncel Yazgan, Satmış röportajının delil olarak değerlendirilmesi konusuna onaylarının olmadığını söyledi.

Dağ: Değerlendireceğiz

Mahkeme başkanı Dağ ise “Doğan Satmış röportajının delil olup olmadığı hususuna karar vereceğiz” demişti. Bu konuşmanın yaklaşık 2 saat sonrasında saat 14.20’de başkan Dağ, Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun dosyaya Kavala’nın telefon incelemesine ilişkin belge yolladığını, belgede yazarımız Aydın Engin ve eski Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar’ın Kavala ile WhatsApp konuşmalarının olduğunu söyledi. Başkan Dağ, bu konuşmaları duruşmada tek tek okudu. Avukatların bu belgelere dava dosyasının ekleri gibi bakılamayacağını söylemesi üzerine başkan Dağ, “Bu husus davanın neresinde, ne şekilde yer alacaktır, alacak mıdır, almayacak mıdır mahkeme bunun değerlendirmesini şu aşamada yapmayacaktır” demişti.

Adliye yanlış işliyor

Savcılığın duruşma sürerken mahkemeye belge yollamasını yorumlayan hukukçu Prof. Dr. Köksal Bayraktar, şunları söyledi: “Soruşturma gizlidir. Kaldı ki gerek Cumhuriyet davasının soruşturma bölümünde gerekse Kavala olayında bizzat mahkeme gizlilik kararı vermiştir. Gizlilik kararının var olduğu bir olayda insanlar nasıl haber alabiliyorlar, nasıl sızdırıyorlar bu doğru değildir. Bu adliyenin yanlış işlediğini gösteriyor. Hiç başka eleştiriye gerek yok. Eğer hakkında kısıtlılık kararı olan soruşturmanın belgesi medyada yayımlanıyorsa adli sistem iyi çalışmıyor demektir. Görülmekte olan bir davaya henüz soruşturma aşamasındaki bir belgeyi sunamazsınız. Çünkü kesinlik yoktur, iddia vardır. İddianın tümü veya iddia içindeki konular sonuna gelinmiş yargılamaya konulmaz. Hukukun tarafsızlığına ve objektifliğine aykırı bir harekettir. Başka bir şahısla ilgili yürütülmekte olan bir soruşturmanın belgesini yollayamazsınız.”

Gazeteci Nedim Türfent yine tutuklandı

‘İşkence gördük’

Yüksekova’da sokağa çıkma yasakları döneminde yaptığı haberler nedeniyle 17 ay önce tutuklanan KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) Yüksekova muhabiri Nedim Türfent hakkında 22.5 yıl hapis istemiyle açılan davanın 4. duruşmasında tanıklar, Emniyet’te alınan ifadelerinin baskı ve işkence altında alındığını söyledi. Türfent ise kendisinin haberleştirdiği “Türk’ün gücünü göreceksiniz” başlıklı video haberin yayınlanmasının ardından, İçişleri Bakanlığı’nın vatandaşlara kötü muamelede bulunan polisler hakkında soruşturma başlattığını, haklarında soruşturma açılan polislerin ise intikam almak için bu dosyayı hazırladığını söyledi.

Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde sokağa çıkma yasağı döneminde yaptığı haberler nedeniyle 17 ay önce tutuklanan KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) Yüksekova muhabiri Nedim Türfent hakkında “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 22.5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın 3. duruşması dün Hakkâri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmayı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) Sözcüsü Hakkı Boltan ve bir grup gazeteci, Türfent’in annesi Ayde, babası Arif ve amcaları Ramazan ve Mustafa Türfent ile yakınları da izledi. 13 Mayıs 2016’dan beri tutuklu bulunan Nedim Türfent, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Türfent’in avukatı Harika Günay Karataş duruşma salonunda hazır bulunurken, avukat Barış Oflas da SEGBİS ile duruşmaya katıldı.

Sürekli kâğıt imzalattılar

Duruşmada değişik cezaevlerinde tutuklu bulunan tanıkların SEGBİS ile ifadeleri alındı. Dinlenen 4 tanık da ifadelerinin işkence altında ya da baskı ile alındığını söyledi. Tanıklardan biri ifadesi alındığında yaralı olduğunu ve buna rağmen işkence gördüğünü söyledi. Bir başka tanık ise sürekli kendisine bazı kâğıtlar imzalatıldığını ama içinde ne yazıldığını bilmediğini, bu ifadeler yüzünden hem kendisinin hem de Nedim Türfent gibi kişilerin mağdur olduğunu kaydetti. Davanın geçen haziranda yapılan ilk duruşmasında ifadesi alınan 14 tanıktan 13’ü de işkence altında ifadelerinin alındığını söylemişti.

Polisler intikam aldı

Duruşmada Kürtçe savunma yapan Türfent ise kendisinin haberleştirdiği “Türk’ün gücünü göreceksiniz” başlıklı video haberin yayımlanmasının ardından, İçişleri Bakanlığı’nın vatandaşlara kötü muamelede bulunan polisler hakkında soruşturma başlattığını, haklarında soruşturma açılan polislerin ise intikam almak için bu düzmece dosyayı hazırlayıp, kopyala yapıştır ifadelerle davanın açılmasını sağladığını söyledi. Türfent, hakkında ifade veren bir gizli tanık hakkında ise “İddianame tanıkların anlatımıyla çökünce bu kez de gizli tanık yöntemine başvurdular” diye konuştu.

539 gündür tutukluyum

Mütalaasını veren savcı, “kaçma şüphesi” ve dinlenmeyen tanıkların olması nedeniyle Türfent’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Söz alan Türfent, “Ölümle tehdit edilmeme rağmen kaçmadım. Gazetecilik faaliyetlerime devam ettim. 539 gündür tutukluyum. Tutukluluk süremin göz önünde bulundurulmasını istiyorum” dedi. Türfent’in tahliye istemini reddeden mahkeme, duruşmayı 17 Kasım’a erteledi.