Değişmeyen nal toplar
Türkiye’deki evrim tartışmasının ‘maymun’a kilitlendiğini söyleyen Prof. Dr. Demirsoy, “Müslüman ülkelerde ve Türkiye’de aydın ve yaratıcı insan gücünü ortadan kaldırabilmek için ‘evrim düşüncesi’ yasaklanıyor” diyor.
Sena YaşarDoğabilimci Prof. Dr. Ali Demirsoy, evrim teorisinin “tartışmalı ve anlaşılması zor” olduğu gerekçesiyle ortaöğretim müfredatından çıkarılmasını ve “eğitimde dinselleştirme” politikasının giderek hâkim hale getirilmesine ilişkin, “Bu bir proje olarak yürütülüyor. Müslüman ülkelerde ve Türkiye’de aydın ve yaratıcı insan gücünü ortadan kaldırabilmek için ‘evrim düşüncesi’ yasaklanıyor. Türkiye son 20-30 yıldan beri yalnızca ‘maymun, Darwin, evrim’ kelimelerine kilitlenmiş durumda. Eğer siz bu 3 kelimeyi söylemeden evrimi insanlara anlatıyorsanız suratınıza bakıyorlar. Evrimin esas konusu ‘insanın maymundan meydana gelmesi’ değildir, evrim bütünüyle ‘değişebilirlik ve gelişebilirliği’ inceleyen bilim dalıdır” dedi.
“Evrim”, “Uygarlık ve Bilim”, “Çocuklar için Evrim” ve “Biyolojinin Gizemi” kitaplarının yazarı Doğabilimci Prof. Dr. Ali Demirsoy, eğitimde, sosyal yaşamda ve teknoloji gibi birçok alanda bilimden uzaklaşmanın Türkiye’nin geleceği için yaratabileceği tehditleri Cumhuriyet’e değerlendirdi. Evrim üzerine bilimsel çalışmalar yürüten Demirsoy, “Evrim A olarak girilen yerden B olarak çıkabilmenin adıdır” diyor. Bu teoremi ise “Yeni koşullar karşısında eski bilgisini, davranışını, dünya görüşünü revize eden ve uygulayabilen insanlar ancak başarılı olabilir. İnsan, yeni koşullara uyum sağlayabilmelidir. Örneğin bir konferansa A olarak girmişseniz, o konferansı dikkatle dinledikten sonra kısmen de olsa dünya görüşünüz değişmişse B kişisi olarak çıkmışsınız demektir” diye açıklıyor.
Esas konu maymun değil
Değişime ayak uydurabilen bireyin geleceğe yönelik adımlar atabileceğini ve yeni koşulları yorumlayabileceğini belirten Demirsoy, “Israrla ‘yok ben A’yım değişimi kabul etmiyorum’ diyorsanız, şimdiye kadar ortadan kalkan tüm canlılar gibi siz de ortadan kalkarsınız. Değişebilen toplumlar ancak evrimleşebilir, gelişebilir. Diğerleri ancak nal toplarlar” dedi. Evrimde esas olarak anlatılmak istenen şeyin “değişebilirlik” olduğuna dikkat çeken Demirsoy, “Türkiye ne yazık ki 20-30 yıldan beri yalnızca ‘maymun, Darwin, evrim’ kelimelerine kilitlenmiş durumda. Eğer siz bu 3 kelimeyi söylemeden evrimin ne olduğunu insanlara anlatıyorsanız suratınıza bakıyorlar. ‘İnsan maymundan meydana geldi’ diye bir şey tutturmuşlar. İnsan maymundan meydana gelmedi, evrimin esas konusu da bunlar değil. Evrim, değişebilirliği ve gelişebilirliği inceleyen bir bilim dalıdır. Uygarlaşmak için bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.
Afganistan gibi
Türkiye’de AKP hükümetinin eğitimde dinselleştirme ve “dindar nesil yetiştirme” politikalarını her geçen gün artırmasına ve “tartışmalı ve anlaşılması zor” olduğu gerekçesiyle “evrim” konusunun müfredattan çıkarılmasına ilişkin de konuşan Demirsoy, şunları kaydetti:
“Yapılmak istenen çok açık. Evrim, Müslüman ülkelerde ve Türkiye’de aydın ve yaratıcı insan gücünü ortadan kaldırabilmek için yasaklanıyor. Bir çocuğun yeni koşullara uyum sağlayabilmesi için ancak ortaöğretimde eğitim verirsiniz. Eğer ortaöğretimde kalıplaşmış, dogmatik düşünceler verirseniz o toplumu yok edersiniz. Türkiye’de yapılmak istenen de budur. Dünyada yalnızca Afganistan ve Suudi Arabistan’da evrim anlatılmıyor. Bu iki ülkenin düşünürleri çok akıllı oldukları için mi evrimi yasakladılar? Bugün İran’da dahi ortaöğretimin yüzde 60’ı evrim ile ilgili. Hiçbir ülke yok ki evrim olmadan bilime dayalı eğitim yapsın. Ama benim ülkemin insanına ‘Sen 1400 yıl önceki gibi yaşayacaksın’ deniyor. Dünyada böyle bir canlı hiçbir zaman hayatta kalmadı. Çabamız Türk gençliğini geleceğe hazırlamak; bilim adamları ve olayları önceden görebilen aydınlar yetiştirmek olmalı.”
Demirsoy, “Çocuklar için Evrim” kitabını genç insanlardan düşünür yaratabilmek için yazdığını vurgularken, Türkiye’de çocuklara evrim anlatımının yasaklanmasıyla çocukların bunu öğrenemediğinin altını çizdi. Kitabın, Azerbaycan Türkçesine çevrilerek Azerbaycan’daki ortaokullarda okutulduğunu belirten Demirsoy, “Keşke bütün İslam ülkeleri bu kitapları okusa da uygarlığa hizmet edecek olan insanlar yetiştirsek. Dünyada kaynakların talan edildiği, nüfusun bu kadar arttığı bir yerde eğer biz bilim adamı yetiştiremezsek geleceğimiz karanlık demektir. Bunun suçlusu da Milli Eğitim Bakanlığı ve bu kararı alanlardır. Olanakların kısıtlandığı yerde gerçek çatışmalar başlar. Bu, evrenin kanunudur. Bir hesaplaşma günü çok uzakta değil. Bu hesaplaşma gününde ancak bilime sırtını dönmeyen ve bilim adamı yetiştiren ülkeler ayakta kalacak” dedi. Demirsoy, liseye ve üniversiteye giriş sınavlarında öğrencilerin başarısız sonuçlar almasının eğitimde bilimden uzaklaşma politikalarının bir sonucu olduğuna da dikkat çekti.