Dedektif Renee’nin mücadelesi!
Agatha Christie’nin Miss Marple’ı, Sue Grafton’ın Kinsey Millhone’u, Val McDermid’in Kate Branigan’ı, Tess Gerritsen’in Rizzoli ve Isles ikilisi, Patricia Cornwell’in Dr. Kay Scarpetta’sı, Alexander McCall Smith’in Mme Ramotswe’si, İlarıa Tutı’nin Teresa Battaglia’sı, P.D.James’in Cordelia Gray’i ve daha birçok kadının dahil olduğu kadın dedektifler/polisler kervanında yer alan bir kahraman Renee Ballard. Tıpkı yazarı Michael Connely gibi gazetecilik kökenli Ballard’ın onlardan en büyük farkı ise amirinin cinsel tacizine uğraması ve sürülmesi.
Çağatay Yaşmut
Los Angeles Times için suç muhabirliği yapmış başarılı dedektif Renee Ballard, amirinin cinsel tacizine uğramıştır. Bu konuda haksız çıkarıldığı gibi üstüne gece vardiyasına sürülmüştür. Bu nedenle kendine gelen şiddet vakalarının çoğunu gündüz vardiyasına bırakmak zorunda kalması nedeniyle de hiçbir vakayı doğru dürüst üstlenip sonuçlandıramamaktadır. Ta ki…
Transgender birey Romana Romene bir hayat kadınıdır. Günlerce bağlı tutulup işkence edildikten ve muştayla acımasızca dövüldükten sonra bir park alanına atılarak ölüme terk edilmiştir. Hastaneye kaldırıldığında komadadır.
Bu sırada şehrin diğer ucundaki bir gece kulübünde çıkan silahlı çatışmada, bir masada oturan üç kişiyle birlikte Cynthia Haddel isimli garson kız da kim vurduya kurban gider. Haddel’in başta tek suçu, yanlış zamanda yanlış yerde olmakmış gibi görünse de, kulüpteki dolabında sigara kutusunun içinden çok sayıda hap bulunduğunda mekânın onun aracılığıyla müşterilerine uyuşturucu sattırdığı anlaşılır.
Peki, o akşam o masada ne olmuştur? Katil kamera kayıtlarında en ufak bir iz bile bırakmadan nasıl ortadan kaybolmuştur? Ballard, görevi gece vardiyasında olduğu için soruşturmayı gündüz vardiyasındaki meslektaşlarına devretmekle yükümlü olmasına karşın iki hemcinsine yaşatılan vahşeti görmezden gelemez ve resmi olmadan soruşturmalara başlar.
Ölen garson kızın yaşamını didiklemeye başlar başlamaz da, masadakilerin isimlerine ulaşmaya yönelir ve aradığı isimleri elde ettiğinde, masada öldürülen üç adamın ortak özelliğinin yeraltı suç dünyasının farklı “iş kollarında” çalışmak olduğunu görür.
Üstelik bu üçlüden birinin bir bahisçi, diğerinin mafya infazcısı ve sonuncusun uyuşturucu satıcısı olduğunu keşfetmesinden kısa bir süre sonra soruşturmayı yürüten eski ortağı olan dedektifin öldürülmesi işleri çok daha karışık hale getirir.
Ballard kayıtlarda, cürümlerini muşta kullanarak işlemiş ve ceza almış kişileri taradığında, karşısına eski bir sabıkalı olan Thomas Trent adındaki ikinci el otomobil satıcısı çıkar. Ballad kadını bu hale getirenin Trent olduğundan emindir. Şimdi bulması gereken; Romana’yı Trent’e bağlayan aramalardır. Trent’i tutuklandıktan birkaç ay sonra terk eden ve büyük olasılıkla eski kocasının pek çok sırrını bilen eski eşinin izini sürmeye başlar.
Michael Connely’nin, Harry Bosch romanlarıyla kıyaslandığında temposunun ve geriliminin daha düşük olduğu ama Los Angeles polis teşkilatının çalışma sistemini çok iyi yansıtılarak birimler arasındaki çatışmaların çok iyi gösterildiği, iki soruşturmanın birbirine karışmadan ilerlediği bir roman Gece Vardiyası.
Gece Vardiyası / Michael Connely / Çeviren: Ömer Mülazım / Nemesis Kitap / 402 s. / 2020.