Davutoğlu'ndan İran açıklaması
Başbakan Ahmet Davutoğlu cuma gününe kadar sürecek Avrupa turuna çıktı. Seyahat öncesi Atatürk Havalimanı'nda gazetecilere Avrupa turu hakkında bilgi verdi
cumhuriyet.com.tr
Davutoğlu, beraberindeki heyetle birlikte İngiltere, İsviçre ve Almanya'yı kapsayan seyahatinin ilk durağı olan İngiltere'ye gitti. "TC-TUR" adlı uçakla, aralarında Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Lütfi Elvan ve Mehmet Şimşek'in de bulunduğu kalabalık bir heyetle İngiltere'ye giden Başbakan Davutoğlu'nu, Atatürk Havalimanı'ndan, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve diğer ilgililer uğurladı.
Davutoğlu, hareketinden önce düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin, "Bugünden geçerli olmak üzere uluslararası platformda İran'a karşı uygulanan ambargolar son buldu. Uluslararası nükleer programdaki uzlaşı nedeniyle böyle bir karar alındığını biliyoruz. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Şimdi herşey den önce, Dışişleri Bakanı'yken de nükleer anlaşma ve İran nükleer anlaşmasının çok şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve İran'a yönelik ambargonun kaldırılması şahsen çok yoğun bir şekilde katkıda bulunmaya çalıştığımız bir süreçti. 2010 yılında Tahran Anlaşması'na o zaman sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan iken, ben Dışişleri Bakanı'yken, bu ambargonun kalkmasına en çok çaba harcayan taraflardan biri olmuştuk. İran'a yönelik ambargonun kalkmasından memnuniyet duyuyoruz. Bölgemizde kısıtlayıcı ambargoların bölgesel kalkınmayı olumsuz etkilediği ve sonuç üretmediği kanaatindeyiz. Gerek nükleer anlaşmanın adım adım yürütülmesinde sağlanan gelişmeleri, gerekse ambargoların kalkmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu ambargonun kalkmasıyla Türkiye-İran ilişkilerinin de ekonomik alanda ivme kazanacağını umuyoruz. Bununla birlikte bütün dünyanın da, Türkiye'nin de, İran'ın da önem vermesi gereken husus, Ortadoğu bölgesinde tüm ülkelerin yapıcı katkıda bulunarak bölgemizdeki yıkımın, bölgemizdeki şiddetin ve baskının sonunu getirecek bir perspektifle ortak çalışma yürütmek. Bu gelişme, böyle bir perspektifin önünü açar. Kendi halklarıyla gerilimler yaşayan ve 2,5 milyonu bizde olmak üzere milyonlarca Suriyelinin ülkelerini terk etmesine neden olan zulüm karşısında, yine bölge ülkelerinin tam da bugünlerde başlayacak olan Suriye'de siyasi görüşme sürecine pozitif katkıları olur ve bölgedeki olumlu atmosferin gelişmesine katkıları bulunur. Aksi takdirde bunun üzerinden yeni gerilimlerin ortaya çıkmasını hiçbirimiz tasvip etmeyiz."
Davutoğlu, hareketinden önce düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin, "Bugünden geçerli olmak üzere uluslararası platformda İran'a karşı uygulanan ambargolar son buldu. Uluslararası nükleer programdaki uzlaşı nedeniyle böyle bir karar alındığını biliyoruz. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Şimdi herşey den önce, Dışişleri Bakanı'yken de nükleer anlaşma ve İran nükleer anlaşmasının çok şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve İran'a yönelik ambargonun kaldırılması şahsen çok yoğun bir şekilde katkıda bulunmaya çalıştığımız bir süreçti. 2010 yılında Tahran Anlaşması'na o zaman sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan iken, ben Dışişleri Bakanı'yken, bu ambargonun kalkmasına en çok çaba harcayan taraflardan biri olmuştuk. İran'a yönelik ambargonun kalkmasından memnuniyet duyuyoruz. Bölgemizde kısıtlayıcı ambargoların bölgesel kalkınmayı olumsuz etkilediği ve sonuç üretmediği kanaatindeyiz. Gerek nükleer anlaşmanın adım adım yürütülmesinde sağlanan gelişmeleri, gerekse ambargoların kalkmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu ambargonun kalkmasıyla Türkiye-İran ilişkilerinin de ekonomik alanda ivme kazanacağını umuyoruz. Bununla birlikte bütün dünyanın da, Türkiye'nin de, İran'ın da önem vermesi gereken husus, Ortadoğu bölgesinde tüm ülkelerin yapıcı katkıda bulunarak bölgemizdeki yıkımın, bölgemizdeki şiddetin ve baskının sonunu getirecek bir perspektifle ortak çalışma yürütmek. Bu gelişme, böyle bir perspektifin önünü açar. Kendi halklarıyla gerilimler yaşayan ve 2,5 milyonu bizde olmak üzere milyonlarca Suriyelinin ülkelerini terk etmesine neden olan zulüm karşısında, yine bölge ülkelerinin tam da bugünlerde başlayacak olan Suriye'de siyasi görüşme sürecine pozitif katkıları olur ve bölgedeki olumlu atmosferin gelişmesine katkıları bulunur. Aksi takdirde bunun üzerinden yeni gerilimlerin ortaya çıkmasını hiçbirimiz tasvip etmeyiz."