Davutoğlu: Bu bir Türk baharı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin son sekiz yıl içinde Ortadoğu'da hem halkların kalbinde yer edindiğini hem de yönetimlerle güven ilişkisi kurduğunu söyledi.
cumhuriyet.com.trBir programa katılan Davutoğlu, "Türkiye'nin teorisiyle pratiğinin duvara çarpmasını bekleyenler olduğunu ancak Türkiye'nin dış politika sınavını çok iyi geçeceğini düşündüğünü" ifade etti.
"Türkiye, bölgede siyasetin ve tarihin normalleşmesi sürecinin öncülüğünü yapıyor" diyen Davutoğlu, Arap toplumlarının son dönemde ortak bir kader bilincini yaşamaya başladıklarını söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin tarihin akışını normalleştirmeyi önceden başlattığını ve birbirinden koparılmış toplumları birbirine entegre etme sürecinde öncü olduğunu belirtti.
Davutoğlu, "komşularla sıfır sorun" politikasının doğru bir prensip olduğunu ve sürdürüleceğini vurgulayarak, bu politikayla yeni bir Türkiye imajına ulaşıldığını, "çatışmacı değil uzlaştırıcı, gerilime değil vizyona dayalı bir dış politika anlayışına sahip olunduğunu" gösterdiklerini söyledi.
Bölgede hem yönetimle hem halkla arası iyi olan bir "dış aktörün" hiç olmadığını belirten Davutoğlu, "Türkiye'nin son sekiz yıl içinde, hem halkların kalbinde yer edindiğini hem de yönetimlerle güven ilişkisi kurduğunu" dile getirdi. Mısır'daki gelişmeleri doğru değerlendirdiklerini ve olaylara doğru zamanlamalarla tepki verdiklerini belirten Davutoğlu, Libya'da da iki tarafa da "doğru olanın ne olduğu konusunda" telkinlerde bulunduklarını, Libya konusundaki yol haritasının da adım adım işlendiğini anlattı.
Davutoğlu, görüşmelerin bütün arka planlarına bakıldığı zaman "ikili bir dil olmadığının" görüleceğini ifade ederek, bölgedeki değişimin "halkların daha fazla kaynaşması" yönünde olması gerektiğini kaydetti. "Bu, Arap baharı olduğu kadar Türk baharıdır" diyen Davutoğlu, Türkiye örneğinin, bölge halklarına demokrasinin kazanımlarını gösterdiğini belirterek, yaşanan gelişmelerin "bölgenin baharı" olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Davutoğlu, Ortadoğu'daki değişimin Türk dünyasına etkileriyle ilgili, Orta Asya'nın ulus devlet sürecini daha geç ve hızlı yaşadığını belirterek, buradaki ülkelerin bütün risklere karşı çok savunmacı ve korumacı bir yapı içinde olduğunu söyledi. "Ortadoğu'da olduğu gibi, sabırla, kimseyi tedirgin etmeden ve sahip olduğumuz tecrübeyi empoze etmeksizin yürümemiz gerekiyor" diyen Davutoğlu, bölgedeki demokratikleşme sürecinin daha yavaş gerçekleşeceğini, daha fazla diyaloğa ve iletişime ihtiyaç olduğunu belirtti.
"Ortadoğu birliği mi?"
Türkiye'nin, Ortadoğu'da AB benzeri bir yapı öngörüp öngörmediği sorusu üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin Ortadoğu'ya "organik bir bütünleşme, mekanik bir bütünleşme" vizyonu ile bakmadığını vurguladı. Davutoğlu, "Ortadoğu Birliği" gibi büyük ifadelerin hiçbir zaman ağızlarından çıkmadığını vurgulayarak, bölgede altyapının güçlendirilmesi ve toplumların yavaş yavaş önyargıları yıkarak yakınlaşmasını hedeflediklerini söyledi. ''Slogan üretmeden, empoze etmeden bunu yapmamız lazım'' diyen Davutoğlu, doğal süreçlerle yakınlaşma zemininin takviye edilmesi gerektiğini belirtti.
İsrail ile ilişkiler konusundaki soruya karşılık Davutoğlu, İsrail devleti için en büyük tehlikenin, ülke yönetimindeki zihniyetin değişiminden kaynaklandığını belirterek, İsrail'in de, İsrail halkının da tarihin normalleşmesi gibi normalleşmesi gerektiğini söyledi.
"Herkes için bir hukuk var, İsrail için ayrı bir hukuk var" diyen Davutoğlu, kuralların her ülke için uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Davutoğlu, "İsrail'in ne mazlum ne de üstün bir millet olduğunu, bunun onlara öğretilmesi gerektiğini" söyledi.
Türkiye-AB ilişkileri
Davutoğlu, Avrupa Birliği'nin (AB) uluslararası toplumun akış hızının gerisinde kaldığını belirterek, üyelerin de zaman zaman tek taraflı hareket ettiğini kaydetti. Avrupa'nın artık bir yol ayrımında olduğunu ve bir federal devlete dönüşüp dönüşmeyeceğine karar vermesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, bu durumun Türkiye ile ilişkileri de etkilediğini söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin gireceği mekanizmadaki ağırlığı konusunda tedirginlik hissedildiğini belirtti.
Davutoğlu, "Biz rahatız. Girersek ne katkıda bulunacağımızın, girmezsek uygulayacağımız politikaların ne olduğunu da gösteriyoruz. AB'nin, geleceği hakkında karar vermesi gerekiyor" diye konuştu.