Davutoğlu-Amorim buluştu
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran'ın nükleer programı ile ilgili olarak ''ilkesel pozisyonlarının'' ortak olduğunu belirterek, ''Biz nükleer silahların yaygınlaşmasına karşıyız, ama aynı zamanda her ülkenin kendi nükleer teknolojisini barışçıl çerçevede ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile işbirliği halinde geliştirmesi gerektiğine inanıyoruz'' dedi.
cumhuriyet.com.trDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Four Seasons Bosphorus Otel'de heyetler eşliğinde kahvaltıda bir araya geldiği Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Ulaştırma ağını geliştirmenin önemli olduğunu belirten Davutoğlu, THY'nin Sao Paolo'ya sefer başlatmasının bu bakımdan çok önemli bir gelişme olduğunu söyledi.
Türkiye ile Brezilya arasında, enerji ve ticaret alanlarında büyük bir işbirliği potansiyeli bulunduğunu, bunu daha da geliştireceklerini ifade eden Davutoğlu, ikili ilişkilerin dışında bölgesel alanda ciddi bir potansiyel taşıdıklarını anlattı. Davutoğlu, kendileri için son dönemde Latin Amerika'ya açılımın, Afrika'dan sonraki ikinci önemli açılım alanı olduğunu söyledi.
Brezilya'nın tecrübesinden, bölgedeki etkinliğinden faydalanmak istediklerini anlatan Davutoğlu, ''Son olarak bu çerçevede önemli bir girişime birlikte imza attık. Türkiye, Mercosur ile siyasi diyalog süreci başlatıyor. Bu diyalog süreci için bir mutabakat zaptı imzalanacak. Brezilya, önümüzdeki dönemde, Mercosur'un dönem başkanlığını üstlendiği için bugün biz bu mutabakat zaptının imzalanması ve Türkiye ile Brezilya arasındaki siyasi diyaloğun bir an önce başlatılması konusunda mutabık kaldık'' dedi.
Davutoğlu, Brezilya'nın Ortadoğu başta olmak üzere Türkiye'nin yakın çevresiyle çok yakın bir iş birliği içinde olduğunu, Davlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva ve Amorim'in son bir yıl içerisinde birçok kez bölgede ziyaretler yaptıklarını söyledi.
Brezilya'nın Ortadoğu barış sürecine katkıda bulunabilecek önemli aktörlerden biri olduğunu ifade den Davutoğlu, Türkiye'nin de bu konuda ciddi tecrübe ve birikimlerinin bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sayın Amorim'in, bu sebeple buradan Tel Aviv'e, Ramallah'a ve daha sonra da Şam'a yapacağı ziyaretler öncesinde bizimle istişare etme talepleri oldu. Biz de bundan büyük bir memnuniyet duyduk. Geçen hafta, Şam'daydım. Orada hem Suriye lideri Beşşar Esad, hem de (Lübnan Başbakanı Saad) Hariri ile ayrıca (eski Irak Başbakanı)İyad Allavi ve diğer Iraklı yetkililerle de görüştüm. Sayın Lula'ya bu izlenimlerimi aktardım. Sayın Cumhurbaşkanı Mısır'daydı, bölgedeki son gelişmeleri kendisine aktardım. O da bölgeye yapacağı ziyaret konusunda bana bilgi aktardı. Kapsamlı bir görüş alışverişinde bulunma imkanı bulduk.''
"İlkesel pozisyonumuz ortaktır"
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu çerçevede, Türkiye ile Brezilya'nın son dönemde en fazla işbirliği yaptığı alanlardan birinin de İran'ın nükleer programı ile ilgili olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Biz hem Türkiye, hem de Brezilya olarak bu sorunun diplomatik yollardan çözümü konusunda elimizden gelen her türlü çabayı son bir yıl içerisinde gösterdik. Bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Bizim bu çabalarımız nihai kertede özellikle, İran ile P5 1 arasında yürüyen müzakereleri kolaylaştırmak ve buna ivme kazandırma, zemin hazırlama çabalarıdır. İran'ın nükleer programı ile ilgili olarak, ilkesel pozisyonumuz ortaktır. Biz nükleer silahların yaygınlaşmasına karşıyız, ama aynı zamanda her ülkenin kendi nükleer teknolojisini barışçıl çerçevede ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile işbirliği halinde geliştirmesi gerektiğine inanıyoruz.
Dolayısıyla bu çerçevede, İran'ın nükleer programı ile ilgili gelişmelerin uluslararası gerginliğe, bölgesel gerginliğe yol açmaksızın diplomatik yollardan doğru bir zeminde yürümesi konusunda son Tahran Anlaşması sonrasında da hem Amorim ve Lula'nın hem benim, Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın çabaları olmuştu, karşılıklı olarak bu çabalarla ilgili izlenimlerimizi paylaştık.''
Amorim'in, Türkiye ziyareti dolayısıyla İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki'ye bu anlamda birlikte bir değerlendirme yapmak için görüşme teklifinde bulunduğunu ve bunun memnuniyetle karşılandığını ifade eden Davutoğlu, bugün üçlü bir yemekte bir araya gelinerek son gelişmeleri gözden geçireceklerini söyledi.
Ahmet Davutoğlu, geçen hafta içinde AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile hem Türkiye'de görüşmelerde bulunduğunu ve daha sonra Mutteki ile bir görüştüğünü, hem de daha sonra Kabil Konferansında Ashton ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton ile görüşme fırsatı bulduğunu kaydetti.
Bugün bunları paylaşacaklarını belirten Davutoğlu, mümkün olan en kısa sürede İran ile P5 1 arasındaki müzakerelerin başlaması, ayrıca İran ile Viyana Grubu arasında Tahran Anlaşması çerçevesinde ve onu da kapsayacak şekilde teknik görüşmelerin bir an önce başlaması için neler yapabileceklerini gözden geçireceklerini bildirdi.
Davutoğlu, bunların Türkiye ve Brezilya'nın birlikte uluslararası barışa katkı yapma çabaları olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Bu görüşmeler, uluslararası alanda, küresel forumlarda, uluslararası örgütlerde Türkiye ile Brezilya arasında yürüyen bir işbirliğidir. Çok büyük bir memnuniyetle ifade ediyorum ki Brezilya ve Türkiye önemli bölgesel ülke olma dışında küresel anlamda da kendi özgün katkılarını bütün bu küresel platformlara yansıtan bir performans sergiliyor. Bunu birlikte sergiliyoruz. Kültürel alanda, ekonomik alanda, medeniyetler ittifakında, G-20'de, BM Güvenlik Konseyinde... Bundan sonra da bizim hem ikili alanda hem bölgesel konularda, hem de küresel alandaki iş birliğimiz gittikçe artarak, yoğunlaşarak, derinlik kazanarak devam edecek. Kıtalar arası seyahat olmakla birlikte ben Sayın Amorim'i daha fazla Türkiye'ye bekliyorum, ben de Brezilya'ya daha fazla gitmeye kararlıyım.''
Davutoğlu, Amorim'in birlikte Türkiye'ye geldiği torunları tarafından Türkiyeli olduğunu sözlerine ekledi.
"Atılacak adımlar teknik müzakerelerin bir an önce başlamasıdır"
Davutoğlu, Four Seasons Bosphorus Otel'de heyetler eşliğinde kahvaltıda bir araya geldiği Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim ile düzenlediği basın toplantısında, soruları da yanıtladı.
''AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili arasında önümüzdeki haftalarda Türkiye'nin ev sahipliğinde bir görüşme olup olmayacağına'' dair bir soru üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin bütün uluslararası krizlerin barışçıl yollarla çözümü konusunda her türlü katkıyı verme doğrultusunda ''ilkesel bir pozisyonu'' benimsediğine işaret etti.
Bütün bu sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini ve diplomasi yoluyla çözülmesi muhtemel sorunlar karşısında Türkiye'nin bütün imkanlarını kullanmaya hazır olduğunu kaydeden Davutoğlu, ''Celili-Ashton görüşmesi, aslında gecikmiş bir görüşmedir'' dedi.
Davutoğlu, AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana'nın yerine gelen Ashton ile Celili arasında henüz bir görüşmenin gerçekleşmediğini söyledi. Ortada bir sorun varsa, tarafların bunu görüşmesi gereğine işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
''Bizim yaptığımız, bu görüşme için zemin hazırlamaktır. Biz sorunun bir tarafı değiliz. Biz etkilendiğimiz için soruna müdahiliz. Etkilenmemiz ölçüsünde de soruna etkide bulunmak hakkımız da vardır. Madem ki bu sorunun sonuçlarından etkileneceğiz, o sonuçlar çıkmadan önce Türkiye, bir komşu ülke olarak, elindeki bütün imkanlarla bu olumsuz sonuçların çıkmasını engellemeye çalışır, her şeyden önce. Bizim taraflara başından beri söylediğimiz, bu görüşmenin bir an önce gerçekleşmesi ve tarafların bütün konuları en şeffaf, en açık bir şekilde masaya koymalarıdır.
Tahran Anlaşması'nın getirdiği çerçeve, sorunun nihai çözümü konusunda değil, güven artırıcı önlem konusunda bir kolaylaştırıcı gelişmedir. Burada bizden talep edilen doğrultuda, yapmaya çalıştık ve aynı hedef doğrultusunda taraflar arasında uygun bir zemini sağlamak için dahil olduk.''
Ashton ile Celili arasında karşılıklı mektuplaşmaların yarattığı olumlu atmosferin sürmesi düşüncesinde olduklarını ifade eden Davutoğlu, Ashton'un Türkiye ziyaretinde görüşmeye hazır olduklarını söylediğini, Portekiz'de İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile görüşmesinde de bu konuyu aktardığını belirtti.
''Her iki taraf da bu konuda olumlu intibalara sahipler kanaatindeyim'' diyen Davutoğlu, Mutteki'nin de daha sonra bu görüşmenin olabileceğini teyit ettiğini söyledi. Bu görüşmenin zamanlamasına olmasa bile, özüne kimsenin karşı olmadığını belirten Davutoğlu, Kabil Konferansı çerçevesinde Mutteki ile Ashton'un görüşme imkanı bulduklarına işaret ederek, ''Bu olumlu bir momentumdur, bunun sürdürülmesi lazım. Türkiye olarak bir an önce bu görüşmenin yapılmasını teşvik ediyoruz. Yardımcı olmaya çalışıyoruz'' dedi.
Görüşmenin nerede gerçekleşeceğinden ziyade gerçekleşmesinin önemine işaret eden Davutoğlu, İstanbul'da yapılması istendiği takdirde her türlü katkıyı sağlayacaklarını belirtti. Davutoğlu, önemli olanın, görüşmenin gerçekleşmesi olduğunu ifade ederek, ''Türkiye bu konuda hiçbir zaman bir prestij peşinde olmamıştır. Gereksiz bir inisiyatif peşinde de olmamıştır. Gerekli olduğu zaman, her zaman gerekli katkıları yaptık'' şeklinde konuştu.
''Katkı vermeye de devam edeceklerini'' belirten Davutoğlu, bütün bu sorunlardan en çok etkilenecek olanın Türkiye olduğuna dikkati çekerek, dolayısıyla da kayıtsız kalmayacaklarını ifade etti.
''Tahran Anlaşması'na baktığınızda, olumlu bir yanıt bekliyorsunuz. Viyana Grubundan Tahran Anlaşması'na ilişkin ortak bir yanıt alabildiniz mi?'' sorusu üzerine Davutoğlu, Tahran Anlaşması'nın mahiyetine ve hedeflerine bakıldığında birtakım yanlış anlamaları gidermek gerektiğini söyledi.
Tarafların bir araya gelmesini sağlayacak şekilde bir çerçeve oluşturmanın anlaşmanın birinci hedefi olduğunu belirten Davutoğlu, orta zenginlikte uranyumu üretecek tarafın Türkiye değil, Viyana Grubu olduğuna işaret ederek, Tahran Anlaşması'nın Viyana Grubu ile İran arasında teknik müzakere yapmak üzere bir çerçeve metin oluşturduğunu belirtti.
Bu anlaşmada, Türkiye'nin kendisine verilecek 1200 kg uranyumu depolama rolü üstlendiğini hatırlatan Davutoğlu, anlaşmanın, sorunun bütününü çözen değil, ama yolu açan ve taraflar arasında güven oluşturan bir anlaşma olduğunu belirtti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu ''Bundan istifade etmek hem Viyana Grubunun, hem İran'ın takdirlerinde. Bundan istifade etmek, barışa katkıda bulunur diye düşünüyoruz. Bundan sonra atılacak adımlar teknik müzakerelerin bir an önce başlamasıdır. Müzakerelerin sonucunda oluşacak hususta Türkiye'nin yapabileceği bir katkı olursa barışçıl girişim için katkısını yapmaya devam eder'' şeklinde konuştu.