Davutoğlu: 28 Şubat artıkları iktidar ortağı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 15 Temmuz’un 4’ncü yılında yaptığı açıklamada iktidarı “28 Şubat artıkları ile” işbirliği yapmakla suçladı. Davutoğlu, “Mevcut iktidar koalisyonu, 28 Şubat artıklarının FETÖ’nün darbeciliğini kendilerine kalkan olarak kullanmalarına müsaade etmiş, düne kadar darbe çağrıları yapan bir sürü şahıs iktidar nezdinde itibar görmeye başlamıştır” dedi.

cumhuriyet.com.tr

Davutoğlu, iktidarın küçük ortağı kastederek, MHP’nin adını anmadan şu mesajı verdi:

 “Bu çevrelerin bugün iktidar ortağı olarak hareket ediyor olması 15 Temmuz gecesi şehit düşenlerin verdiği demokrasi ve özgürlükler mücadelesinin aziz mirası açısından hüzün vericidir” dedi.

 Davutoğlu, “28 Şubat darbesinin hala geçerli olduğu” söylemlerinin bir uyarıcı olması gerektiğini belirterek, eleştirilerini sürdürdü. 

“Hele hele bu çevrelerin bugün iktidar ortağı olarak hareket ediyor olması 15 Temmuz gecesi şehit düşenlerin verdiği demokrasi ve özgürlükler mücadelesinin aziz mirası açısından hüzün vericidir”.

"TÜRKİYE GERİLEDİ”

“Hain darbe girişiminin dördüncü yıldönümünde samimi ve açık yürekli bir muhasebeye ihtiyaç vardır” diyen Davutoğlu, bunun için “cesur sorular sormak ve onların savundukları değerler için vizyoner cevaplar vermek” gerektiğini savundu. Darbeye karşı çıkanların mücadelesine sahip çıkılmadığını söyleyen Davutoğlu, iktidarı Türkiye’yi geriye götürmekle suçladı:

“Milletimiz 15 Temmuz’da hain darbecileri püskürterek Türkiye’nin önünü açmış, ancak iktidar son dört yılda yaptıklarıyla her konuda Türkiye’yi geriletmiştir. Bu dört yıl içinde Türkiye’de demokrasi güçleneceğine zayıflamış, özgürlükler artacağına azalmış, siyasetin önündeki engeller kalkacağına tahkim edilmiş, toplumsal barış pekişeceğine gevşemiştir.”

“DARBECİ ZİHNİYETİN TASFİYESİ GEREK”

Davutoğlu, 4 yıl sonra dahi darbe ihtimalinden söz edilmesinin nedeninin demokrasinin kurumsallaşmaması olduğunu söyledi:

“Bugün her zamankinden daha fazla darbeci zihniyetin tasfiyesi ve otoriter eğilimlere karşı kapsayıcı bir demokrasi anlayışının kurumsallaşması için çaba göstermek zorundayız.Dolayısıyla çift yönlü bir mücadele sürdürme sorumluluğu ile karşı karşıyayız: Darbeci zihniyetin bir daha hortlamayacak şekilde tasfiyesi ve kapsayıcı bir demokrasi anlayışının kurumsallaşması.”

Davutoğlu, bu geriye gidişte Başkanlık sisteminin rolüne işaret etti:

“Milletimizin verdiği şanlı direniş ile ilk kez bir darbe teşebbüsü akamete uğratıldıktan dört yıl sonra hala darbe ihtimali üzerine konuşulabiliyor olmasının temel nedeni geçen bu dört yıl içinde demokrasimizin kurumsallaşamadığı gibi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile birlikte geçmiş kazanımlarını da kaybetmeye başlamış olmasıdır.”

“HEPİMİZİN PSİKOLOJİK KRİZ SARMALINA GİRMESİNİ BEKLİYORLAR”

Davutoğlu, toplumun psikolojisiyle oynandığını da belirtirken, buna karşı koymak gerektiğini savundu:

“Bugün Türkiye’de karamsarlık psikolojisinin yayılmasından medet uman çevreler, hepimizin psikolojik bir kriz sarmalına girmesini beklemektedir.  Bugün yapılması gereken, gerçekçi bir yaklaşımla tehdit ve risklerin farkında olmak ve her alternatif için tedbir anlamında hazırlıklı olmak, ama asla bu tehdit ve risk psikolojisinin toplum katmanlarına sirayet etmesine izin vermemektir.”

BAROLAR ETNİK VE MEZHEBİ BÖLÜNME YARATACAK

Tek baro ile nisbi temsile dayalı seçimi savunan Davutoğlu, Meclis’te kabul edilen çoklu baro sistemini de eleştirdi:

“Son günlerde iktidar tarafından TBMM’ye getirilen çoklu baro sistemi de savunmanın etnik ve mezhebi kimlikler veya siyasi ve ideolojik tercihler etrafında bölünmesine yol açacaktır. Şu anda geçerli olan blok liste uygulaması ise çoğunlukçu odaklanmaya neden olmaktadır.“

“SİSTEM YOZLAŞTI”

Gelecek Partisi Genel Başkanı iktidarı “ehliyet ve liyakat yerine” “akraba kayırmacılığını tercih ettiği için de eleştirdi:

“Darbeci zihniyetlerin güç devşirmeye çalıştığı bürokrasiyi güç mücadelesi alanı olmaktan çıkarmanın en temel ilkeleri ise ehliyet ve liyakattır. Bürokraside ehliyet ve liyakat ilkelerinin terk edilmesi ve nepotizmin yani akraba kayırmacılığının yaygınlaşması devlet düzeninde etkinliği, verimliliği ve rasyonaliteyi yok etmek suretiyle sistemin yozlaşmasına ve kamunun sisteme olan güveninin sarsılmasına yol açar. “