Dava ertelendi... Celal Başlangıç: Mesleğimi öldürmem

Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amaçlı düzenlenen ‘nöbetçi yayın yönetmeni’ kampanyasına katılan gazeteci yazar Celal Başlangıç hakim karşısındaydı. İnan Kızılkaya ve Ömer Ağın da yargılandığı dava 24 Kasım'a ertelendi.

cumhuriyet.com.tr

Gazeteci Celal Başlangıç, Özgür Gündem gazetesine yönelik baskılar nedeniyle başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katıldığı gerekçesiyle hâkim karşısına çıktı. Başlangıç savunmasında, söz konusu yargılamaların konjonktürel olduğunu, dayanışmayı sürdüreceğini ifade etti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya gazeteci Celal Başlangıç ve gazetenin tutuklu Sorumlu Yazıişleri Müdürü İnan Kızılkaya katıldı. Yargılanan gazetecilere destek olmak için çok sayıda meslektaşı da duruşma salonunda yer aldı. Duruşmada savunma yapan Başlangıç, söz konusu yargılamanın konjonktürel olduğuna vurgu yaparak, “41 yıllık gazeteciyim; bunun en az 30 yılında Kürt sorunu ile ilgili binlerce haber, röportaj, makale yazdım. Şu ana kadar yayımlanmış 8 kitabım var. Bunlardan 4’ü doğrudan Kürt sorunu ile ilgili. Örneğin 1993 yılında Bekaa Vadisi’ne giderek Abdullah Öcalan’la röportaj yaptım. Bir dizi yazı yayımladım. O yıllarda bile değil dava tek bir soruşturma açılmadı” dedi. 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde Kandil’e giderek Cemil Bayık’la röportaj yaptığını aktaran Başlangıç, Kürt sorunu ile ilgili yazdığı yazılar ve kitaplarla ilgili tek bir mahkûmiyetinin olmadığını belirtti. “Bütün meslek hayatımda binlerce yazıyla, 4 kitapla, verdiğim onca röportajla, yaptığım konuşmalarla, katıldığım televizyon programlarıyla işleyemediğim bütün suçları bir tek gün Özgür Gündem gazetesinde Nöbetçi Genel Yayın Müdürü olunca işlemişim” diyen Başlangıç, bütün suçlamaları reddetti. Başlangıç, “Gazeteciliğin temelinde savaşa ve çatışmalara karşı çıkmak yatar. Çünkü bir savaşta, bir çatışmada önce gerçekler ölür. Gerçeğin öldüğü yerde gazetecilik de ölmüş demektir. Neden suç işlemeye alenen tahrik edip, suçu suçluyu övüp, terör örgütü propagandası yapıp kendi mesleğim olan gazeteciliği öldüreyim ki” diye sordu.

Baskı çemberini kırmak için Özgür Gündem’le dayanışmak gerektiğini vurgulayan Başlangıç, “Artık nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapılacak bir Özgür Gündem gazetesinin bile ortada kalmadığını düşünürsek gerek benim gerekse de yüze yakın meslektaşımın yaptığı bu dayanışmanın ne kadar doğru olduğu ortaya çıkar. Özgür Gündem gibi baskı altına alınan, sesi kısılmak istenen, sonunda susturulan bütün yayın organlarıyla, meslektaşlarımla basın ve ifade özgürlüğü için halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için bundan sonra da dayanışmayı sürdürmeye kararlıyım” dedi.

Cezaevinde darbe uygulaması var

“Cezaevinde darbeciler başarılı olsa devreye koyacakları uygulamaya maruz kalıyoruz” diyen Kızılkaya ise ağır tecrit şartlarında kaldığını belirterek savunmasını yapmak için mahkemeden süre talep etti. Kızılkaya mahkemeye sunduğu dilekçede şunları aktardı: “Gözaltına alındığımız 16 Ağustos tarihinde polisler, gözaltı aracında ‘Sizi Musa Anter gibi öldüreceğiz, asit kuyularına atacağız’ diyerek tehdit etti” dedi. Mahkeme duruşmayı 24 Kasım’a erteledi. Kızılkaya duruşma sonrası jandarmalar tarafından götürülürken salona “Arkadaşlar tecrit devam ediyor” diye seslendi.