Darbe dönemi gibi
AKP’nin tek başına iktidar olamaması nedeniyle bölge kaosa sürüklendi. PKK saldırıları ile beraber operasyonların yoğunlaşması nedeniyle savaş ve sıkıyönetim manzaraları var.
Alican Uludağ
Sayısız gözaltı yapıldı
Temmuz ayı başında KCK yönetimi, baraj ve askeri karakol yapımlarını gerekçe göstererek ateşkesin bittiğini açıkladı. 20 Temmuz’da önce IŞİD tarafından Suruç’ta düzenlenen canlı bomba eyleminde 33 kişi hayatını kaybetti. Daha sonra IŞİD üyeleri, Kilis sınırında askerlere ateş açtı, astsubay Yalçın Nane şehit oldu. Son olarak PKK; Ceylanpınar’da aynı evde kalan iki polisi uyudukları sırada şehit etti. Üç olay sonrasında savaş uçakları hem PKK kamplarını hem de IŞİD hedeflerini vurdu. Hükümet, kamu güvenliğini sağlama adı altında IŞİD başlığıyla yaptığı operasyonunu genişletti, PKK, DHKP/C üyesi olduğu iddiasıyla 2 bin 500’e yakın kişi gözaltına alındı, yaklaşık 280 şüpheli tutuklandı.
Yasak bölge çoğaldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK saldırılarını gerekçe göstererek çözüm sürecinin buzdolabına kaldırıldığını bildirdi. Bu kararla birlikte PKK’ye yönelik operasyonlar yavaş yavaş hızlanmaya başlandı. PKK de özellikle Güneydoğu’da kent merkezinde dolaşan sivil asker ve polisleri hedef aldı. Operasyon için başta Hakkâri, Tunceli, Diyarbakır, Ağrı, Şırnak, Siirt olmak üzere birçok ilde kırsal alan özel güvenlik bölgesi ilan edildi. Çözüm sürecinde yaylalara çıkmanın özgürlüğünü yaşayan halkın sevinci kısa sürdü. Yasak bölge ilan edilen yerlere yönelik havadan ve karadan operasyonlar yapıldı.
AKP’nin “hayaldi gerçek oldu” diye propagandasını yaptığı sokağa çıkma yasağı uygulamaları da yine bu dönemde geri döndü. Cizre, Sur, Silvan, Varto, Yüksekova gibi birçok ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 8 gün sokağa çıkma yasağı ilan edilen Cizre’nin tüm dünya ile iletişimi kesildi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun genelgesiyle Başbakanlık’ta ve buna bağlı il ve ilçelerde dernekleri, sivil toplum örgütlerini, basını ve sivilleri fişleyecek yapı kuruldu. MİT, Emniyet ve jandarmaya fişleme konusunda talimat verildi. Ankara Barosu, fişleme yönetmeliğinin iptali için dava açtı. Yine Davutoğlu’nun genelgesiyle askere sokağa inme yetkisi verildi. Ayrıca çözüm sürecinin aksine askerin, valilerden izin almadan operasyon yapma yetkisi iade edildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü, 81 ile gönderdiği genelgede iç güvenlik paketinin yeterince etkin olarak kullanılmadığı uyarısında bulundu. Genelgede, polisin silah kullanma yetkisini tereddüt etmeden kullanılması istendi. Bu talimattan sonra yapılan Cizre operasyonunda çoğu vurularak 22 sivil öldü. Şırnak Valisi, Cizre’ye yönelik operasyon öncesinde bir orduya yetecek kadar polis ve askeri malzeme istedi. 700’ü özel harekatçı olmak üzere 2 bin polis ve 366 zırhlı araç Ankara’dan istendi.
Muhbirler devrede
İçişleri Bakanlığı, muhbirlik sistemini devreye soktu. Terör örgütlerinin yöneticilerini yakalatana 4 milyon TL’ye kadar para ödülü verilmesi için yönetmelik yayımlandı.
İçişleri Bakanı Selami Altınok, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki 22 ilde görevlendirilmek üzere yaklaşık 5 bin yeni korucu alınacağını açıkladı. Buna paralel olarak Emniyet Genel Müdürlüğü de KPSS ile lisans mezunu 5 bin özel harekât polisi alacağını duyurdu.
Bütçe savaşa gitti
Doğu ve Güneydoğu’daki çatışmalar yoğunlaşırken, güvenlik ve savunma giderleri için yılın 8 ayında 1 milyar 890 milyon 94 bin lira harcama yapıldı. Gizli “örtülü ödenek” harcamaları da yılın 8 ayında 1 milyar 185 milyon 783 bin liraya ulaştı.