Danıştay'dan bakanlığa dinleme dersi

Danıştay'dan telekulak tartışmalarını alevlendiren dinleme yetkisine ilişkin bir karar çıktı. Danıştay, Adalet Bakanlığı'nın dinlemeyi düzenleme yetkisinin olmadığını açıkladı.

cumhuriyet.com.tr

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, telefon dinleme yönetmeliğinin bazı hükümlerinin yürütmesinin durdurulması isteminin kısmen kabulüne ilişkin karara Adalet Bakanlığı’nın yaptığı itirazı reddederken, hukuk dersi de verdi.

Danıştay kararında, Adalet Bakanlığı’nın telefon dinleme konusunda yönetmelikle düzenleme yapma yetkisi bulunmadığına dikkat çekildi. Adalet Bakanlığı ise yönetmeliğin yasaya dayanılarak çıkarıldığını bildirdi.

İstanbul Barosu, 14 Ocak 2007’de Resmi Gazete’de yayımlanan Adalet Bakanlığı yönetmeliğinin, bazı hükümlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açmıştı. 10. Daire, yönetmeliğin bazı hükümlerinin yürütmesinin durdurulması istemini reddetmiş, bazı hükümlerinin ise yürütmesini durdurmuştu. Adalet Bakanlığı, kararın kabule ilişkin kısmına itiraz ederek, kaldırılmasını istemişti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bakanlığın itirazını yerinde görmedi ve reddetti. Kurulun gerekçesinde, şu belirlemeler yapıldı:

“Yargının bağımsızlığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumun huzuru, ulusal dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk ulusçuluğuna bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmasının doğal ve zorunlu sonucu, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunun, kişi temel hak ve özgürlüklerinin en önemli güvencesini oluşturan hukuk güvenliğini sağlamanın tek aracıdır. Anayasa, yürütme erki ile yargı arasında, yargının işlevsel etkinliğini arttırmak, faaliyetlerini hızlandırmak ve kolaylaştırmak için kimi organik bağlar kurmakla birlikte, fonksiyonel bir etkide bulunulmasına, yani yargı yetkisinin kullanılmasına ve yürütülmesine karışmaya kesinlikle izin vermemiştir. Mahkemelerce yapılan faaliyetlerin neler olduğunun belirlenmesinin yürütme erkine bırakılmaması, hatta yürütmenin etki ve gözetiminin dahi bulunmaması hukukun genel ilkelerinin ve üstün kamu yararının mutlak gereğidir.”

Yargılama usulü içinde düzenlenen bir konunun idari alan sayılabilmesi için bu konuların neler olduğunun ve sınırlarının yasa koyucu tarafından açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğuna işaret edilen gerekçede, “Yasa koyucunun düzenleme yapma yetkisi vermediği hususların da idarece düzenlenebileceğinin kabulü, yargı yetkisinin idare tarafından kullanılması anlamına gelir ki, bu durumun diğer bir ifadesi fonksiyon gaspıdır” belirlemesi yapıldı.

Gerekçede, yasa koyucunun, birçok temel hak ve hürriyetle ilgisi olan iletişimin denetimi kapsamındaki faaliyetlerin özellikle yönetmelikle düzenlenmesini öngörmediği ve bu konuları yasada ayrıntılı olarak düzenlemeyi tercih ettiğinin görüldüğü vurgulandı.
“Mahkemeler tarafından uygulanacak olan yargılama usulüne ilişkin kanunların, idarenin görev alanı ile ilgili olduğundan söz etmeye olanak bulunmamaktadır” denilen gerekçede, “Ceza Muhakemesi Yasası’nda düzenlenen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi ve gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme konularında Adalet Bakanlığı’nın düzenleme yetkisi bulunmadığından, yürütmenin durdurulması isteminin bu gerekçeyle kabulü gerekirken dairece işin esasının incelenmesi suretiyle verilen yürütmenin durdurulması kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır” denildi. Danıştay 10. Dairesi, söz konusu yönetmeliğin iptal istemini daha sonra karara bağlayacak.

 

68 hâkim dinlendi...

Adalet Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına karar verilen maddelerinin Adalet Bakanlığı’na dinleme yetkisi vermediği belirtilerek yönetmeliğin yasaya dayanarak çıkarıldığı kaydedildi. Açıklamada, “Burada yeni hükümler getirilmemiş, ilgili yasa maddelerinin tekrarları ile bunların nasıl uygulanacağı gösterilmiştir. Danıştay'da görülmekte olan davanın esası hakkında bir karar da verilmemiş olup, dava devam etmektedir” denildi. Açıklamada, Adalet müfettişlerince son 5 yıl içerisinde 69 hâkim ve savcı hakkında mahkemelerden dinleme kararı alındığı bildirilirken, bugün itibarıyla müfettişlerin aldıkları karara dayanarak dinlenen yargıç bulunmadığı belirtildi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Özdemir Özok, Danıştay’ın kararıyla Adalet Bakanlığı’nın Türkiye’de herkesin üzerine korku saldığı dinleme işlemini iptal ettiğini söyledi. Özok, şunları kaydetti:

“Türkiye’de Genelkurmay Başkanı’ndan Anayasa Mahkemesi Başkanı’na, yargıçlardan sıradan vatandaşlara kadar herkes dinlenme korkusuna girdi. Bunun adına hukuk devleti denemez. Danıştay Türkiye’nin hukuk devleti rayından çıkmasına neden olacak bir uygulamaya engel oldu. Ben kimse hiçbir koşulda dinlenmesin diye söylemiyorum. Ama bunun kuralları, yasalardaki yeri belli. Bunu genelleştirseniz, insanların özel yaşamına, özel yaşamının gizliliğine müdahale edersiniz. Bir yerden dönecektir. Dönecek yer de bağımsız yargıdır. Ben bu kararı çok anlamlı buluyorum. İyi ki Türkiye’de Danıştay var, iyi ki Türkiye’de hukuka bağlı yargıçlar var.”