Çuvalın içinde iple boğarak öldürdüler!
Batman'da 2012 yılında fidye için kaçırılan ve çuvalın içinde boğularak öldürülen 12 yaşındaki Yunus Aslanlı'nın cinayet sanıklarının yargılanması tamamlandı.
DHA
Batman'da kuyumculuk yapan Mehmet Şirin Aslanlı, 30 Kasım 2012 tarihinde polise çocuğu Yunus'un kayıp olduğunu bildirdi. Batman İMKB İlköğretim Okulu 6'ncı sınıf öğrencisi Yunus'un okuldan çıktıktan sonra eve gelmediğini belirten babası, "Biri arayarak Yunus'un ellerinde olduğunu, yanlış yaparsam ona zarar vereceklerini söyleyip, 500 bin lira istedi" dedi.
Batman Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili soruşturma açarken, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri de operasyon başlattı. Yunus'un okul arkadaşları ile görüşen polis, babası ve amcalarının telefonunu da dinlemeye aldı. Olaydan bir gün sonra babası Mehmet Şirin Aslanlı'yı arayan fidyeciler para pazarlığı yaparken, polis telefon sinyallerinden şüphelilerin yerini tespit etmeye çalıştı.
FİDYECİ AKRABASI ÇIKTI
İletişimi takip eden polis, fidyecilerin Adil Toprak ve İhsan Çelebi olduğunu, Adil Toprak'ın ise Yunus'un babası Mehmet Şirin Aslanlı'nın teyzesinin oğlu olduğunu tespit etti. Mahkeme kararıyla şüphelilerin telefonları teknik takibe alınırken, operasyon yapılması için özel ekip kurularak hazır bekletildi.
YUNUS'UN SON SÖZLERİ: BABA AMCALARIN PARASINI VER
Dinlemeyi sürdüren polis, Yunus'un öldürülmeden önceki son sözlerini de kayıt altına aldı. Kayıtlarda fidyeciler olaydan 3 gün sonra Mehmet Şirin Aslanlı'yı arayarak çocuğuyla görüştürdü. Saat 18.03 sıralarında yapılan görüşmede Yunus'un babasıyla yaptığı konuşma kayıtlara şöyle geçti:
Yunus: Baba ben iyiyim amcaların parasını ver.
Baba : Para sana kurban olsun. Sen rahat ol tamam mı oğlum? Onlar amcalarındır. Para sana kurban olsun babacığım.
Soruşturmayı yürüten polis, şüphelilerin Yunus'u babasıyla konuştuktan sonra hemen öldürdüğünü, ancak parayı almak için görüşmelere devam ettiklerini tespit etti.
SEKİZ ADRESE EŞZAMANLI OPERASYON
Telefon sinyalleri ile çok sayıda yer tespit eden polis, Yunus'un bu adreslerden birinde olma ihtimali üzerine operasyon başlattı. Operasyonda Diyarbakır, Batman ve Muş şehir merkezinde 8 ayrı adrese eşzamanlı baskın yapıldı. 2012 yılının Aralık ayında düzenlenen operasyonda küçük Yunus'u bulamayan polis, Adil Toprak'ı Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde, İhsan Çelebi'yi ise Muş şehir merkezindeki evinde gözaltına aldı. Polis, Yunus'un kaçırılmasında kullanılan aracı da Adil Toprak'ın evinin önünde buldu.
YUNUS'UN CESEDİNE SAZLIKLARDA ULAŞILDI
Yakalanan şüphelilerden İhsan Çelebi, Yunus'un babasıyla görüştürüldükten hemen sonra Adil Toprak tarafından öldürülüp, kanala atıldığını söyledi. Gözaltına alınan Çelebi, daha sonra polisi Yunus'un cesedinin atıldığı bölgeye götürdü. Diyarbakır'ın Bismil İlçesi girişindeki Kocalar mevkiine gelen polis, burada arama çalışması başlattı. 500 metrelik alanda arama yapan polis saat 01.15 sıralarında sazlıklar arasında Yunus'un cesedine ulaştı.
İKİ AY OKULDA TAKİP ETMİŞLER
Gözaltına alındıktan sonra ifadesi alınan Adil Toprak, 2 ay boyunca Yunus'u okulda takip ettiklerini belirterek şunları söyledi:
"Kaçırdıktan sonra tenha bir yerde Yunus'u arabanın bagajına koydum. Hava kararınca ellerini, ayaklarını ve gözünü bağladım. Çocuğu köyde samanlığa sakladım. O gece samanlıkta tek başına bırakarak eve gittim. Sabah ekmek ve su alıp samanlığa gittim. Ekmek ve suyu verdikten sonra ayrıldım. Üç gün çocuk samanlıkta durdu. Ellerini, ayaklarını ve ağzını bağlamıştım. Babası sesini duymak istiyordu. Yunus'u samanlıktan alarak arabanın bagajına koyduk. Tenha bir yerde babasıyla görüştürdük. Görüşme sırasında telefon sık sık kesilince dinlendiğimizi sandık. Bu sırada çocuk arabanın arka koltuğunda su ve kek yiyordu. Konuşmadan sonra çocuğu tekrar bagaja koyduk ve öldürmeye karar verdik."
BOĞARKEN, ELLERİ AYAKLARI ÇUVALI PARÇALADI
Daha sonra dere kenarına geldiklerini söyleyen Toprak, çocuğu boğma anlarını da şöyle anlattı:
"Bagajdaki çocuğu çuvalın içine koydum. Çuvalın ağzını bağlayıp kapağı kapattım. İhsan bu sırada çocuğu boğmak için ip hazırlıyordu. Bir süre gidip, uygun bir yerde durduk. Bagaja gidip İhsan'ın verdiği ipi çuvalın üzerinden çocuğun boynuna denk gelen yere doladım. İpin bir ucu İhsan'da bir ucu bendeydi. İhsan çolak olduğu için ipin üzerine bastı. Ben diğer tarafına asıldım. Çocuk can çekişerek boğuldu. Çırpınırken elleri ve ayakları çuvalı yırtarak dışarı çıktı. İp ve çuvalı alıp, cesedi kanala attık. Sonra babasını arayıp, para istedik. Çuvalı bir menfezin altına sakladık. Telefonu kırıp attık."
Şüpheli İhsan Çelebi ise, "Çocuğun öldürülmesiyle bir ilgim yok. Adil gözümün önünde öldürdü" dedi.
ÜÇÜNCÜ DURUŞMADA KARAR ÇIKTI
Sanıkların geçen yıl Kasım ayından bu yana yargılandığı Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde, üçüncü duruşmada karar çıktı. Sanık İhsan Çelebi suçsuz olduğunu öne sürerken, son sözü sorulan Adil Toprak ise, "Pişmanım, bir hata yaptık. Birlikte kaçırıp, öldürdük" diye konuştu.
Geçen hafta yapılan duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti Adil Toprak ve İhsan Çelebi'yi 'Tasarlayarak çocuk öldürme' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından birer kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 14'er yıl hapis cezasına çarptırdı.