Cumhuriyet’i bugünlere taşıyan kadın... Berin Nadi’yi anıyoruz

Berin Nadi, gazetenin kuruluş yıldönümü kutlamalarında konuşma yapmaktan çok hoşlanırdı. Cumhuriyet’i bugünlere taşımanın onurunu sadece yakından tanıyanlar, gözlerinin içindeki ışıltılardan görebilirlerdi. Cumhuriyet Vakfı kurucusu Berin Nadi’yi sevgiyle, özlemle anıyoruz...

Şükran Soner

Atatürk’ün Türk Dil Kurumu’nun başına getirdiği, sevgili edebiyatçı, şair arkadaşı Cemal Sahir’in kızı. Yunus Nadi’nin oğlu Nadir Nadi’nin eşi, üç Cumhuriyet evinde yaşamış, Atatürk sevdalısı Berin Nadi, Nadir Nadi’nin sağlık sorunları nedeniyle Cumhuriyet gazetesi yönetiminde uzun soluklu görev yapmıştı. Nadir Nadi 12 Mart sürecinde aile içi yönetim darbesi, yazarları, çalışanları ile birlikte Cumhuriyet yönetiminden uzak kaldığı dönem, okur boykotu ile bir yıllık ayrılıştan sonra geriye dönüşte aldığı dersle, Cumhuriyet yazarlarının patronaja karşı korunması kaygısı, arayışları içindeydi.

Yönetime geri dönüşün ardından yazarların Cumhuriyet’in kimlik değerlerinden sorumlu oldukları Cumhuriyet Gazetesi Yayın Kurulu’nu oluşturmuştu. Le Mond’dan esinlenerek çalışanların söz sahibi olacakları, yönetime katılma formülleri üzerinde, Oktay Kurtböke’yi görevlendirerek çok uzun arayışlar içine girmişti. Ülkemizde “Fransa’nın onuru” yaklaşımı ile kârsız, patron olma sevdasına kapılmadan vakıf oluşturacak, parasal destek verecek sermaye kültürü ortamı yoktu. İlk aşama olarak yazarlardan oluşan Yayın Kurulu’na, yayın politikası üzerinde karar verme yetkisi verilmişti. Nadir Nadi’nin ölümünden sonra yönetim kurulu, Yayın Kurulu’nun onayı olmadan yazar alınması kararı ile kriz yaratarak, İlhan Selçuk, Berin Nadi’nin istifaları ile başlayan süreci işletmişti.

İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Oktay Akbal, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Ali Sirmen... Nadir Nadi’nin yazarları olarak bilinen yazarlar kadrosu ile çok sayıda Cumhuriyet gazetesi çalışanı toplu olarak istifa ettiler... Yeni bir okur boykotu, gazetenin iflasına kadar giden süreç, liberal operasyonu böylece gündeme girmişti. Berin Nadi kendini suçluyor, yazarları, Nadir Nadi’nin yakın arkadaşlarını sık sık evinde toplayarak çıkış yolu arıyordu. Biraz erken gitmiş olmalıyım Berin Nadi yataklık, uzanmış, ağlıyor, “Atatürk’ün, Yunus Nadi’nin, Nadir Nadi’nin gazetesinin, ölümünden hemen sonra bu hale düşmesini önleyemedim. Bir şeyler yapmak zorundayız, vakfın kurulmasında yanımda bana yol göstermelisiniz...” diyor, zorluklara ilişkin itirazları dinlemek bile istemiyordu...

Vakıf kararlılığı

Hiç unutmuyorum, Nadir Nadi’nin en yakın arkadaşlarından, uzun soluklu Mali İşler Danışmanı Özer Derbil, “Hesap kitap işleri öylesine bozuldu ki.. Nadir Nadi’nin tüm yazarları, çalışanları tam kadro geri dönseniz de yetmez. Sıkı okur desteği yanında, kalıcı mali destek, çözümler olmazsa yakında iflas eder” diyordu. Berin Nadi’nin diretmesinde, İlhan Selçuk önderliğinde vakıf oluşumu, Berin Nadi’nin Nadir Nadi hisse payları, mal varlığı basamak yapılarak, vakıf oluşturulması çalışmalarında Prof. Aydın Aybay önderliğinde sıkı hukuksal çalışmalar sürdürüledursun, Cumhuriyet gazetesi düşünülenden çok daha kısa bir süreç içinde iflas masasına düştü...

Berin Nadi’yi, Cumhuriyet Vakfı’nı kurma direngenliği, kararlılığı, mal varlığı bağışı özverisiyle, Cumhuriyet Vakfı’nı kurarak bugünlere taşıyan kadın olarak özlemle, sevgiyle anıyoruz... Cumhuriyet okurlarının, Cumhuriyet’in yaşatılması için Sevgili Aziz Nesin simge Cumhuriyet aydınlanmacılarının ne çok çabası, emekleriyle ne çok toplantı, etkinlik yapıldı. Cumhuriyet’in, Nadir Nadi’nin yazarları ne zorlu koşullarda ne çok çabalar göstererek, Türkiye’nin her bölgesinde Cumhuriyet okurları, aydınlanmacılarıyla buluşarak ne çok etkinlik yaptılar...

Cumhuriyet sevdalıları

Sıfırdan, isim hakkıyla, Nadir Nadi, Berin Nadi mal varlığı payları ile sınırlı olarak, Cumhuriyet Vakfı şemsiyesinde gazete çıkarmak, okurla buluşmak, Cumhuriyet gazetesini yeniden canlandırmak öyle satırlara sığabilecek kolay bir öykü değil. Berin Nadi sorumluluğu, İlhan Selçuk direngenliği, okur sahipliği kilidi açan anahtarlar... O kadar çok insanın, kendi koşulları içinde o kadar çok çabası, özverilerinin bileşkesi bir savaşım, değerler buluşmasıdır ki.. Bir gazeteyi çıkaracak, yaşatacak işletme sermayesi olmaksızın, en pahalı gazeteyi, en düşük maliyetlerle çıkarma, okuma iradesi, Cumhuriyet sevdalıları, aydınlanmacılarının işi, gücü..

Parası yetmediği için, kendisi için en işlevsel haftada bir-iki gün alan okur mu istersiniz? Birkaç gazete alarak, alamayanlara dağıtanları mı? Yurtdışında gazeteci çalıştırılamayan koşullarda, ekonomik krizin haberi olsun haberci, yorumcu arandığında gönüllü katılanları mı? Yıllarca eksik maaşla, aslında çok düşük ücretlerle çalışanlarını mı? Yunus Nadi’den, iflas masasında kalmış gazeteyi vakıf şemsiyesinde çıkaranlarına, şaşmaz yönetim ilkesi, siyasal erk, banka kredilerinin tuzağına düşmemek adına ayağını yorganına göre uzatmak. Cumhuriyet değerleri ile bağımsız gazeteciliğin buluşmasında şaşmaz ilke, sadece okuru ve çalışanlarının buluşmasında ayakta kalmayı başarmak. Kolay mı? Sevgili İlhan Selçuk, ay başında çalışanların maaşlarını ödeyebilmek, gazetenin yayınında yaşamsal harcamalar için para bulabilmek adına boğuşup dururken, çok istediği Cumhuriyet’in romanını bile yazamadan bu dünyadan, bilinen zorlu koşullarda, 1. Silivri katliamının ağır bedelini ödeyenlerin arasında aramızdan ayrılıp gitti. Aklını, kalbini, kendisinden sonrasında Cumhuriyet’in nasıl yaşatılabileceği sorunlarında bırakmış olarak.

Yazıişleri bağımsızlığı

Cumhuriyet Vakfı’nı kurma iradesi, özverisi ile bugünlere taşıyan kadın, Berin Nadi, gazeteyi yaşatma konusunda topu İlhan Selçuk’a attıktan sonra, daha güvenli, daha bir onurlu, mutluydu. Cumhuriyet’i sonrası süreçte de bir biçimde ele geçirme düşü kuranların peşinde dolaşmalarında önerilere gülüp geçerek, şakalarla yanıt vermemek ustası kesilmişti. Cumhuriyet değerlerinde yoğrulmuş çok şey görmüş bilge, bir o kadar neşeli kimliği ile, gazetenin bağımsız kalma koşullarını çok iyi algılamış olarak, olup bitenlere ilişkin, vakıfta eş sorumluluk tanınmış İlhan Selçuk başta vakıf yönetimi, gazeteye çıkartan şirket, yazıişleri kadrolarına soru yöneltmek saygısızlığında bulunması söz konusu değildi.

En büyük keyif

Bir tek 7 Mayıs, gazetenin kuruluş yıldönümü kutlamalarına keyifle katılmak, konuşma yapmaktan çok hoşlanırdı. Cumhuriyet’i bugünlere taşımanın onurunu sadece yakından tanıyanlar, gözlerinin içindeki ışıltılardan görebilirlerdi. İlhan Selçuk, yakın dost, yazarlarla buluşma geleneğini Nadir Nadi yaşıyormuş gibi sürdürürken Fransızca şiir, kültür atışmalarını izlemek çok keyifliydi. O hep Cumhuriyet ailesi, Sevgili Nadir Nadi’den “Yadigâr” olarak kalmayı seçti. Aslında Cumhuriyet için, yaşamasında geçerli tüm zorlu koşullarının ayrıntıları ile hep kaygılı, bilgili, bilinçli izleyicisi idi. Nadir Nadi ekolünden suskunluğu, bağımsız gazeteciliğe, Cumhuriyet değerlerine bağlılığın sihirli anahtarını keşfetmiş olmasıyla doğrudan ilişkiliydi. Cumhuriyet’i ekonomik sorunlarla sıkıştırarak ele geçirme hamlelerinde dik duruşu, değerlendirmelerindeki uyarıcı sağduyulu çıkış, analizleri inanılır gibi değildi...

Cumhuriyet gazetesinin değerleriyle yaşatılmasına yönelik, çocuğunu içi titreyerek, annelik kaygıları ile izleyen, ancak asla özgür kimliğinin gelişimine engel oluşturmak istemeyen gerçek bir anne gibiydi. Işıklar içinde yatsın...

TÖREN DÜZENLENECEK

Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve gazetemizin eski imtiyaz sahibi Berin Nadi’yi aramızdan ayrılışının 16. yıldönümünde özlemle anıyoruz. Berin Nadi için bugün saat 12.00’de Edirnekapı Şehitliği’ndeki aile kabristanında anma töreni düzenlenecek.