Cumhuriyet kurumları AKP iktidarında nasıl yok edildi? Konunun uzmanları Cumhuriyet'e anlattı
AKP iktidarı, Atatürk’ün kurumlarını kurgulu ve bilinçli şekilde yok etti. Tarihçi Prof. Hakkı Uyar, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık ve eski THK Genel Başkanı emekli Hava Pilot Korgeneral Erdoğan Karakuş, Cumhuriyet kurumlarının başına gelenleri anlattı.
Ece PiroğluSiyasal İslama sarılarak dini duyguları suiistimal edip Atatürk devrimlerinden ve Cumhuriyet’ten rövanş alma hayaline kapılan AKP iktidarı, Atatürk’ün emriyle kurulan Cumhuriyet kurumlarını birer birer ortadan kaldırdı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında dünyaya aşı ihraç eden Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü kapatarak, koronavirüs salgınına karşı tek silah olan aşı konusunda Türkiye’yi dışa bağımlı hale getiren AKP iktidarı, Atatürk’ün “istikbal göklerdedir” diyerek kurduğu Türk Hava Kurumu’nu (THK) batağa sürükleyip orman yangınlarını yurtdışından gelen uçaklarla söndürmeye çalışıyor. Tarihçi Prof. Hakkı Uyar, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık ve THK Genel Başkanı emekli Hava Pilot Korgeneral Erdoğan Karakuş, Cumhuriyet’e konuştu.
‘BEKA SORUNUNA DÖNÜŞECEK’
Tarihçi - yazar Prof. Dr. Hakkı Uyar:
Atatürk, devleti kurumsallaştırmak için elinden gelen çabayı yaptı. Tanzimat ile başlayan bir kurumsallaşma süreci Cumhuriyet ile beraber tepe noktaya çıktı. Bunun içerisinde Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü de var, Türk Hava Kurumu da var. Bunların hepsi Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan kurumlar. Bu kurumların tekrar elbirliğiyle modernize edilmesi, korunması ve yaşatılması lazım. Bu kurumlar Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasını sağlayacak olan kurumlardır. Bunların içini boşalttığınız, bu kurumları tasfiye ettiğiniz zaman aslında tasfiye ettiğiniz şey Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisi oluyor. Yani devleti de tasfiye ediyorsunuz. Bir iktisat devleti olacağım, modern bir devlet kuracağım çabasıyla bugün geldiğimiz yerde Cumhuriyet’in kurucu kültürünün idealini tahrip ediyoruz... Umarım daha fazla bir bedel ödemeden bu kurumsal yapıya, geleneksel Cumhuriyetin kültürüne geri dönerek, gücü tek adama veren ve Cumhuriyetin kurumlarını tahrip eden yapıdan çıkarız. Yoksa bu, Türkiye için gerçekten beka sorununa dönüşecek. Eski Türkiye’nin Hıfzıssıhha Enstitüsü olsaydı Türkiye aşılama sürecinde daha başarılı olurdu, dışa bağımlı hale gelmeyebilirdi. Yine Atatürk döneminde THK’ye gösterilen önem bugün olsaydı yangın söndürmede bu kadar zor durumda kalmazdık, dış desteğe ihtiyaç duymazdık. Bu duruma düşmek üzüntü verici. Bir devleti yaşatan, kurumlarının gücüdür.
‘YIKIM SÜRECİ KURGULU VE BİLİNÇLİ YAPILDI’
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık:
Ülkemiz ne yazık ki son 19 yılı aşkın bir süredir yıkıma uğratılmakta. Çarpıcı olanı ise bu yıkım sürecinin kurgulu ve bilinçli oluşu. Şu anda siyasal iktidarı elinde bulunduranlar bir misyonla görev başına getirildiler. AKP bir proje partisi. Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmanın, bölmenin, parçalamanın, Sevr’in intikamını almanın ve Lozan’ı çöpe atmanın bir projesi. İktidar bunu yapıyor. Nitekim ulusal bayramlarımızın ve andımızın yasaklanması gibi pek çok sistematik yıkıma uğradık. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü 1928’de kuruldu. Çok başarılı oldu; aşılar, serumlar, biyolojik ürünler geliştirdi. 1938’de Çin’de çıkan kolera salgınına destek verdi, 1 milyon doz aşı gönderildi. ABD ordusuna da 2. Dünya Savaşı’nda aşı sağladı... 1998’den başlayarak bu enstitünün çalışmaları tavsadı. Teknolojisi yenilenmedi, adım adım bu sürece ilerledi... En son da 2011’de şimdiki AKP iktidarı kapısına kilit vurdu. Denildi ki küreselleşme var, biz aşıları dışarıdan alırız. Ama Covid-19 pandemisi sırasında aşı stratejik bir ürün haline geldi. Batılı emperyalistler önce kendilerini gözettiler, nüfuslarının kezlerce katı aşıya el koydular ve Türkiye bir aşı sorunu yaşadı, hâlâ yaşamakta. Halbuki demokratik, gelişmiş uygar ülkeler kurumlarıyla yol alırlar. Salgın yönetimi siyasetin güdümünde, bilimin dışında; politik, ticari, ekonomik ve popülist beklentilerle yönetilmeye çalışıldı ve olmadı. Çünkü aklı ve bilimi, özerk bilimsel kurumları rehber almak yerine bütün yetkileri otoriteyi tek adama bırakan dünyada örneği görülmemiş bir ‘sultani rejim’ inşa edildi. Türkiye’ye bu tür kurumların yeniden kazandırılması gerek. Bu tür kurumlaşmalar olmadan da Türkiye sorunlarını çözemiyor salgın örneğinde gördüğümüz gibi.
‘THK’Yİ KASASI DOLU DEVRETTİM’
Eski THK Genel Başkanı emekli Hava Pilot Korgeneral Erdoğan Karakuş:
Ben 100 trilyon borçla aldım, borçsuz 30 trilyon para arkadaşlara devrettim. 20 trilyon yatırım yaptım. 2000-2003 arası hal böyleyken şu anda böyle... Eğer her şey düzgün gitseydi, Atatürk’ün kurumları doğru yönetilseydi hiç bunlar olmazdı. Borçlu duruma düşmediğiniz takdirde kayyum filan gelmez size. Atatürk’ün kurumlarını yönetenler de Atatürk’e layık olacak şekilde yönetmeleri gerekiyor.
Diğer Haberler
-
Kılıçdaroğlu: THK, 80 milyon dolar kredi almış, bu para nereye harcandı denetleyen var mı? -
Mahkeme, kayyım yönetimine dur dedi: THK’nin gayrimenkullerini satamayacaklar -
"Terörist olma sebebi sayılıyormuş" diyen Kaftancıoğlu: THK uçakları neden uçmadı? -
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Engel olmasınlar biz THK’yi ayağa kaldırırız