Cumhurbaşkanının Görev Süresi...
cumhuriyet.com.trAnayasayı değiştiren 5678 sayılı yasada, “Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir” hükmü yer almaktadır. Bu konudaki tasarı TBMM’nin gündemindedir; Anayasa Komisyonu’ndan çıkmıştır. Tasarının son şeklinde, incelediğimiz konuya açıklık getirecek geçici hükümler yoktur.
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül bir süre önce Azerbaycan’a yaptığı gezide, uçakta gazetecilerle sohbet ederken konuyu açmış, TBMM’nin kendisinin görev süresine açıklık getirmesinin uygun olacağını belirtmiştir. Bu öneri, konuya güncellik getirmiştir. Bu nedenle hukuki açıdan bir değerlendirmenin yapılması uygun olacaktır.
1982 Anayasası cumhurbaşkanlarının görev süresi yönünden ilkeyi şöyle koymuştu: Cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıldır; aynı kişi 2 kez Cumhurbaşkanı seçilemez.
2007 yılında anayasada değişiklik yapıldı ve “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” denildi.
Abdullah Gül 28 Ağustos 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turunda 339 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. cumhurbaşkanı seçildi.
Bu bilgileri hukukun süzgecinden geçirdiğimizde, ortaya çıkacak olan sonuçlar nelerdir ? Bu sonuçlar, sayın Cumhurbaşkanının önerisinin bir değerlendirmesini de oluşturacaktır.
Abdullah Gül 28 Ağustos 2007 tarihinde cumhurbaşkanı seçildiğinde, 5678 sayılı kanunla yapılan ve görev süresini 5 yıla indiren, iki kez seçilmeyi mümkün kılan anayasa değişikliği 16.06.2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Değişiklik 21 Ekim 2007 tarihinde halkoylamasına sunuldu ve kabul edildi. Bu sonuç Yüksek Seçim Kurulu tarafından 31 Ekim 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bu noktada ilk ele alınması gereken konu şudur : Anayasada yapılan değişiklik ne zaman yürürlüğe girmiştir? 5678 sayılı yasada, “Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır” hükmü yer almaktadır.
Bu kanun için halkoylaması yapılmıştır ve kabul edilmiştir. Bu durumda hukuka uygun olan yorum, kanunun bu kabulden sonra yürürlüğe girmiş olmasıdır. Bu sonuç, halkoylaması kavramının doğurduğu bir sonuçtur. Aksi düşünceyi savunmak mümkün değildir. Şöyle ki, kanun halkoylamasından önce yürürlüğe girmiş olsa, bu kanunu kabul ya da ret düşüncesini halka sormanın ne anlamı olabilir? Demek ki anayasayı değiştiren kanun 31 Ekim 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir, çünkü YSK halkoylamasının sonucunu bu tarihte Resmi Gazete’de yayımlamıştır.
Bu açıklamaların ışığı altında belirtmek gerekir ki, Abdullah Gül anayasa değişikliğinden önce cumhurbaşkanı seçilmişti; 7 yıl görev yapma hakkına sahipti, iki kez seçilme olanağı da yoktu. Ancak TBMM, yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi, kendisinin seçiminden sonra anayasayı değiştirmiştir; süre 5 yıla indirilmiştir, ikinci kez seçilmek mümkün olmuştur.
Bu değişiklik sayın Gül’e uygulanabilir mi?
İki düşünce ileri sürülebilir. İlki, anayasa değişikliği Sayın Gül cumhurbaşkanı seçildikten sonra yapılmıştır.
Bu nedenle yeni hükümler kendisinden sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulanabilir. İkincisi, TBMM değişikliği Sayın Gül’ün seçiminden sonra yapmıştır, fakat hukukun genel ilkesi olan “kanunların derhal tatbik edilmesi” ilkesi gereği olarak, anayasanın değiştirilen hükümleri hukuka uygun yöntemle yürürlüğe girmiş olmakla, görev süresi devam eden bir Cumhurbaşkanı hakkında da uygulanır. Hukukta “kazanılmış hakka saygı” da bir temel ilkedir, fakat bu kamu hukuku alanında doğrudan doğruya sonuç doğurmaz. Bu nedenle yasalarda, özellikle hak sınırlamalarına gidildiğinde ya da bir hakkı kullanmak için öngörülen sürelerde bir kısaltma yapıldığında, geçici normlarla konuya açıklık getirilir. Bu yapılmadığında, yeni normlar ve kurallar derhal uygulanır.
Bu açıdan bakıldığında, anayasayı değiştiren yasada geçici normlar yoktur. Bu nedenle konunun yorum kurallarıyla aydınlatılması gerekir.
Bu düşüncelerden ikincisi kanımca hukukun ilkelerine uygundur. Yukarıda bu doğrultuda belirttiğim hususlar üstünlük taşımaktadır.
Ara sonuç: Cumhurbaşkanımız Gül’ün görev süresi 5 yıl olarak hesaplanmalıdır; ikinci kez seçilme olanağı vardır.
Konuya bir başka açıdan bakma fırsatını Cumhurbaşkanımızın konuyu gündeme taşıyan sözlerinde bulduğumu belirtmem uygun olur. Sayın Gül, TBMM’nin bu konuya en kısa sürede açıklık getirmesinin uygun olacağını söylemiştir. Bunun nasıl yapılması gerekir?
Anayasayı değiştiren 5678 sayılı yasada, “Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir” hükmü yer almaktadır. Bu konudaki tasarı TBMM’nin gündemindedir; Anayasa Komisyonu’ndan çıkmıştır.
Tasarının son şeklinde, incelediğimiz konuya açıklık getirecek geçici hükümler yoktur. Bu nitelikteki hükümlerin genel kurulda yasaya mutlaka eklenmesi kaçınılmazdır. Aksi takdirde hukuki kargaşa doğacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın beyanında yer alan ve belirsizliğin giderilmesini isteyen düşüncesinin altında yatan husus budur.
TBMM, yukarıda yaptığım açıklamalarla konuya ilişkin hukuki ilkeleri dikkate alarak tasarıya geçici normlar eklediğinde, konu aydınlanacaktır.
Prof. Dr. Erdener YURTCAN İstanbul Üniversitesi