Çözüm demokrasi

"Kürt açılımı" tartışmaları sürecinde SHP'de 1989 yılında Deniz Baykal başkanlığında hazırlanan "SHP'nin Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri" raporu ile CHP'nin 1999 ve 2001 yıllarında yayımladığı "Doğu ve Güneydoğu" ile "Demokratikleşme, İnsan Hakları" raporları da yeniden gündeme geldi.

cumhuriyet.com.tr

İktidarın “Kürt açılımı” girişimleri çerçevesinde SHP-CHP’nin bu konuda hazırladığı raporlar da gündeme gelirken 1989 yılında SHP’de dönemin genel sekreteri Deniz Baykal başkanlığında bir komisyon tarafından hazırlanan raporda, “Anayasadan başlayarak bütün ilgili yasal düzenlemeler demokratik hukuk ilkelerine uygun hale getirilecektir. Anadil yasağı ile ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılacak yurttaşların anadillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillerde değişik kültür etkinliğinde bulunmaları güvence altına alınacaktır” deniliyor.

Baykal, bu rapora yazdığı “sunuş”ta, “Resmi politikaların yok saydığı bu konunun korkusuzca tartışılması” gereği üzerinde duruyor.

“Kürt açılımı” tartışmaları sürecinde SHP’de 1989 yılında Deniz Baykal başkanlığında Fuat Atalay, Hikmet Çetin, Cumhur Keskin ve Eşref Erdem tarafından hazırlanan “SHP’nin Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri” raporu ile CHP’nin 1999 ve 2001 yıllarında yayımladığı “Doğu ve Güneydoğu” ile “Demokratikleşme, İnsan Hakları” raporları da yeniden gündeme geldi. SHP’nin raporunun ardından DGM soruşturma başlatmıştı.

SHP’nin raporunda yer alan bazı saptama ve öneriler şöyle:

* Cumhuriyeti kuranlar laikliği ve etnik çoğulculuğu temel ilke olarak benimsemişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti bir din, mezhep, ırk ve kafatası cumhuriyeti değildir. Türkiye, etnik köken açısından çoğulcu bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla cumhuriyetimizin temel özelliği, onun bir siyasal bilinç cumhuriyeti olmasındadır. Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşı sürecinde bu anlayışla Anadolu’da yaşayan ve değişik etnik kökenden gelen herkesin ortak katkısı ve eşit ağırlığı ile kurulmuştur. Bu zengin mozaiğin unsurlarından birini ya da birkaçını yoksayan anlayış ve politikalar gerçeklere uymaz ve kabul edilemez.

* SHP olarak temel siyasi tercihlerimizin başında ulusal güvenlik gelmektedir. Bütün sorunların ulusal bütünlüğü koruyarak ve üniter devlet yapısı içinde çözülebileceğine inanıyoruz. SHP politikasında devlet, toplumdaki etnik farklılaşma ile mezhep farklılıkları ile ilgilenmez. Öyle bir farklılaşmada taraf tutmaz.
 

‘Demokratik haklar sorunuyla iç içe’

* Doğu ve Güneydoğu Anadolu sorunu da, Kürt sorunu da Türkiye’nin demokratikleşme ve demokratik haklar sorunu ile iç içedir. Nitekim sorunların yoğunlaşarak arttığı dönem, demokrasinin askıya alındığı dönemdir.

* Terörle mücadele elbette yapılacaktır. Ancak terör örgütünün silahlı mücadelesi ileri sürülerek halka yapılan baskı haklı gösterilemez. Bu, silahlı terör örgütlerinin tuzağına düşmektir.

* Demokratikleşme düzenlemesi içerisinde anayasadan başlayarak bütün ilgili yasal düzenlemeler demokratik hukuk ilkelerine uygun hale getirilecektir. Bölge valiliği uygulamasına son verilecektir. Köy koruculuğu uygulamasına son verilecektir.

* Kürt kimliğini kabul ederek kendine “Kürt kökenliyim” diyen yurttaşlara bu kişiliklerine hayatın her alanında istedikleri gibi ve özgürce belirleme hakkına sahip olmaları olanağı sağlanacaktır. Bu çerçevede anadil yasağı ile ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılacak, yurttaşların anadillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillerde değişik kültür etkinliğinde bulunmaları güvence altına alınacaktır. Anadil yasağının kalkması ile anadillerin yurttaşların yaşamında özgürce kullanılması ve bu dillerde yayın yapılması olanağı sağlanmış olacaktır.

* Hiç kuşku yok ki Türkçe Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili olacak ve eğitim dili olarak kullanılacaktır. Ayrıca Türkçenin tüm yurttaşlara öğretilmesi için gerekli önlemler alınacak ve uygulanacaktır.

* Toplumdaki değişik kültür ve dillerin topluma, tarihe ve kültürlere saygı anlayışı içerisinde akademik bir çalışma olarak araştırılması devlet eliyle düzenlenecek, bu amaçla araştırma birimleri, enstitüler kurulacaktır.

* Temel anlayış olarak yurttaşların suçsuzluğu esas alınacak, yurttaşların her türlü temel hak ve özgürlüklerine sonuna kadar saygı gösterilecektir. Zora dayalı istihbarat elemanı görevlendirmelerine son verilecektir.