Covid: Türkiye'de yoğun bakım doluluk oranları 'kritik' seviyede, hasta yakınları ve hekimler tanıklıklarını anlatıyor
Türkiye'de 7 Nisan tarihinde şimdiye dek görülen en yüksek günlük yeni vaka ve can kaybı sayısı açıklandı. Yoğun bakım yatak doluluk oranın yüzde 66,5'e yükseldiği belirtildi. BBC Türkçe'ye konuşan sağlıkçılar, salgında ikinci zirve noktasının yaşandığı Kasım-Aralık dönemine göre şimdiki vaka ve ölüm sayılarında görülen artış eğilimini endişe verici buluyor. Çeşitli kentlerde hasta yakınına yoğun bakım yatağı bulamadığını söyleyenlerin sayısı da giderek artıyor.
BBC TürkçeTürkiye'de Nisan ayının ilk haftasında Covid-19 vaka ve ölüm verileri en üst seviyesine çıktı. BBC Türkçe'ye konuşan farklı sağlık kurumlarının yetkilileri, "üçüncü atak" olarak adlandırılan bu dönemin, diğerlerinden çok daha zorlu geçeceğini öngörüyor. Covid 19 hastalığı ile mücadeledeki en önemli göstergelerden biri olan yoğun bakım doluluk oranlarının da alarm verici seviyeye ilerlediği ifade ediliyor.
Bu haber için konuştuğumuz iki hasta yakını, anneleri için yoğun bakım yatağı arayışı içine girmek zorunda kaldıklarını anlattı. Bu kişilerden biri, annesini bu süreçte kaybettiğini söyledi.
7 Nisan'da Türkiye'de yapılan testlerde, 54 bin 740 ile en yüksek vaka, 276 kişi ile de en fazla ölüm sayısı kaydedildi. Ağır hasta sayısı 2 bin 604'e ulaştı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), rekor vaka ve ölüm sayılarıyla ilgili, "Yanlış sağlık politikalarında ısrar, sosyal cinayettir" diyerek hükümeti uyarıyor.
Sağlık uzmanları, koronavirüsle mücadelede yeni ve daha zor bir mücadele sürecine girildiğini değerlendiriyor.
Sağlıkçılara göre mutant virüsün etkisiyle her gün bir öncekine göre "oldukça ciddi" oranda artış gösteren yeni vaka sayıları, hali hazırda yüzde 66,5 seviyesinde olan yoğun bakım doluluk oranının kritik seviyede artmasına neden olacak.
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, en yüksek rakamların sırasıyla Samsun, İstanbul, Yalova ve Çanakkale'de görüldüğünü söylüyor.
BBC Türkçe'ye konuşan bir Sağlık Bakanlığı kaynağı, son günlerde artan vaka sayılarının yoğun bakım doluluk seviyelerindeki etkisinin önümüzdeki günlerde tabloya yansıyacağını belirtiyor.
Prof. Cinel de benzer bir şekilde, vaka sayısı ve ağır hasta sayısındaki "ürkütücü" artış eğiliminin, yoğun bakım doluluk oranına 10 gün sonra yansıyacağını ifade ediyor.
'Üçüncü atak dönemi öncekilerden zor geçecek'
10 gün içerisinde Türkiye'deki yoğun bakım kapasitesinin tamamen dolabileceğini söyleyen Prof. Cinel, son günlerde yaşanan "üçüncü atak" döneminin diğerlerinden farklı olduğunu anlatıyor:
"Bu üçüncü atak, öncekilerden çok daha zor geçecek. Birinci ve ikinci dalgaya göre daha az ağır hasta sayımız olmasına rağmen, daha yüksek ölüm sayısı görülüyor. Çünkü mutant virüs çok daha hızlı bulaşıyor ve organları daha çok tahrip ediyor. Yoğun bakıma alınan hastalarda daha çok organ tahribatı görülüyor."
"Hastaneler şu an tamamen alarm halinde. Kaotik bir süreç bizi bekliyor. Hastanelerdeki servisleri mecburen boşalttık, hızlıca Covid-19 servislerine çeviriyoruz. Covid-19 dışı hastalara da mecbur kalmadıkça hastanelere gitmemeleri gerektiğini söylüyoruz."
6-7 Nisan arasında Covid-19 kaynaklı ölümlerin bir günde yüzde 25 arttığını belirten Cinel, "10 gün sonraki vefat sayılarından korkuyorum" diyor.
Bu sayılar karşısında Sağlık Bakanlığı'nın "alarm halinde" olup olmadığını sorduğumuz Bakanlık kaynağı, "bakanlığın salgına dair rutin işlerini yapmaya devam ettiğini, ancak idari tüm kararların Cumhurbaşkanlığı ve kabine tarafından belirlendiğini" söylüyor.
'Kanser hastası ve Covid-19 anneme yoğun bakım yatağı aradık'
Son günlerde Türkiye'nin çeşitli kentlerinden, hasta yakınına yoğun bakım yatağı bulunamadığını söyleyen kişilerin sayısı giderek artıyor.
İstanbul'daki Türkiye Hastanesi'nde iç hastalıkları uzmanı olarak çalışan Ahmet Faruk Yağcı da Twitter hesabından akciğer tutulumu olan hastaların dahi evde tedavi gördüklerini belirtiyor.
Ciddi ciddi akciger tutulumu belirgin olanlari de evde tedavi ediyoruz artik. Caremiz yok. Israr ve itiraz da para etmez zira cidden ozeller dahil yer neredeyse kalmadi. Lutfen hareketliliği azaltin. Cocugunuzu eve alin.. spor salonu yuzme havuzu lokanta asla. Az sabir.
— Ahmet Faruk Yağcı (@dryagci) April 6, 2021
BBC Türkçe'ye konuşan bir hasta yakını, Covid-19 tanısı konulan 77 yaşındaki annesine, İstanbul'da tedavi gördüğü Acıbadem Hastanesi'nde yoğun bakım yatağı bulunamadığını anlatıyor.
Haberde isminin gizli kalmasını isteyen hasta yakını, kanser hastası olan ve yaklaşık 10 gün önce Covid-19 tanısı konan annesinin, yatak bulunamadığı için bir başka özel hastanenin yoğun bakım servisine kaldırılmak zorunda kaldığını anlattı:
"Odada oksijen desteği ile tedavi altındaydı. Bana yoğun bakımda daha tedbirli olacağını söylediler. Ama Acıbadem şubelerinin hiçbirinde yoğun bakımda yer bulunamadığı söylendi. 112'yi arayarak boş yatak olan bir başka özel hastanede yer bulduk."
Oğlu, Pendik'teki hastanede tedavi altına alınan annesinin İngiliz varyantı taşıdığının belirlendiğini söylüyor.
Mart ayı sonundan itibaren yapılan değerlendirmeler, çok daha hızlı yayılma kapasitesi olan İngiliz varyantının Türkiye'de çok büyük oranda dolaşımdaki virüs olduğu ifade ediliyor.
Yoğun bakım ünitelerindeki son durumla ilgili temasa geçtiğimiz Acıbadem Hastanesi yetkilileri şu açıklamayı yaptı:
"Bilindiği gibi, ülkemizde hasta sayısında bir artış bulunmaktadır. Buna bağlı olarak hem yoğun bakım servislerinde hem de kat yataklarında Covid'li hasta sayısı artmaktadır. Acıbadem Sağlık Grubu'nun da yoğun bakım ve kat yataklarındaki Covid'li hasta sayısı, Türkiye geneli ve İstanbul'a paralel bir şekilde artmaktadır. Dolayısıyla bazı hastanelerimizde zaman zaman, yatak bulma konusunda günlük olarak bazı sıkıntılar da yaşanmaktadır.''
'Annem yoğun bakımda yer bulamadığı için öldü'
Türk Yoğun Bakım Derneği, yatak yoğunluk tehlikesinin en çok hissedildiği şehrin Samsun olduğunu söylüyor.
Konuştuğumuz Samsun'da bir hasta yakını, annesini yoğun bakım yatağı bulunamadığı için kaybettiklerini söylüyor.
İsminin açıklanmamasını isteyen bu kişi, Sağlık Bakanlığı çözüm hattına da başvurdukları bu süreçte yaşadıklarını anlattı.
Annesinin, hastanede tedavi altında olduğu son iki haftada ciğerlerinin kötüleştiğini söyleyen kişi, "Yoğun bakımda tedavi görmesi gerekirken yer olmadığı için yoğun bakıma alınamadı, solunum cihazı bağlanamadı" diyerek devam ediyor:
"Başka hastanelerin Covid yoğun bakımlarında yer bulamadık. 14 gün geçtiği için başka hastaneye götürdük. Normal yoğun bakımda bir gün kaldı ve solunum yetmezliğinden vefat etti. Kayıtlara normal ölüm olarak geçti."
Samsun ili, her 100 bin kişide 678,72 vaka ile nüfusuna oranla en çok pozitif bulunan şehir konumunda.
Samsun Tabipler Odası Başkanı Funda Turtun, Kasım-Aralık ayında yaşanan ikinci zirve dönemindeki sayılara ulaştıklarını söylüyor.
Hastanelerin acil servislerinde yatış için bekleyen sedyelerden, yoğun bakıma yatış sırasına kadar her aşamada yoğunluk gözlendiğini belirten Turtun, artışın devamı halinde sağlık sisteminin krize girebileceği uyarısı yapıyor.
Açılan yeni servislerin anında dolmasına karşın mevcut durumda hala hastalara yatak bulunabildiğini söyleyen Turtun, henüz Samsun'dan komşu illere yoğun bakım hastası sevki yapılmadığını belirtiyor.
Yüzde 66,5 yoğun bakım doluluğu ne ifade ediyor?
İstanbul Tabip Odası'ndan aile hekimi Recep Koç, bakanlığın verdiği yoğun bakım doluluk rakamlarının "göz aldatmacası" yarattığını savunuyor.
Koç, çok sayıda ateşli hastanın evde tedavi altında olduğunu, hastanelere gitseler dahi bunların çoğunun geri dönmek zorunda kaldıklarını anlatıyor.
Peki, turkuaz tabloda görülen yüzde 66,5 yoğun bakım doluluğu ne ifade ediyor?
Türkiye'nin Covid-19 salgınında ikinci zirveyi yaşadığı Ekim-Aralık 2020 tarihlerinde, genel olarak hastanelerdeki yoğun bakım doluluk oranları en yüksek yüzde 75-80'ler seviyesini görmüştü.
Yüzde 80'lerdeki doluluk oranı yaşanırken, hastaların yoğun bakımlara ulaşma süresinin çok uzadığı ve yoğun bakımların tam dolduğu ifade edilmişti.
Bu rakamların kimi bölge ve illerde yüzde 95'leri bulduğu saptanmıştı.
Ancak Türkiye'de 2018 yılı itibariyle toplam hasta yataklarının yüzde 21,65'i, yoğun bakım yataklarının ise yüzde 41,93'ü özel hastanelerde bulunuyor.
Dolayısıyla yoğun bakım yataklarında yüzde 66,5 doluluk, aslında kamu hastanelerindeki yoğun bakım kapasitelerinin neredeyse dolduğunu ifade ediyor.
'Kasım ayından daha beter haldeyiz'
BBC Türkçe'ye konuşan Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Başkanı Ebru Kıraner ise hastanelerdeki yoğunluğun Kasım-Aralık dönemine göre çok daha fazla olduğunu anlatıyor.
Kıraner, yakın zamanda 600 hemşire ile yaptıkları görüşme sonucu özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir'de yoğun bakım ünitelerinin tamamen dolu olduğunu ifade ediyor.
Pek çok hastanede yeniden yoğun bakım yatağı sayılarının artırıldığını ve ameliyathanelerin yoğun bakıma çevrildiği bilgisini veriyor.
Yoğun bakım doluluğunun kritik seviyeye ulaşmasının ise geçen hafta, "aniden" gerçekleştiğini ve bu yönüyle salgında yaşanan ikinci zirve döneminden farklı olduğunu kaydediyor:
"Geçen hafta yoğun bakımlar çok hızlı bir şekilde bu hale geldi. İstanbul'da bir gün içerisinde bütün yoğun bakımlar doldu ve ayrıca Türkiye'nin pek çok yerinden bize ulaşan hemşire meslektaşlarımız, 'yatak sayısını artırıyoruz, ameliyathaneleri yoğun bakıma çeviriyoruz' demeye başladı."
"İkinci dalga bu kadar hızlı çarpmamıştı, yoğun bakımların kritik seviyeye ulaşması daha kademe kademe gerçekleşmişti. Bu kez birden, çok hızlı bir patlama yaşandı. Son bir haftadır Covid dışı hastalar için de yoğun bakım yatağı bulmak neredeyse imkânsız hale geldi, bu konuda çok bildirim alıyoruz."
Türkiye toplam 39 bin 279 yoğun bakım yatak sayısı ile OECD ülkeleri arasında Almanya ve ABD ile ilk sıralarda yer alıyor.