COVID-19 Günlerinde Çalışma İlişkileri Araştırması: "Herkes aynı gemide değil"

Araştırma raporuna göre, salgın sürecinde iş yükleri artan, uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalan market işçileri ve motosikletli kuryelerin çoğu geleceğinden endişe duyuyor.

cumhuriyet.com.tr

Universus Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından gerçekleştirilen ‘Evde Kalamayanlar/Covid-19 Günlerinde Çalışma İlişkileri Araştırması’, salgın süreciyle birlikte market işçileri ve motosikletli kuryelerin çalışma koşullarında daha da derinleşen zorluklarını ortaya koyuyor.

Araştırma raporuna göre, salgın sürecinde iş yükleri artan, uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalan market işçileri ve motosikletli kuryelerin çoğu geleceğinden endişe duyuyor. Hak gasplarının görece daha yüksek seyrettiği sözkonusu çalışma gruplarında sendikalaşma oranının da oldukça düşük olduğu belirtiliyor. 

Fırat Çoban'ın koordinatörlüğünde yapılan araştırmanın çalışması, Deniz Durdu, Kağan Şeker, Kubilay Cenk Karakaş, Meltem Oktay ve Sinem Yıldız tarafından yapıldı. Doç. Dr. Aziz Çelik'in danışmanlığında yapılan araştırma kapsamında Temmuz-Eylül 2020 tarihleri arasında 16’sı motosiklekli kuryelerle, 14’ü ise market çalışanlarıyla olmak üzere toplam 30 görüşme gerçekleştirildi. Ayrıca market çalışanlarıyla 101, motosikletli kuryelerle 119 online anket yapıldı.

Araştırma raporunda öne çıkan bulgulardan bazıları şöyle:

Daha uzun ve yoğun çalışma: Salgın döneminde market çalışanları ve motosikletli kuryelerin çalışma koşulları ağırlaştı, çalışma saatleri uzadı. Bu dönemde market çalışanlarının günde ortalama 9,55 saat çalıştığı görüldü. Ama bu durum çalışanların ücretlerine yansımadı; öte yandan her iki çalışan grubunun da harcamaları salgın sürecinde arttı.

Mücadele hız kazanmadı: Sendikalaşma oranının oldukça düşük seyrettiği bu çalışan gruplarında salgın sürecinin başında dayanışma ağı olarak başlayan platformlar giderek daha örgütlü hale geliyor. Ama iş mücadelelerinin çalışanlar tarafında şiddetli geçtiğini söylemek pek mümkün değil.

İş saatlerini kısaltma talebi: Her iki çalışan grubunda da en çok karşılaşılan hak gasplarının başında fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi ve ücretin eksik ödenmesi geliyor. İşçiler salgın döneminde patrondan en çok iş saatlerinin kısaltılması talebinde bulundu; ancak bu talepleri büyük ölçüde karşılanmadı.

Herkes aynı gemide değil: Araştırmada elde edilen veriler, salgının ilk döneminde hükümet tarafından sıkça dile getirilen “Hepimiz aynı gemideyiz” söyleminin gerçeği yansıtmadığını açıkça gösteriyor. “Yarınınızdan/geleceğinizden endişe duyuyor musunuz?” sorusuna 116 motosikletli kuryenin 95’i ‘evet’, 14’ü ‘kısmen’ derken, yalnızca 7 katılımcı ‘hayır’ yanıtını veriyor. Aynı soruyu, 101 market çalışanının 76’sı ‘evet’, 15’i ‘kısmen’, 10’u ise ‘hayır’ diye yanıtlıyor.

Rapora göre, bir market çalışanı yaşadığı durumu “Kim güvende hissediyor ya? Ben hissetmiyorum. Geleceği kapkaranlık bir nokta olarak görüyorum" diyerek özetliyor.

“Virüs taşımıyoruz”: Araştırmada işçilere müşterilerin tutumu da soruluyor. Soruyu yanıtlayan 119 motosikletli kuryenin 85’i, salgın sürecinin müşteri tutumunu olumsuz etkilediğini söylüyor. Market çalışanları ise “Müşterileri hangi sıfatla tanımlarsınız?” sorusuna “halden anlamaz, bilinçsiz, kaba ve kaprisli” yanıtını veriyor.

İşsizlik korkusu: Araştırmaya göre, her iki çalışan grubunun bu kötü koşullara katlanmalarının en büyük nedeni işsiz kalma korkusu.