"Çokluk içinde birliği savunuyoruz"
AKP MYK toplantısının ardından açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, BDP Lideri Selahattin Demirtaş'ın Başbakanla ilgili sözlerine de yanıt verdi. "Yerine oturmamış, şık olmamış" ifadelerini kullanan Çelik, "Biz çokluk içinde birliği savunuyoruz. Buna tarihi geçmişimiz içinde kesret içinde vahdet diyorduk. Çokluk içerisinde birlik en demokratik olan duruştur. Demokratik olan duruş budur" dedi.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında parti genel merkezinde yaklaşık 3 saat süren MYK toplantısı sona erdi. Toplantının ardından Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik toplantının gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik toplantıda, iç ve dış hukuki, ekonomik ve sosyal gelişmelerin ele alındığını kaydetti. 2011 seçimleri öncesi seçim ve teşkilat başkanlıklarının MYK üyelerine bilgi verdiğini ifade eden Çelik seçim ekonomisine gidilmeyeceği ve popülizm yapılmayacağı konusunda kararlılığın ortaya konulduğunu söyledi.Toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Çelik, BDP Lideri Selahattin Demirtaş'ın Başbakan Erdoğan'a yönelik 'şirk koşuyor' ifadelerine tepki gösterdi. "Bu söylenen sözler kesinlikle şık olmamıştır. Yerine oturmamıştır. Kaba düşmüştür" diyen Çelik şöyle devam etti:
"Sayın Başbakanımız vahdetin de tevhidin de şirkin de ne olduğunu herhalde en iyi bilenlerden birisidir. Eğer şu kastediliyorsa insanlar farklı farklı kavimler olarak yaratılmıştır. Sayın başbakan dün ki konuşmasında bunu çok açık net vurguladı. Farklı kavimlerin varlığını kabul etmek ve onlara saygı duymak insanlığın da gereğidir inancımızın da gereğidir. Sayın başbakan da bunu özellikle dile getirdi. Elbette insanlar birey olarak farklı olduğu gibi etnisite olarak da farklıdırlar tüm bu farklılıklara saygı duymak onları olduğu gibi kabul etmek onların kültürlerine onların örf ve adetlerine saygı duymak bütün etnisitelerin örf ve adetlerine saygı duymak onların kültürüne saygı duymak onların kendileri olarak ve kendileri kalarak hayatlarını sürdürmelerini sağlamak elbette insani olan bir görevdir devletlerin de görevidir."
"Türkçüler ve Kürtçüler rahatsız oldular"
Çelik parti olarak bu zamana kadar hep çokluk içinde birliği savunduklarının da altını çizerken "Buna tarihi geçmişimiz içinde kesret içinde vahdet diyorduk. Çokluk içerisinde birlik en demokratik olan duruştur. Demokratik olan duruş budur" dedi. Gökkuşağında farklı farklı renklerin olacağını söyleyen Çelik o renklerin armonik olarak bir arada olacağını ama gökkuşağının bütünlüğünü bozmayacağını söyledi. Çelik ülkeyi bir halıya benzeterek "Halıda farklı farklı desenlerin olması bir güzellik unsurudur. Ama halı bir bütündür. Kimse halıyı parçalayarak makasla üçe beşe bölerek bir sonuca varamaz. Bildiğiniz gibi bu sayın başbakanın dün ki söyleminden rahatsız olanlar Türkçüler ve Kürtçüler olmuştur. Sayın başbakan Türkçülüğe de Kürtçülüğe de karşı olduğunu çok net bir dille ifade etmiştir. Ama Türkler ve Kürtler, Türkçüler ve Kürtçüler değil Sayın Başbakanın söyleminden hoşnut olmuşlardır. Memnun olmuşlardır. Esas ülkede kardeşliğimizin barışın farklılıklara rağmen huzur içerisinde bir arada yaşamayı temin edecek olan da budur. Farklılıklar elbette kabul edilmelidir. Ama ön plana çıkararak farklı emeller beslemek demokratiklik olarak ifade edilemez bunun altını çizmek istiyorum."
"Başbakan'a teşekkür etmeleri gerekir"
Çelik çetelerle, faili meçhullerle kendi hükümetleri döneminde etkin mücadele sürdürüldüğünü, artık doğuda kimsenin kapısını çalacaklar da kaçıracaklar korkusu yaşamadığını da sözlerine ekledi. Çelik "Demokrasi kaygısı olanların bütün halkların kardeşliği gibi kaygısı olan bütün insanların sayın başbakana ve onun hükümetine bu manada teşekkür etmesi gerekir" dedi. BDP'nin özerklik ve iki dil tartışmalarının da iki sebebi olduğunu savunan Çelik "Birincisi bu malum parti mağduriyet havası oluşturarak bölgede daha avantajlı bir hale gelmeye çalışıyor. Masum talepler ileri sürdükleri halde bunların karşılık bulunmadığını iddia ederek halka gideceklerdir. Bu aşırı marjinal çıkışlarla bir taraftan da diğer uçtaki siyasi parti barajın altından çıkarılmaya çalışılıyor. Bunlar özellikle halkımız tarafından çok iyi bilinmesi gerekiyor. Sayın Başbakan niyetlerle ilgili olarak varılmak istenen hedeflerle ilgili olarak bütçe konuşması esnasında çok açıklayıcı bilgiler verdi" dedi.
İzmir eleştirileri
Çelik WikiLeaks iddialarına yönelik raporun MYK'de gündeme gelip gelmediği yönündeki bir soruya ise raporun tamamlandığı önümüzdeki MYK toplantısında ele alınacağı yanıtını verdi. Çelik İzmir ile ilgili geçtiğimiz hafta tartışmalara neden olan sözlerine ise açıklık getirerek şunları kaydetti:
"Bir buçuk saat süren bir konferans ve soru cevap esnasında çok seviyeli bir toplantı gerçekleştirdik. Herkes son derece hoşnut ayrıldı. Ama orada sorulan bir soruya verdiğim cevap esnasında kullandığım bazı ifadeler birileri tarafından sağa sola çekildi. Şunun altını çizmek isterim. İzmirlilerle ilgili olarak İzmir halkına yönelik söylenmiş asla bir ifadem yok. İzmirin hak ettiği mahalli yönetime kavuşamamasından dolayı eleştirilerim aslında CHP'li belediyelere ve onların yöneticilerine yönelik söylenmiş sözlerdir.Merkezi hükümet İzmir'e gözü gibi bakmasına rağmen yüzde 60'a yakını gecekondu olan bir marka şehir olması gerekirken kendisine yakışır bir mahalli yönetime kavuşamayan İzmir'deki durumu eleştirdim. Ve İzmir için 'Nur topu' gibi bir çocuk ifadesini kullandım. İzmir'e ve İzmirliler'e yakışanın bu olduğunu söyledim. Ama bunu sağa sola çekerek oradaki yönetim zaafını oradaki kusurları birileri örtmeye çalıştı. Arsenikli su içirmeyi örtmeye çalıştılar. Çok büyük bir deniz ve sahil potansiyeline sahip olmasına rağmen denizden yararlanamayan İzmir'i kamufle etmeye çalıştılar."
Çelik ayrıca bazı illerde il başkanlarının istifa etmesi konusunda ise İzmir Kırıkkale ve Uşak'ta il başkanlarının istifa ettiğini hafta sonuna kadar bu illere il başkanlarının atanmış olacağını söyledi.