Çok insan çok hikâye

Çin'de yayıncılar üstünde ciddi bir devlet denetimi söz konusu. Son dönemdeki dışa açılma toplumsal yaşamı derinden etkilemiş. 1970'lerin başındaki Proleter Kültür Devrimi'nin etkilerinin ise son derece olumsuz olduğu söyleniyor.

cumhuriyet.com.tr

“Çin’i binlerce yıldır dünya anlayamadı, sen 1 haftada nasıl anlayacaksın...” Bu sayfaların şefi Celâl Üster’in yorumu. Doğru söze ne demeli? Çözmek ve anlamak zor olsa da, 1 buçuk milyara yaklaşan nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin’in edebiyatını bu kasım ayında yakından tanıma fırsatı yakalayacağız.

Bu yıl TÜYAP Kitap Fuarı’nın onur konuğu ülkesi Çin Halk Cumhuriyeti. Fuardaki temaları da “Yeni İpek Yolu, Yeni Başlangıç.”

Onlar en çok Orhan Pamuk’u biliyor, biz de son Nobel sahibi Mo Yan’ı. Peki, Çin edebiyatında başka kimler var? Çinceden Türkçeye, Türkçeden Çinceye çevirinin yetersizliği şüphesiz bu soruyu yanıtlamamızı güçleştiriyor. Çinceye çevrilen isimler arasında Canan Tan, Ahmet Hamdi Tanpınar, Serdar Özkan, Orhan Kemal, Zülfü Livaneli, Barış Müstecaplıoğlu bulunuyor.

 

580 yayınevi, 400 bin kitap

Çin’de yayıncılar üzerinde ciddi bir devlet denetimi var. Yayınevi sayısı 580. Yılda ortalama 400 bin kitap basılıyor. Dergi ve süreli yayınların sayısı 9 bin 849, gazetelerin sayısı ise 1928. Yazarları “profesyonel” ve “popüler” yazar diye ikiye ayırıyorlar. Yayıncılar ve yazarlardan günümüzde genç kuşaktan yazarların ne tür kitaplar yazdığı ya da gençlerin ne tür kitaplara ilgi duyduğu sorusuna net cevap alamıyoruz. Fantezi, büyülü gerçekçilik, polisiye ya da otobiyografik hikâyeler ön plana çıksa da aslında net bir cevabın olmaması nüfus yoğunluğuyla açıklanabilir. Çok insan, çok hikâye... Yabancı edebiyat da gençlerin ilgisini çekiyor son yıllarda. Toplumsal yaşama ciddi bir şekilde yansıyan etkileyen dışa açılma, Çin’in son yıllardaki edebiyatını etkiliyor kuşkusuz. 1970’lerin başlarındaki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nden ise hep olumsuz bir biçimde söz ediliyor.

 

17 yazar Türkiye’ye geliyor

Çin Yazarlar Birliği’ne bağlı 12 yazar, toplamda 17 yazar fuar kapsamında Türkiye’ye gelecek. Yazarlar Derneği Başkanı Tie Ning, Liu Zhenyun, Li Jingze, Yang Hongying, Xi Chuan, Wang Gang, Su Tong, Zhang Wei, bazı kitaplarının satışı 1 milyonu aşan ve daha çok fantezi ve bilimkurgu türlerinde eser veren Jiang Nan, Wei Wei, Akbar Majit, Lao Ma, Zhang Yueran, Xu Zechen, Yu Hua, Ciren Luobu, Ge Fei.

Aralarında önemli yayınevlerinin de bulunduğu yaklaşık 250 kişilik bir heyet gelecek ve 10 bin çeşit kitap sergilenecek. Fuarda, oturumlar, konuşmalar, Çin kaligrafi sanatı üzerine söyleşiler gerçekleşecek ve fotoğraf sergisi de açılacak. Fuarda Çin’deki yayıncılık alanında dijital gelişmeler de takip edilebilecek. Üç bölüme ayrılacak Çin standı, yayıncılık, dijital yayıncılık ve animasyon-oyun alanlarından oluşacak. Fuar boyunca Çin çağdaş sanat sergisi de açılacak. Ayrıca Çin sinemasından örneklerin yer aldığı bir seçkinin gösterimi yapılacak ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde Çin Çağdaş Mimarlık sergisi açılacak.

 

Yeni medya yükselişte

Çin’de tanışma fırsatı yakaladığımız yazarların bir kısmı da Türkiye’ye gelecek ekip arasında yer alıyor. Senaryo yazarı da olan Wang Gang, “İngilizce” isimli kitabıyla 2004’te Dangdai (Çağdaş) Dergisi’nin sina.com ile birlikte düzenlediği “Yıllık Uzun Roman Ödülleri”nden “Profesyoneller Ödülü”nü ve “Okur Ödülü”nü kazanmış, bu kitap pek çok dile çevrilmiş. Aynı kitap Türkçeye de çevrildi ve fuarda okurlarla buluşacak. Urumçi’de dünyaya gelen yazar, Sincan’daki olaylarla ilgili olarak da üzüntüsünü dile getiriyor:
“Sincan-Uygur Özerk Bölgesi’nde çok yaşadım. Sincan’da yaşanan şiddet olayları çok üzücü. Oradaki arkadaşlarımdan sürekli haber alıyorum. Çin’de çeşitli azınlıklar uyumlu bir şekilde yaşıyor. Bu bizim milletimiz için acı bir tarih. Türkiye’de de çok çeşitli kültürler olduğunu biliyorum.”

Kazak yazar ve romancı Akbar Majit’in eserleri Japonca, Almanca, Rusça gibi dillere çevrilmiş. Birçok ödül sahibi yazar, “Çin’de yeni medya yükselişte. Gençler kitabı daha çok internetten okuyor. Çin’in eğitim sisteminde de sorunlar var tabii ki. Sınavlara ağırlık veriliyor, bu nedenle kitap okuma alışkanlığı kazanamıyor gençler. Çağdaş edebiyat da bu nedenle pek gelişemiyor. İnsanlar okumak istemiyor, bu nedenle televizyonlar için uyarlamalar çekilebilir” diyor.

 

Çin'de yazarlık zor iş

Pek çok yayıncı ve şirketin gökdelenlerdeki ofislerinin aksine, ağaçlar arasında küçük bir binada yer alan ve 20 yıl önce kurulan ve Çin kültürüyle ilgili İngilizce kitaplar basan Şanghay Basım ve Yayın Geliştirme Şirketi’nde genç yazarlarla buluşuyoruz. Ortaokul öğretmenliği yapan Xue Shu, çevirmenlik de yapan Zhou Jianing ve reklamcı da olan Lu Nei. Amerikalı ve Doğu Avrupalı yazarları daha çok takip ediyorlar.

Xue Shu, Şanghay’ın dışında yaşıyor. Kasaba hayatıyla ilgili yazıyor. Lu Nei ise kitaplarında 1990’lardaki şehir hayatını konu alıyor: “90’lı yıllar Çin için önemli, reform, dışa açılma yılları. Sıradan insanların hayatında ciddi değişimler başladı. 20’li yaşlardaydım o zamanlar.”

Yazar olmak Çin’de de kolay değil. Şanghay Yazarlar Birliği, üyelerine maaş veriyor. Yaşamak için asgari bir ücret olduğunu belirtiyorlar ve yazarlıkla birlikte yan iş yapanların fazla olduğunu söylüyorlar.

Lu Nei yazarlar üzerindeki baskıdan söz ediyor. “Çin’de yazarlar üzerinde baskı var. Bir yazar olmak için Çin’deki edebiyat çevresinden kabul görmeniz lazım. Çin çok büyük bir piyasa, yayınevine kitap kabul ettirmek çok zor. Sansür var, evet. Belli bir sınır var, ama bu sınırı aşıp aşmamaya kendin karar verirsin.”

Xue Shu ise baskı ile ilgili sadece Çin için değil, tüm dünyanın durumunu özetleyen bir cümle kuruyor: “Sansürle ilgili bir sorun yaşamayan bir yazar, tam anlamıyla bir yazar değildir.”

 

Kitap fiyatları düşük

1999’da kurulan Shanghai Century Yayın Grubu, Orhan Pamuk’un bütün kitaplarını Çinceye kazandıran bir yayınevi. Bünyesinde 26 yayınevi ve 80 gazete barındırıyor. Mo Yan’ın bazı kitapları da dahil olmak üzere pek çok önemli yazarın kitaplarını Çince basıyor. Roberto Bolano, Dostoyevski, Stendhal, Voltaire, Tolkien...

25-29 yuan arası değişen fiyatları var kitapların. Bu Türkiye’yle karşılaştırınca oldukça düşük. Yaklaşık 10 Türk Lirası.

Şirketin genel müdür yardımcısı Shi Hongjun, 2004 yılında Pamuk’la henüz Nobel almadan görüşmeye başladıklarını belirtiyor: “2006’da ilk bastığımız kitabı Benim Adım Kırmızı şu ana kadar 500 bin sattı. Yılda ortalama 50 bin satan kitaplar Çin için popülerdir. 2006-2007 sezonunda ilk 10’a girdi. Kitap basıldıktan iki ay sonra da Nobel aldı.”

Hem Türk yazarların kitaplarını çevirmek hem de ünlü Çinli yazarların kitaplarını Türkiye ile tanıştırmak istediklerini söylüyor Shi Hongjun. “Kolay satar mı, popüler mi, buna önem vermiyoruz. Edebiyat değeri önemli. Biz çağdaş Türk edebiyatını çok az biliyoruz.”

 

Cumartesi günü bir kitapçıda

Bir cumartesi günü Şanghay’da büyük bir kitapçıya gidiyoruz. Shanghai Century Yayın Grubu’na ait bu kitapçı 7 katlı bir binaya yayılmış. Gençlerde okuma alışkanlığının olmadığını öğrenmemize rağmen burada daha çok gençleri görüyoruz. Cumartesinin de etkisi, kalabalık. Buraya özgü bir alışkanlık olsa gerek, insanlar kitapları yerlerde oturarak inceliyor, okuyor. Ders, test kitapları, tarih, roman gibi bölümlerin yanı sıra Marx ve Engels için ayrılmış bölüm de dikkat çekici. Çizgi roman ve çizim kitapları, resimle ilgilenenler için özel basılmış eskiz kitapları da ağırlıkta.

 

Müzede devrim sonrası ‘kızıl’

Pekin’deki Edebiyat Müzesi devrim öncesi ve sonrasında yaşayan, klasik, çağdaş ve modern yazarların yaşamlarından portreler, görünümler sunuyor. Edebiyat tarihi boyunca kurulan birlikler, çıkan gazete ve dergiler, yazarların elyazmaları, ilk baskılar, yazarların özel eşyalarının sergilendiği müze iki bölüme ayrılmış: Devrim öncesi ve devrim sonrası. Devrime karşı olan yazarların yer almadığı sergide, devrim sonrası bölümde kızıl renk hâkim. Çin’de 20. yüzyılın en önemli yazarları arasında gösterilen Lu Xun için de müzede özel bir bölüm ayrılmış. Edebiyat Birliği’ni ziyaret eden uluslararası yazarların fotoğraflarının da bulunduğu bölümde ise Orhan Pamuk’un birlik başkanı ile çekilmiş bir fotoğrafı yer alıyor.