‘Çok başlılık ve rekabet ciddi sorun’

İran’ın teknoloji düzeyi, sistemler ve birimler arasındaki uyumsuzluk sorgulanıyor.

Sertaç Eş

İran’ın Tahran Havaalanı’ndan kalkan yolcu uçağını vurduğunu itiraf etmesi ülkenin hava savunma sistemlerine yaptığı yatırımları da gündeme getirdi. Savunma sistemleri uzmanı Arda Mevlütoğlu, İran hava savunma sistemlerinin Rusya, Çin ve kendi üretiminin karması olduğunu, hava savunma birimleri arasındaki eşgüdümsüzlüğün bu olaya yol açtığını dile getirdi. Mevlütoğlu, eşgüdümü sağlamak için oluşturulan birimin de pek işe yaramadığını kaydetti. Mevlütoğlu, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, İran’ın elinde Rusya ve Çin menşeli hava savunma sistemlerinin yanı sıra kendi üretimi olan sistemlerin de bulunduğunu vurguladı. Bu sistemler arasında uyumun sağlanmasındaki zorluğa dikkat çeken Mevlütoğlu, aynı sorunun İran hava savunma birimleri arasında da yaşandığını dile getirdi.

Mevlütoğlu şöyle konuştu: “Olayın oluşu çok da komplo teorisi kapsamında değil. İranlılar, uçağın düştüğü sırada ABD hedeflerine saldırıyordu. Ciddi bir gerilim vardı. Her an ABD’den saldırı beklentisi vardı.” İran’da her alanda olduğu gibi savunma birimleri konusunda da paralel yapılar bulunuyor. Durumu “çokbaşlılık” olarak niteleyen Mevlütoğlu, “Hava Kuvvetleri’nin hava savunma birimleri var. Devrim Muhafızları’nın ve Kara Kuvvetleri’nin aynı birimleri var. 2009’da bu birimler arasında eşgüdümün sağlanması amacıyla bir birim oluşturuldu. Ancak koordinasyon her zaman sorun. Hava savunma sistemleri de çok çeşitli. Kendi sistemleri var. Rus ve Çin sistemleri var. Şah döneminden alıp ayakta tutmaya çalıştıkları bir sistem var. Koordinasyonu sağlamak zor” değerlendirmesini yaptı.

Yolcu uçağı neden vuruldu?

Mevlütoğlu, “İran hava savunma birliklerinin yolcu uçağını neden vurdukları” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Birinci olasılık hava savunma sisteminin kumandasındaki askerlerin elinde teknik bilgi eksikliği vardı. Bir uçak gördüler ve olayın sıcaklığı nedeniyle vurma kararı aldılar. İkinci olasılık ise teknik bilgilere sahip olmalarına rağmen uçağı vurmaları. Buna göre hava savunma birliği ABD’nin elektronik taarruz yaptığını sanmış olabilir. Teknik olanakları düşündüğümüzde ABD’nin yolcu uçağını savaş uçağı gibi gösterdiği olasılığını dışlayamayız. Bu, bence en düşük olasılık. Bir diğer alt olasılık ise yolcu uçağının İran’daki önemli bir tesise yönelmesi, bu rotaya girmesi ve yetersiz/yanlış teknik algılama nedeniyle uçağın vurulmasıdır.”

İran’ın füze teknolojisine ciddi yatırım yaptığını belirten Mevlütoğlu, bu yöntemin maliyetinin düşük, psikolojik etkisinin büyük olduğunu vurguladı. Hava savunma sistemlerinin çok karmaşık olduğunu, bunun Doğu Akdeniz’de yaşananlarda ortaya çıktığını kaydeden Mevlütoğlu, “Çatışma ortamında kimin dost kimin düşman olduğunu ayırt etmek ciddi bir organizasyonel yetenek gerektiriyor. İran bu açıdan teknolojik olarak iyi bir konumda değil. Devrim Muhafızları, resmi ordu, aralarında rekabet var. Yolcu uçağını Devrim Muhafızları’nın vurduğu düşünülüyor” dedi.