Çocuklarını da aldılar: 4 kişilik aile IŞİD’e katıldı

Ankara’da IŞİD’e katılma kararı alan bir baba, eşi ve 4.5 ve 9 yaşlarındaki iki çocuğuyla birlikte örgütün ‘başkenti’ Rakka’ya gitti. Anneanne Meliha Yıldız, başvurduğu polisin Rakka’ya yerleşen çok sayıda Türk olduğunu söylediğini aktardı. Yıldız, “Ellerini kollarını sallaya sallaya nasıl geçiyorlar sınırı” dedi.

Sinan Tartanoğlu/Cumhuriyet

Ankara Keçiören’de oturan 4 kişilik bir aile Kurban Bayramı’nın arifesinde IŞİD’in başkenti olarak bilinen Rakka’ya gitti. Başkentin göbeğinde IŞİD’le ilgili olduğu iddia edilen toplantılara katıldıktan sonra gittiği Bursa’daki çevresinin etkisiyle “IŞİD’e katılma” kararı alan babanın, 4 buçuk ve 9 yaşlarındaki iki çocuğu ve eşi ile birlikte sınırdan geçmesini Ankara’daki anneanne Meliha Yıldız anlattı. Yıldız, bu şekilde Rakka’ya yerleşen çok sayıda Türk’ün olduğunu polisten duyduğunu belirterek “Yavrularımdan haber istiyorum” dedi. Ankaralı, Keçiören’de oturan bir aile. Anne
ve baba 32 yaşında. Anne çalışmıyor. Baba pide ustası. Biri 4 buçuk diğeri 9 yaşında iki çocukları var. Kurban Bayramı’nın arifesinden bir gün önce, 2 Ekim’de dördü birden ortadan kayboldu. Çocukların anneannesi Meliha Yıldız, o günü, “Bayramın ikinci günü, içimde bir rahatsızlık oldu, sanki hissetmiş gibi. Annesini aradım, telefon kapalı. Önceki gün aradığı yabancı numarayı aradım. Kızımın arkadaşı, ‘Anne olduğun için senin bilmeye hakkın var. Onlar çoktan sınırı geçti’ dedi. Ben orada yığıldım kaldım” sözleri ile anlattı.

‘Merak etmeyin, mutluyuz’

Tarih 13 Ekim olduğunda, Yıldız’ın telefonu “gizli numara” uyarısı ile çaldı. Arayan, kızıydı. Kızı Rakka’da olduklarını, “çok iyi ve çok mutlu olduklarını, isteyerek geldiklerini” söyledi, “Bizi merak etmeyin” dedi. IŞİD’in devlet kurduğunu ilan ettiği Rakka’ya gittiklerini anladılar. Telefonun
sinyali zayıf, ses hışırtılıydı. Kızı annesine, “Küçük bir evde yaşadıklarını, oturdukları yerde internet kafe olduğunu, oradan da görüşebileceklerini” söyledi. Yıldız, damadının, kızı ve torunlarını “alıp götürmesini”, yani 4 kişilik bir ailenin “IŞİD’e katılma gerekçelerini” şöyle anlattı:

“Damadımın 24 yaşındaki erkek kardeşi, El Kaide’ye katıldı. Afganistan’a düzenlenen bir hava saldırısında orada öldü. Damadım bu olaydan, cenaze töreninden çok etkilendi. Çevresi değişti. Ankara’da toplantılara katılmaya başladı. Sakalını uzattı. Daha sonra işini bıraktı. Suriye’ye gitmelerinden kısa bir süre önce Bursa’ya gitti. Bayram için Ankara’ya geldi. Sonra sınırı geçtiklerini öğrendik.” Anneanne Yıldız, kızını ve “kocasından nasıl etkilendiğini” de “ Hiçbir iş yapmıyordu
kızım. Kocasının kara çarşafa girmesini istediği anlattı bana. ‘Eğer kara çarşafa girersen seni asla kabul etmem’ dedim. Sonra benden uzaklaşmaya başladı.  Kara çarşafa girmiş” ifadelerini dile getirdi.

4 bavulla sınırdan geçtiler

IŞİD’e katılan ailenin yakınları, komşuları ise gittikleri günü, “4 bavulla gittiler evden. Bilgisayarlarını, çocuklarının yorganlarını bile alarak gittiler” diye anlatıyor. Şu soru akıllarında kalıyor: “Bu kadar eşyayla iki küçük çocukla ellerini kolları sallayarak nasıl geçtiler sınırdan?” Yine komşular anlatıyor, IŞİD’e katılmadan öncesi için ise “Öyle bir aşılanıyorlar ki orada kurdukları devletin üyesi olmanın onlar için çok daha iyi olduğunu hissederek gidiyorlar. Beyanları da bu yönde. Kendi inançları gereği,  sizler bizler gibi işverenlerin yanında çalışmıyorlar Türkiye’de. Buralardan kazandıkları parayı haram para olarak görüyorlar. Kendi işlerinde çalışmaya başlıyorlar. Tezgâh açıyorlar, bir şeyler  satıyorlar. Eve, çok sayıda kara çarşaflı kadın gelirdi. Nereden geldiği belirsiz paralar bırakıldığını, bu şekilde destek olunduğunu duyardık” ifadeleri kullanıyorlar.

Türkiye ayağı nasıl yürütüldü

Anneanne ve geride kalan aile, olayı duyar duymaz polise başvuruyor. Bundan sonra anlattıkları, IŞİD ile mücadelenin Türkiye ayağının nasıl yürütüldüğünü gözler önüne seriyor: “Polise haber verildi. Terör Mücadele’de dosya oluşturuldu. Ailenin ve olayın tüm taraflarının 5 yıllık geçmişlerine kadar araştırılacağı söylendi. Ancak ailenin boşalttığı evde bir inceleme bile yapmadılar. Polisin anlattığı bir
hikâye var: Genç bir erkek 18 yaşında Türkiye’de evleniyor. Karısını da götürüyor. Gittiklerinin hemen ertesinde erkek çatışmalar esnasında ölüyor. O kız geri gelemiyor. Orada başka biri ile evlendiriliyor. Polisin kendisi anlattı. Bu şekilde çok sayıda Türk’ün sınırdan geçtiğini söylediler. Facebook’tan çağrı yaptık. Oraya yazılan yorumların hepsi, ‘Benim de ağabeyim, amcam, dayım gitti’ ya da ‘gitmeye hazırlanıyorlar’ şeklinde.”

‘Seslerini duymak istiyorum’

Anneanne ve Meliha Yıldız, son olarak bir çağrı yapıyor: “Biz öyle insanlar değiliz. Kızım da öyle bir insan değildi. Biz bilmeyiz, örgütü. Yavrularımdan haber istiyorum. Dönmelerini istiyorum. Zor durumdalarsa, dönemiyorlarsa, seslerini duymak istiyorum. Başkaları da böyle olmasın. Ellerini kollarını sallaya sallaya nasıl geçiyorlar sınırı. Damat da kızım da 32 yaşında, kandırılmış durumdalar.
Kimse bunu yaşamasın. Devlet ne gerekiyorsa yapsın.”