Çocuklar uzaktan eğitimi sevmedi
Uluslararası kuruluşların raporlarına göre salgının başından bu yana yoksul ülkelerdeki çocukların eğitim kaybı dört aya ulaştı.
Figen AtalaySalgın tüm dünyada eğitime büyük darbe vurdu. Okulların kapalı kalmasından en çok yoksul öğrenciler etkilendi. Yüz binlerce öğrenci, olanaksızlıklar nedeniyle tek bir derse bile katılamadı. Okulöncesi eğitimde durum daha da kötü. Evinde interneti, bilgisayarı olan küçük çocuklar bile bu eğitimden doğru dürüst yararlanamadı, ne olupbittiğini anlamadı. Hatta uzaktan derslere tepki gösteren, ısrarla katılmayı reddeden çocuklar oldu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bünyesinde hizmet veren ve toplum temelli erken çocukluk eğitim modeli uygulanan ÇABA Çok Amaçlı Erken Çocukluk Eğitimi Merkezi’nde (ÇABAÇAM) salgının başından bu yana farklı bir yöntem uygulanıyor. Dezavantajlı ortamlardan gelen ailelerin yararlandığı bu merkezde, çocukların eğitimin dışında kalmamaları için gerekli tüm sağlık önlemleri alınarak yüz yüze ve uzaktan eğitim birlikte sürdürülüyor. Merkez’de 8 Şubat’ta başlayacak “Bahar Dönemi”nde eğitim programı da haftada dört gün yüz yüze ve bir gün uzaktan yapılacak.
OKUL TERKİ SORUNU
ÇABAÇAM’ın kurucusu Prof. Dr. Ebru Aktan Acar, “UNESCO, UNICEF ve Dünya Bankası raporlarına göre pandemi başladığından bu yana, yüksek gelirli ülkelerdeki çocuklar eğitimlerinden 6 hafta geri kalırken düşük ve orta gelirli ülkelerdeki öğrencilerin eğitim kaybı neredeyse 4 aya ulaştı. 180 ülkede okulöncesi eğitimde yüzde 2.8’lik bir düşüş oldu. Save The Children Raporu’na göre salgından sonra 10 milyon çocuk okulu bırakacak” diyor. Okulları kapatmanın, diğer bütün seçeneklerin değerlendirilmesinden sonra başvurulacak son çare olması gerektiğini vurgulayan Prof. Acar, şöyle devam ediyor: “Pandeminin başında çocuklarımızın eğitim alma haklarını önceliklerimiz arasında en üst sıraya koyup diğer tüm önlemleri bu amacın gerçekleşmesi için yapılandırsaydık şu an çocuklarımız, aileler ve öğretmenler için çok daha farklı bir noktada olacaktık. Onların adına verdiğimiz kararlarla ve aldığımız önlemlerle halihazırda mevcut olan eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin, yoksulluğun ve yoksunluğun daha da derinleşmesine neden olduk.”
OYUN İMKÂNSIZ
Prof. Dr. Ebru Aktan Acar’a göre uzaktan erişim okulöncesi dönem için şu nedenlerle uygun değil:
- Sosyal adalet ve eşitsizlik çerçevesinde dezavantajlı kesim (mevsimlik işçi, özel gereksinimli, çocuk işçi, geçici koruma altındaki çocuklar vb. ) eğitime erişemiyor.
- Öğrenme kaybı beceri kaybına, ekonomide büyümenin azalmasına ve üretimin düşmesine neden oluyor.
- Okuldan uzakta kalma durumu, okulu terk ve çocuk işçiliği artıyor.
- Yüksek düzeyde bilişsel beceriler ve yürütücü işlevler, duygu düzenleme, yaratıcı düşünce gelişimi, öz düzenleme becerilerinin gelişmesi ekranla değil, oyunla mümkün.
- Sosyal-duygusal gelişim boşluğu davranış sorunları doğuruyor.
- Oyunla öğrenme ekranda mümkün olmuyor.
- Fiziksel sorunlar, hareketsizlik, beslenme sorunları artıyor.
- Eğitimde teknoloji kullanımı, öğrenmeyi destekleyen bir araç ama tek başına yetmiyor.
- Uzaktan eğitim öğretim programları, derslerin hızı, materyal hazırlığı gerektiriyor.
- Çocuk halihazırda akademik, sosyal ve duygusal yönden yetersizse eşitsizlik doğuyor.
- Ev içinde çocuk istismarı, fiziksel ve duygusal şiddet artıyor. Sadece okulda güvende olan çocuklar var.
- Sadece okulda yediği yemekle karnını doyuran çocuklar var.
- Ailelerin eğitim düzeyi evde öğrenme sürecinin niteliğini etkiliyor.
ALTERNATİF MODEL
Prof. Aktan Acar’ın verdiği bilgilere göre Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, ÇABA Derneği ve Kepez Belediyesi ortaklığında 2008 yılında hayata geçirilen ÇABAÇAM, 2015 yılında Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği ile işbirliği kurarak geçici koruma altındaki çocukları ve ailelerini de bünyesine dahil etti. Modelin temel amacı, dezavantajlı ortamlardan gelen ve okulöncesi eğitimden yararlanamayan çocuklara ve ailelerine kapsayıcı nitelikli eğitim ve “fırsat eşitliği” kapsamında ücretsiz eğitim sağlamak, okulöncesi eğitim başta olmak üzere farklı lisans/lisansüstü programlarında öğrenim gören öğretmen adaylarına bireysel ve mesleki pratiklerini desteklemeleri için ortam yaratmak. Prof. Ebru Aktan Acar, salgın sürecinde eğitimlerini nasıl sürdürdüklerini şöyle anlatıyor: “ÇABAÇAM’ın temel amacı olan çocuk boyutunda, dezavantajlı ortamlardan gelen ve okulöncesi eğitimden yararlanamayan çocuklarımızla, başlangıçda haftada dört gün, devamında da iki gün yüz yüze ve üç gün online olmak üzere Harmanlanmış (Hibrit) Eğitim Modeli’ni uygulayarak bir araya geldik. Ebeveynlerimizle online veli toplantıları ve online aile eğitimleri gerçekleştirdik. Öğretmen adaylarımızın bireysel ve mesleki pratiklerini desteklemek amacıyla birçok toplantı yaptık.’’
BU ÖNLEMLER ALINMALI:
Prof. Aktan Acar, okulöncesi kurumlarında alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:
- Okulöncesi eğitime ilişkin politikalar bütüncül olarak ele alınmalı.
- Okullar küçük yaştan başlayarak kademeli olarak açılmalı. Geçişin ve vaka sayısının az olduğu yerlerde, özellikle köylerde açılmalı.
- Küçük çocuklar öncelikli, yaşlara göre farklı saatler, esnek öğretim ve çocuk sayısı az olmalı.
- Sosyal mesafe protokollerine uygun olarak planlamalar yapılmalı.
- Uzaktan eğitimden en çok etkilenen bölge ve grupların tespiti, internet ve teknik araç gereç temini, dijital araçları etkin kullanmak için program desteği sağlanmalı.
- Sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, kamu, akademi, gönüllü kişi ve kurumlar sürece destek olmalı.
- İhtiyaç duyulan alanlarda “Telafi Programları” oluşturulmalı.