Çocuklar ekmek peşinde

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın rakamları ile ekmek parası için eğitimden vazgeçen çocuklar: 6-14 yaş arasındaki 292 bin çocuk okumuyor.

İklim Öngel/Cumhuriyet

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın “Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı”ndaki çocuk işçiliğine ilişkin rakamlar, ilkokul çağındaki çocukların ekmek parası için okumaktan vazgeçtiğini, lise çağındaki çocukların da okulu bıraktığını gözler önüne serdi. 12 sene eğitimin zorunlu olduğu Türkiye’de, ilköğretim çağında yani 6-14 yaş aralığındaki çocukların 292 bini kanuna aykırı olmasına karşın çalışıyor. Bunların yüzde 20’si ise yeni kanuna aykırı olarak “okumuyor”. Rapora göre okula gitmeden ekmeğinin peşine düşen çocuklar, şiddete eğilimli ve suça karışma riskleri var.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın geçen yılın sonunda hazırladığı “Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nda, 6-17 yaş arasındaki 15 milyon 247 bin çocuktan 893 bini “ekmeğinin peşinde”. 6-14 yaş arasındaki çocukların ise çalıştırılması yasalara aykırı. Ama 292 bin çocuk çalışıyor. Çocukların çalışması “okumalarına da engel”. Söz konusu 292 bin çocuğun yüzde 20’si zorunlu eğitime devam etmiyor. Lise çağı da farklı bir görüntü sunmuyor. Bakanlığın raporunda 15-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 66’sı çalışıyor ve onlar da liseye gitmiyor.

Bir de kayıt dışılar...

Raporda çocuk işçilik üzerine dikkat çekici ayrıntılar da var. Çalışan çocukların yarısı tarım sektöründe. Yani kayıtlılar ve ücret alıyorlar. Ancak kalan yarısı aile işçisi. Anne-babalarına yardım ederken hem ücret almıyorlar hem de kayıtlara geçmiyorlar. Raporda kayıt dışı çalışan çocuklar için bir de itiraf var: “Bu istatistikler doğrultusunda çalışan çocukların büyük bir kısmının kayıt dışı ya da yasal yaş sınırının altında olması dolayısıyla bu çocukların çalışma koşullarının ve gelişimlerinin izlenmesi oldukça zordur.”

Önlemler yetmiyor, takip yapılmıyor!

Bu itiraftan sonra “alınan önlemlerin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiği” belirtiliyor. Raporda, “Bu nedenle çocuk işçiliğini önleme konusunda ulusal bir program olan Zamana Bağlı Politika ve Program Çerçevesi’nin güncellenmesi gerekmektedir” ifadeleri kullanılıyor. Çocuk işçiliğini önleme çalışmalarında en önemli engellerden birinin etkili bir izleme sistemi olmayışından kaynaklandığı kaydediliyor. “Çalışan çocukların haklarını korumaya yönelik mevzuatın etkin bir şekilde uygulanabilmesi için bir takip sistemine ihtiyaç duyulmakta” denilen raporda, entegre bir “Çocuk İşçiliği İzleme Sistemi” kurularak, yerel izleme birimlerinin oluşturulması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Şiddet, sokak ve suç

Çocuk işçiliğinin çocukların sağlıklarını etkilemesinin yanı sıra sosyal hayata katılımlarını da zorlaştırdığı kaydedilen raporda, “Yarısından fazlası eğitimini sonlandırmakta, büyük bir kısmı ise boş zaman ve toplumsallaşma imkânları bulamayabilmektedir. Çocuklar, kötü beslenme, çeşitli kazalar, şiddet eğilimi, sokak yaşamına veya suça karışmaya kadar uzanan çeşitli risklerle karşılaşabilmektedir. Bu nedenle çalışan çocukların sosyal, kültürel ve sportif açıdan kendilerini geliştirmelerine fırsat vererek, bu eşitsizliği giderecek düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır” ifadeleri yer alıyor.