Çocuğuna bağımlı olmayan ebeveynlere (16.03.2021)

Çağdaş çocuk edebiyatının sevilen yazarı Tülin Kozikoğlu ve özgün çizimleri ile çocuk edebiyatında iz bırakan Deniz Üçbaşaran birbirinden özel iki çocuk kitabında bir araya geldi. Kırmızı Kedi Çocuk etiketiyle art arda yayımlanan Aman Nazar Değmesin ve Bir Tanecik Oğlum kitaplarıyla metin ve resim uyumunun gücünü derinden gösteriyorlar.

Bahar Gedik

Çocuklar daha anne kucağındayken “maşallah, aman nazar değmesin” cümlelerini duymaya başlıyorlar. Bir şey kırıp döktüğümüzdeki sakarlığımızın adına da nazar deyip geçiyoruz. Nazara olan inanç ve nazar boncuğu insanlığın binlerce yıllık kültürel mirası. Fakat bu mirası çocuklara aktarmak öyle kolay değilken Tülin Kozikoğlu ustalığını gösteriyor ve Aman Nazar Değmesin isimli kitapta nazar boncuğunu bir çocuğun gözünden anlatıyor.

Kahramanımızın kardeşinin beşiği, kardeşi büyüdüğündeyse odasının duvarları nazar boncuğu ile dolu, tabii sadece kardeşinin odası değil tüm evin duvarları, kapının girişi, halasının dükkânı, ninesinin ağaçları ve hatta dayısının kravatı bile nazar boncuğu desenli.

“BAŞ BELASI” (!) KARDEŞLER

Annesine göre nazar boncuğu onları dışarıdan gelecek tehlikelere karşı koruyor, babasına göre ise nazar boncuğu onları kazalardan koruyor. Ama ona göre kardeşi olduğu sürece hiçbir şekilde tehlikelerden korunmak mümkün değil, çünkü kardeşi dondurmayı arabaya bulaştırıyor, evin duvarlarına resimler yapıyor yani tam bir “baş belası” tıpkı her küçük kardeş gibi!

Nazar boncuğu olsa da kardeşi olduğu sürece başlarının dertten kurtulamayacağını düşünüyor ve bu nedenle doğum günü için çok endişeli; istedikleri kadar boncukları olsun kardeşi o doğum günü partisini mutlaka berbat edecektir. Bu durum için gerekli önemi almaya karar verir ve bulduğu çözümle herkesi güldürürken kendisi de bir o kadar eğlenir.

Tülin Kozikoğlu, bu kısa hikâye ile çocuklara binlerce yıllık nazar boncuğu kültürünü aktarırken bir yandan da kardeş kıskançlığı gibi hassas bir konuyu ele alıyor ve çocuk gözünden anlattığı bu hikâye ile çocukların özdeşim kurmalarını sağlayarak alttan alta kıskançlığın sevgiye dönüşüne de şahitlik etmemizi sağlıyor.

Bu kitabın hemen peşine yayımlanan “Bir Tanecik Oğlum”da ise Tülin Kozikoğlu, anne ile kurulan sevgi bağının nasıl bağımlılığa dönüştüğünü anlatırken sadece çocuklara değil evladının birey olmasına izin vermeyen, çocuğuna bağımlı ebeveynlere de sesleniyor.

Sevgi dediğimiz öyle güçlü bir duygu ki dozunda sağlandığında karşımızdaki ile sağlam bir iletişim ve ilişkinin kapılarını açar fakat bir insanı, canlıyı sevgiden boğmak da mümkün tıpkı John Steinbeck’in unutulmaz eseri Fareler ve İnsanlar’da Lennie’nin fareleri severken öldürmesi gibi…

BAĞLILIK VE BAĞIMLILIK

Bağlılık ve bağımlılık arasında çok ince bir çizgi var ve o ince çizgi arasında çocukların psikolojisi şekilleniyor. İlk bakışta çocuğu koruma güdüsü olarak gördüğümüz anne-babanın korumacı davranışları zamanla çocuğun birey olmasının önüne geçiyor; çocuk, anneye bağlı hâle geliyor. Ailenin bir anına tanık olan kişi, çocuğun anneden kopamamasını yadırgıyor ama işin aslı anne/babadaki bağımlılık sendromunda gizli.

"Benim varlığım çocuğum için daha güvenli’’ diye düşünen ebeveyn her durumda çocuk için karar verip onun adına adımlar atarak çocuğun kendi başına karar verebilme yetisinin gelişmesine engel olur ve bu çocuklar annesiz yaşamakta zorlanır. Ve çocuğuna bağımlı ebeveynin kendisine bağımlı çocuğu olur.

Kozikoğlu’nun bu kitabı, anne-çocuk arasındaki bağımlılığı anlatan kısa bir animasyon filmini hatırlattı bana (üzgünüm ki filmin adını hatırlayamadım). Filmde bir annenin çocuğuna olan bağımlılığını izliyoruz; gidiş yolunda çocuğuna bağımlı bir annenin oğlunun birey olmasına nasıl engel olduğu, dönüş yolundaysa büyümesine rağmen yaşlı annesine bağımlı hâle gelen “adamın”, “yaşadıklarını - yaşayamadıklarını” sadece bir yol hikâyesi içinde sözsüz olarak anlatılmıştı.

Tülin Kozikoğlu da “Bir Tanecik Oğlum” adlı yeni kitabında tam da bu durumu anlatıyor. Çocuğunu hayatta her şeyden üstün gören bir annenin çocuğunu kendisine nasıl bağımlı hâline getirdiğini yalın bir hikâye içinde okuyoruz.

Her çocuğun uykuya dalarken bir “uyku arkadaşı - alışkanlığı” vardır, kimi sevdiği oyuncağını koyar yanına, kimi annesinin kokusunu ister, kimi battaniyesini. Bu hikâyedeki kahramanımızsa uykuya annesinin saçına dokunarak dalıyor, ama sadece uykuya değil, yapması gereken her şeyi hayata geçirirken bir elinin annesinin saçında olmasını istiyor. Bu uzun yıllar sürüyor… Ta ki kendi bebeği olup kendisi bebeğiyle ilgilenmek zorunda kalana kadar…

Kozikoğlu, bu hikâye ile ebeveynleri “bağımlı ebeveyn sendromu”* ile yüzleştirirken çocuklara da “uyku arkadaşları” ile vedalaşma zamanının geldiğini gösteriyor.

ÖZGÜN ÇIZIMLER

Bu noktada yalın ama bir o kadar sağlam bu hikâyenin gücüne güç katan Deniz Üçbaşaran’ın özgün çizimlerine değinmemek de olmaz. “Aman Nazar Değmesin” adlı kitapta da çizimlerini gördüğümüz Üçbaşaran’ın resimleri “Bir Tanecik Oğlum” adlı kitapta daha baskın ki hikâyenin tamamlayanı değil; bu sefer hikâye, resimlerin tamamlayanı hâline gelmiş.

Resimler, Kozikoğlu’nun metninden bağımsız sözsüz bir kitap olsa yine ses getirecek bir hikâye sunacak derecede başarılı ve anlamlı. Ama elbette iki usta isim bir araya gelince çok daha derin anlam kazanmış kitap.

Uyku arkadaşını bırakma çağında çocuğu olan ebeveynlere bu özel kitabı önerirken çocuklarına olan bağımlılıklarının sağlıklı iletişim bağına döndürmelerini de dilerim.

* “Bağımlı ebeveyn sendromu” olarak yazdığım sendrom, daha çok anne - bebek arasındaki fiziksel bağdan kaynaklı, annenin bebeğinden zor kopmasına dayalı bir sendrom olduğu için “bağımlı anne sendromu” olarak bilinmektedir. Fakat kimi babaların korumacı tutumlarındaki doz ayarını düzenleyememeleri nedeniyle babalarda da görüldüğü bilinmektedir. Ben de çocuğun sorumluluğunun sadece anneye yüklenmemesi gerektiğinin altını bir kere daha çizmek istediğim için bu metinde ilgili sendromdan “bağımlı ebeveyn sendromu” olarak bahsetmeyi tercih ettim.

Aman Nazar Değmesin / Tülin Kozikoğlu / Kırmızı Kedi Kitabevi / 32 s. / 2020.

Bir Tanecik Oğlum / Tülin Kozikoğlu / Kırmızı Kedi Kitabevi / 32 s. / 2020.