‘Çıplak ayaklı altın kız’ın masalını yaşadı
Aslı’nın dopingle sonlanan spor yaşantısı filmlere konu olacak kadar zıtlıklarla dolu.
Arif KızılyalınAslında onun yaşam öyküsü filmlere konu olacak cinsten. Şans, fırsat, alınteri, hırs ne ararsanız var bu hikâyede. Hatta göz yaşartan enstantaneler, örnek alınası azim...
Eğer sonu, “doping” illeti ile bitmese Aslı Çakır Alptekin’in yaşam öyküsü, minik yaştaki sporcu adaylarına “örnek alınası bir hayat” olarak bile anlatılabilirdi... Ne var ki o artık, atletizmde asla ve asla misal gösterilmeyecek. Yine de Aslı’nın, dopingle kararan spor yaşantısı, gelecekteki Türk sporcuları için önemli kilometre taşları ile dolu.
Aslı’nın spora başlaması tamamen tutkuyu dayalı. Fırıncı baba ile ev kadını annenin 5 çocuğundan biriyken koşu merakı onu, 9 yaşında ilkokulunun atletizm takımına taşımasa, Antalya’da katıldığı ilk ciddi yarışta, giydiği bez ayakkabı, parmaklarını yara yapmasa bugün “Aslı” diye bir atletizm figürü olmayabilirdi.
Evet, Aslı, o gün, o yarışta ayakkabılarını çıkarıp çıplak ayakla koştu ve onun bu azmi dönemin Atletizm Federasyonu yetkililerince fark edildi.
Sonrasında Altınova ilkokulu, Anadolu Lisesi, Kütahya Dumlupınar Spor Yüksekokulu derken, açılan milli takım kapıları, Üsküdar Belediyespor ile yaptığı anlaşma genç atleti bir anda Türkiye’nin gelecek vaat eden orta mesafe koşucuları arasına soktu. Gerçekten de sürekli yükseliyordu dereceleri Aslı’nın. Elbette sonradan evlenip çoluk çocuğu karışacağı antrenörü İhsan Alptekin’in de bu tırmanışta payı büyüktü.
‘Hastaydım’ dedi
Türkiye şampiyonlukları, rekorlar derken 2004 Avrupa Genç Atletizm Şampiyonası’nda yasaklı madde kullandığının belirlenmesi, Aslı’yı sporda başladığı noktaya getirecekti. Savunmasında, “Hastalığı nedeniyle eczanede olduğu iğnenin neden olduğu durum” açıklamasını gerçekçi bulan Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu’nun (IAAF) verdiği 2 yıllık cezanın ardından Aslı, yeniden başarı merdivenlerini çıkmaya başlar.
En başarılı kadın atlet
2011 Yaz Üniversite Oyunları’nda 1500 metrede altın madalya, İstanbul’da yapılan 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nda 1500 metrede bronz madalya derken, Londra’daki Yaz Olimpiyat Oyunları’nda gelen altın madalya, onu tarihin en başarılı Türk kadın atleti yapar...
Evet, Aslı Türk spor tarihinin olimpiyat şampiyonu olan ilk adın atletidir. Ne var ki, bu başarıdan hemen 3-4 ay sonra Uluslararası Anti Doping Ajansı ile IAAF’ın Aslı’nın biyolojik pasaportundaki kan örneklerinde görülen sıradışı sapmalarla ilgili açtığı soruşturma, yukarıdaki peri masalının feci bir sonla bitmesine neden olacaktı.
Kan değerlerindeki sıra dışı değişiklikler nedeniyle altın madalyası geri alınıp 8 yıl men cezasına çarptırılan 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nın 1500 metre şampiyonu Aslı Çakır Alptekin’in, önce inkâr ettiği kan dopingini, son savunmasında ‘kabullendiği’ ortaya çıktı.
Londra’daki tarihi zafer sonrası, kan değerlerinin kayıtlı olduğu biyolojik pasaportundaki anormallikler nedeniyle soruşturma başlatılan ünlü atletin, ilk savunmasında yer alan “Aslı Çakır Alptekin Londra Olimpiyatları öncesi yükseklik antrenmanı yaptı. Ayrıca, profesyonel futbolcuların kullandığı ve kamuoyunda bilinen TRAINING MASK 2.0 adlı maske kan değerleri yükseldi” türü savunmanın, Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu IAAF tarafından, inandırıcı bulunmaması üzerine derinleştirilen soruşturmada, Türkiye Atletizm Federasyonu’nun krizi iyi yönetememesi de Aslı’nın 8 yıllık ceza almasına neden oldu.
Yaklaşık 2.5 yıllık soruşturma, ifade ve dava sürecinin sonunda Aslı Çakır Alptekin’in, uzman doktorlar tarafından verilen, “bulgular kan dopingini işaret ediyor” türündeki rapora imza attığı da öğrenildi. Aslı’nın son dakikada karar değiştirip doping yaptığını bir anlamda kabul etmesi, ünlü atleti ömür boyu men cezasından kurtardı.
Aslı Çakır’ın Antalya’da yaşayan annesi Hatice Çakır ve babası Adil Çakır, kızlarının Londra Olimpiyat Oyunları’nda altın madalyayla sonuçlanan mücadelesini izlerken böyle heyecanlanmış, sevinçten adeta havalara uçmuştu.
Ödülleri alınacak mı ?
Yönetmelik ‘al’ diyor, Erdoğan ‘alma!’
Uluslararası Spor Mahkemesi CAS tarafından doping yaptığı açıklanan olimpiyat şampiyonu atlet Aslı Çakır Alptekin’in başarı ödüllerinin alınıp alınmayacağı konusu spor ve siyaset dünyasını karşı karşıya getirdi.
Gençlik Spor Bakanlığı ve Spor Genel Müdürlüğü yönetmeliklerine göre, adları dopinge karışan sporculara verilen maddi ödüllerin geri alınması gerekiyor.
Ancak daha önce dopingli çıkan Bekele, Karin Mey ve Nevin Yanıt dahil hiçbir sporcunun ödülleri için iade işlemi başlatılamadı.
Bazı sporcuların adresleri bulunamadı, bazılarının ise CAS’taki gerekçeli kararı SGM’ye ulaşmadı. Ne var ki Bakanlık ile Spor Genel Müdürlüğü’nün Aslı için acil kodlu işlem başlattığı sızan bilgiler arasında.
‘Çocukları yakıyorlar’
Doping yapan sporcuların ödüllerinin alınmamasının perde arkasında ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2013 yılında verdiği bir demecin yattığı öne sürüldü.
Erdoğan, Başbakanlık makamında otururken, Buenos Aires dönüşü gazetecilerle sohbet etmiş ve sorulan, “Doping çıktıktan sonra bile sporcuya verilen ödül geri alınmıyor, geri almak gerekmez mi” sorusuna şu yanıtı vermişti:
“Biz almıyoruz. Bir de atletizmde mesela 15 günde çıkması gereken testleri 3 ay sonra açıklayıp, biyometrik pasaport gibi yeni uygulamalarla çocukları yakıyorlar” olmuştu. Bakalım Aslı Çakır Alptekin olayında yeni gelişmeler ne yönde olacak?
Dopingli ödüller!
Aslı Çakır Alptekin, dopingli sayıldığı süre içinde kazandığı şampiyonluklar karşılığı 2572 Cumhuriyet altını, 2 ev, 1 arabalık yüklü bir ödüle layık görülmüştü.
Yönetmelik gereği, üniversiteler ve Avrupa şampiyonalarındaki madalyaları ile 500’den fazla altın kazanan Aslı Çakır Alptekin, olimpiyat şampiyonluğu sonrasında da SGM’den 2000 altın, Üsküdar Belediyesi ile Ali Ağaoğlu’ndan birer ev, 1 otomobil almış, bir banka ile de sponsorluk anlaşması imzalamıştı. Bu ödüllerin toplam değeri 1 milyon dolar barajını aşmış durumda.
Aslı ve antrenörü İhsan Alptekin’in evliliklerinin üçüncü yılında düzenlenen düğün törenine Erdoğan da katılmıştı.