Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği gönüllüleri: ‘Tecavüz sustukça artar’

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği gönüllüleri farkındalığı artırmak, cinsel şiddeti daha görünür, konuşulur ve tartışılır kılmak, en önemlisi de dayanışma için mücadele ediyor. Cumhuriyet’e konuşan gönüllüler “Cinsel şiddet sustukça artar” diyor.

Seyhan Avşar

Cinsel şiddet, kadın, erkek, çocuk, LGBTİ bireyler dahil pek çok insanı tehdit ediyor. Uzmanlar, Türkiye’de cinsel şiddete uğramamış kadın olmadığı görüşünde hemfikir. Bu şiddete maruz bırakılan kişiler, konu tabu gibi algılandığı için genellikle susuyor. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği gönüllüleri ise “Cinsel şiddet sustukça artar” diyorlar. Farkındalığı artırmak, cinsel şiddeti daha görünür, konuşulur ve tartışılır kılmak, en önemlisi de dayanışma için mücadele ediyorlar. Eğitimler, seminerler, kampanyalar düzenliyorlar. Kurban, mağdur yerine ‘Hayatta kalan’ kavramını kullanmayı, sapık yerine ‘Fail’ demeyi öneriyorlar. Toplumda var olan ‘mağdur/ kurban’ algısını yıkarak hayatta kalan için güçlendirici yeni bir dil ve algıyı yaygınlaşmak istiyorlar. Dernek gönüllüleri avukat Yasemin Öz ve Hilal Esmer ile bir araya geldik, konuyu masaya yatırdık.

Peki yüzde 10 olsaydı?

- Türkiye’de yaşayan kadınların yüzde 41’inin, hayatlarında bir kez cinsel saldırıya, yüzde 93’ünün ise cinsel tacize uğradığı açıklandı. Bu rakamları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yasemin Öz: Rapor ve araştırmaların, konuşulmayan bir konuyu konuşulur hale getirdiği için çok değerli olduğunu düşünüyorum. Ancak orana takılmamalıyız. Ama bu toplumda cinsel şiddete maruz kalmamış kadın veya LGBTİ bireyi olduğunu düşünmüyoruz. Hatta pek çok erkeğin cinsel şiddete maruz kaldığını düşünüyoruz. Bu bir tabu, konuşulmuyor ve çok normal gözüküyor. Ailelerde ensestin örtbas edildiğini, pek çok insanın çok büyük travmalar ve aşırı mağduriyetler yaşadığını, bunun ömre yayıldığını biliyoruz.

Hilal Esmer: Cinsel şiddet konusuna dikkat çekmeyi istatistiki verilere bağlamanın sakıncalı yönleri de var. Oran yüzde 10 olsa tolere edebilir miyiz? Oran yüzde 1 olsaydı durumu hiç gündeme getirmeyecek miydik? Cinsel şiddet toplumsal bir sorun. Şiddet suçları failin karar verip uyguladığı seçimlerdir evet ama toplumda şiddet davranışlarının öğrenilmesi ve teşvik edilmesine göre de yaygınlaşır. Tersi şekilde de önlenebilir. Tecavüzle ilgili şakalara gülünmesi, tacize sessiz kalınması, şiddet davranışlarının onaylanması, seks işçilerinin hedef gösterilmesi gibi davranışlar cinsel şiddeti yaygınlaştırır. Cinsel şiddet oranını kendi ülkenizdeki şiddet kültürünün, baskı ve korkunun yaygınlığına göre de ölçebilirsiniz. Şimdi bu açıdan bakıldığında sizce ülkemizde cinsel şiddet oranları yüksek midir yoksa düşük müdür?

Özel birim oluşturulmalı

- Türkiye’de cinsel şiddeti önleme çalışmaları yeterli mi?

H.E: Yetersiz ve cinsel şiddete yaklaşımı da yanlış inanışlara dayandığından sorunlu. Hükümet, hayatta kalanlara yönelik kapsamlı bir destek sistemi ve program oluşturmalı. Cinsel şiddet danışma merkezleri, tecavüz kriz merkezleri açmalı. Acil telefon hattı, kamu personeline cinsel şiddete özel kapasite güçlendirici eğitim verilmeli. Vakaları alan, yönlendiren, müdahale eden tüm personel denetime tabi tutulmalı. Cinsel suçlara özel savcılık ve polis birimlerinin oluşturulması gibi birçok talebi dile getirebiliriz.

MAĞDURLAŞTIRICIÇ DEĞİL GÜÇLENDİRİCİ BİR DİL

- Cinsel şiddetten nasıl korunacağız?

Hilal Esmer: Tanımlayarak, yani şiddetin adını koyarak, bir cinsel davranışa rızamız olup olmadığını sorgulayarak, içimizdeki ses bize ters giden bir şeyler olduğunu söylüyorsa o sese kulak vererek, kendimizi severek, kendimizi fiziksel-duygusal-bilgisel ve cinsel yönden güçlendirerek, karşımızdaki kişinin rızasını gözlemleyerek, onay alarak-onay vererek... Cinsel şiddetle ilgili birçok kavramı sorgulayarak, tartışarak ve öğrenerek. Yanlış inanışları, klişeleri üretmeyerek. Mağdurlaştırıcı değil, güçlendirici bir dil ve yaklaşım geliştirerek.

Uzakta aramayın

- Cinsel şiddetle mücadele nasıl olmalı?

Hilal Esmer: Mücadele ve değişim aslında bizimle başlıyor. Değişim istiyorsak öğrenmeye ve uygulamaya başlayalım. Örneğin cinsel şiddetin cinsellikle değil güç ilişkisiyle ilgili olduğunu, cinsel açlıktan kaynaklanmadığını, faillerin de mağdurların da uzaklarda aradığımız kişiler değil, yakınımızda ve kendimiz olabileceğini, cinsel şiddetin gerçekte kuytu ve karanlık köşelerde değil beyaz ve güvenli gördüğümüz tüm alanlarda da gerçekleşebildiğini içselleştirelim. Kullandığımız dili, seçtiğimiz kavramları, faillere ve mağdurlara bakış açımızı bu gerçeklere göre oluşturalım-düzeltelim.

- Geçen haftalarda kadınlar cinsel şiddete uğradıkları kişileri sosyal medyada teşhir etti...

H.E: Bu kampanyaları cinsel şiddetin görünür olması, ‘mağdur olanın utanması, kendini suçlaması ve susması gerektiği’ gibi birtakım tabuları yıkması açısından değerli buluyoruz. Faillerin belli bir meslek grubundan, eğitim seviyesinden, ekonomik durumdan, ırktan, yaştan, cinsel yönelimden olduğu algısını da yıkabiliyor. Ancak ifşaların, yasal takip ve şikâyet mekanizmasının işletilmesiyle güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Cezasızlık da bu mekanizmanın işlemesiyle azalabilir ve önlenebilir.

- Herkes cinsel şiddetin faili olabilir diyorsunuz.

H.E: Tüm cinsel şiddet faillerine sapık deyip geçiyoruz. Peki gerçekte öyle mi? Sizin hiç sapık arkadaşınız, öğretmeniniz, doktorunuz, sevgiliniz, eşiniz, tanıdığınız var mı? Gerçekte faillere baktığımızda ne görüyoruz? Her yaştan, her eğitim seviyesinden, her cinsiyetten, her yönelimden, her hayat tarzından, her sosyo-ekonomik konumdan, görüşten, uzmanlıktan, meslekten insan görüyoruz... Fiziksel, duygusal, ekonomik şiddetin failleri kimler olabilirse, cinsel şiddetin faillerini bulmak için de oraya bakabiliriz. Çünkü cinsel şiddet de diğer şiddet türleri gibi, bir çıkar elde etmek amacıyla, soyut ya da somut bir gücün bir başkası üzerinde kullanılmasıdır.

BAZI CİNSEL ŞİDDET TÜRLERİ

DİJİTAL MUSALLAT OLMA

* Sarkıntılık

* İstenmeyen cinsel davranışlara zorlama

* Cinselliğin başkalarınınkiyle kıyaslanması

* Aşağılama

* Zorla ya da rıza inşa edilerek erken evlendirme

* Eşin istemediği yer, zaman ve biçimlerde ilişkiye zorlanması

* Hayvana yönelik cinsel istismar

* Israrlı takip, kamusal veya dijital ortamda musallat olma

* Flört baskısı, şiddeti; ısrar, ikna, tehdit kullanma.

ONAY YOKSA O CİNSEL ŞİDDETTİR

Cinsel şiddet: Cinsellik görünümlü şiddet biçimlerinin tümünü ifade eden bir şemsiye kavramdır. Kişinin rızası olmadan, rızası inşa edilerek veya rıza gösteremeyeceği (örneğin alkol, uyuşturucu etkisi altında, bedensel veya zihinsel/ruhsal olarak rıza vermekte yetersiz kalabileceği) durumlarda katılmaya zorlandığı her türlü cinsel eylem ve hareketleri tanımlar. Cinsel şiddet cinsellik değildir. Failin suçudur. Otorite ve güç kullanımı ile ilgilidir. Hiyerarşinin olduğu her yerde cinsel şiddet görülür. Karşı tarafın onayı olmadan yapılan her türlü cinsel davranıştır.