Cinsel mutlulukta eğitim önemli

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Dr. Cem Keçe, cinsel açıdan mutlu olunmasının yolunun eğitimden geçtiğini, ancak Türkiye'de bu konuda henüz yeterli bilincin oluşmadığını söyledi. Keçe, "Türk toplumu olarak bizim en büyük eksiklerimizden biri, ülkemizde cinsel eğitimin olmamasıdır" açıklamasında bulundu.

cumhuriyet.com.tr

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Dr. Cem Keçe, cinselliğin ülke genelinde hala bir ''tabu'' olarak görüldüğünü, ''ayıp, yasak ve günah'' olarak algılandığını belirtti. Keçe, bu nedenle de cinsellikle ilgili doğru ve güvenilir bilgi edinmenin zorlaştığını ifade ederek, bilgisizlik ve deneyimsizliğin kaçınılmaz olarak mutsuzluğu beraberinde getirdiğini vurguladı.

Cinsel mutluluğun sağlanmasında kişinin, önce kendi bedenini sevmesi ve tanıması gerektiğine işaret eden Dr. Keçe, şöyle konuştu:

''Ancak biz önce kendi bedenimizi tanımıyoruz ve bilmiyoruz ki, diğer bedenleri nasıl tanıyalım ve cinsellikten nasıl zevk alalım? Yani yine aslında işin ucu cinsel eğitime dayanmaktadır. Kendi bedenini tanıyan, nelerden zevk aldığını bilen, cinsellikle ilgili olumlu düşünce ve duygulara sahip bir insan cinsellikten keyif alır. Ayıp, yasak, günah duygularıyla dolu ve yaptığı eylemlerden dolayı suçluluk duyan bir insan ise cinsellikten zevk alamaz. Bu nedenlerden dolayı Türk insanının cinsel açıdan mutlu olduğunu söylemek güçtür.''

Keçe, cinsel sorunların çoğunun temelinde bilgisizlik, olumsuz duygu ve düşüncelerin yanı sıra ön yargı, suçluluk ve günahkarlık duygularının yattığını belirtti.

 

"Cinsel eğitim ailede başlar, okulda devam eder"

Cinsel eğitimin, öncelikle ailede başladığını ve daha sonra da okulda devam ettiğini anlatan Keçe, şunları kaydetti:

''Türk toplumu olarak bizim en büyük eksiklerimizden biri, ülkemizde cinsel eğitimin olmamasıdır. ABD'de okullarda cinsel eğitim verilmesi tartışmalarının 1880'lerde başladığını ve şu an Avrupa'nın çoğu ülkesinde anaokulundan itibaren cinsel eğitim verildiğini düşünürsek, bizim bu konuda ne kadar geride kalmış olduğumuz da daha iyi anlaşılacaktır. Çocuklar 3-4 yaşlarından itibaren cinsellikle ilgili sorular sormaya başlarlar ve genellikle bu sorular karşısında aileler paniğe kapılıp, ne diyeceklerini bilemez. Çünkü kendileri de bu konularda ailelerinden bir şey öğrenmemişlerdir. Bu nedenle bu soruları ya duymazdan gelirler ya da geçiştirirler. Oysa ki çocukların sorularına onların yaşına ve düzeyine uygun bir şekilde cevap verilmelidir. Çünkü aileden cevap alamadıkça bu defa arkadaşlar, dergiler ya da internetten yaşlarına ve düzeylerine uygun olmayan bilgiler edinebilmektedirler.''

Keçe, ne kadar serbest ve rahat görünülürse görünülsün aslında cinsellik konusundaki tutuculuğun hala devam ettiğini, bu nedenle geçmişten bugüne cinsellik konusunda ülkede olumlu gelişmeler kaydedildiğini söylemenin pek mümkün olmadığını ifade ederek, bunların giderilmesi için de toplumun cinsel yönden eğitilmesi ve bilinçlendirilmesinin şart olduğunu sözlerine ekledi.

Dr. Cem Keçe tarafından cinsel sağlıkla ilgili konularda profesyoneller arasında birlik, beraberlik ve dayanışma sağlayarak, cinsel sağlık biliminin ülkede tanıtılması, geliştirilmesi ve toplum yararına kullanılması amacıyla 2005 yılında hayata geçirilen Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği'nin merkezi Ankara'da bulunuyor.