Cinsel eğitim soruyla başlar
Çocuğun yetişme döneminin önemli bir parçası olan "cinsel eğitim" belki de anne babaların en zorlandıkları konu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı-Cinsel Terapist Op. Dr. Gökçen Erdoğan, verilecek doğru cinsel eğitimin, çocukları cinsel istismardan korumada da etkili olduğunu vurguluyor.
cumhuriyet.com.tr
‘‘Çocuk gördükleri ve duyduklarından yola çıkarak, soru sormaya başladığında cinsel eğitim de başlar. Ancak, tüm bilgileri detaylı olarak aktarmak yanlış olur. Küçük yaş döneminde anlatılanlar olabildiğince yalın olmalı. Çocuk büyüdükçe biraz daha detaya girilebilir. Örneğin; Çocuk, okul öncesi dönemde cinsel organının ne işe yaradığını sorduğunda: 'Gözümüz görmeye, kulağımız duymaya, penis/vajina da çiş yapmaya yarar' denmesi yeterli bir cevap olacaktır. Cinsel eğitimin önemli noktalarından bir diğeri, cinsel organların vajina ve penis olduğunu söylemek, başka isimler takmamak. Anne babaların en sık düştüğü yanlışlardan biri de çocuğun sorularını geçiştirmeye çalışmak ya da 'ayıp' sözcüğü ile çocuğu susturmak. Çocuğun soru sorması kadar doğal bir durum olmaz. Çocuğun soruları karşısında ebeveynlerin ses tonunu değiştirmeden, ekstra mimikler yapmadan, son derece doğal bir tavırla konuşmaları gerekiyor.’’
Çocuğunuzun soru sormaması normal midir?
Bazı çocuklar cinsel içerikli sorular sormuyor ve anne babaları da bu durumu çocuklarını ahlaklı yetiştirmelerine bağlıyor. Oysa ki, bu konularda soru sormayan çocuk ailesinden çekiniyor, sinmiş veya ürkek bir durumdadır. Ailesine soramadıklarını da, hiçte güvenilir olmayan kaynaklardan yüksek olasılıkla yanlış öğrenecektir. Cinsel eğitimin, seks eğitimi demek olmadığını da evvela ebeveynler çok net kavramalıdır ki, çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurabilsin, çocuktan gelen sorular karşısında panik yaşamasın. Cinsel eğitimin içeriğini tam kavrayamayan ebeveynler çocuğa, cinsel pozisyonları, sevişme türlerini, orgazmı anlatmak zorunda kalacaklarını düşünerek güç anlar yaşayabilmektedir. Oysa çocuk, kendini, cinsiyetini ve bunun etrafında dönen dünyayı algılamaya çalışır ve soruları masumdur.
Özel hayatın ne olduğu öğretilmeli
Çocuklar özellikle cinsel gelişimleri sürerken anne ve babasının yatak odasına kapı çalmadan girilmeyeceğini öğrenmeli. Ebeveynler de çocuğun odasına girerken kapısını tıklatmalı ve özel alanına saygı duyduklarını göstermeli. Ayrıca çocuğa, başkalarının yanında soyunmaması gerektiği net biçimde anlatılmalı. Çocuğa ayrıca, yabancı birinin kendisine ne ölçüde dokunabileceği, ne derecede sevgi gösterisinde bulunabileceğini önemle anlatılmalı. Böyle bir durum karşısında bunun sır olmadığı iyice öğretilmeli.
Ailede başlayan eğitim okulda devam eder
Okullarda öğrencilere, ebeveynlere ve çocuğun okul ortamında etkileşimde bulunduğu okul personeline bilgilendirme yapılmalıdır. Verilecek eğitimle uygun olmayan yetişkin davranışı, yetişkin tarafından herhangi bir şey vaat edildiğinde ya da hediye verilmek istediğinde direnç gösterme, ortamdan çabucak ayrılabilme ve olayı güven duyduğu birine söyleme, gizlememe ya da saklamama konularında bilgi aktarılmalı. En hassas nokta ise öğrencilerde korku ve kaygıya neden olmamak, yanlış ve olumsuz bir cinsellik anlayışına neden olacak mesajlardan kaçınmaktır.
Çocuklarımızın gelecekte belki de tüm yaşamını etkileyebilecek olumsuz deneyimler yaşamaması için cinsel eğitimi doğru vermeliyiz. Küçük dünyalarını, diledikleri gibi büyütme şansını yok eden olaylar yaşamalarını engellemek için çaba göstermeliyiz. Unutmamalı ki çocuklarımız, onlar tam anlamıyla bilinçlenene dek bedenlerinden; onlar tam anlamıyla mutlu olana kadar da ruhlarından sorumlu olduğumuz varlıklarımız. Sağlıklı gelişimleri için gerekli bilgiyi vermek, onları dış dünyadan gelecek kötülüklere karşı korumak ve daha önemlisi korunmayı öğretmek en önemli görevimiz.''