Cindoruk'tan türban yorumu

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Aile fotoğraflarına baktığımız zaman sadece bizim devlet adamlarının eşleri türbanlı, Ürdün, Mısır, Suriye gibi devlet adamlarının eşleri medeni ve başları açık gözüküyorlar. Bu fotoğraflar kriptolara giriyor. Onun için de Türkiye'ye mesafe koydular" dedi.

cumhuriyet.com.tr

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, aylık enerji dergisi Eko-Enerji'de yayınlanan söyleşisinde, AKP hükümeti ve AB ilişkileriyle ilgili dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Son dönemde, özellikle Batı Avrupa ülkelerinin yani AB ülkelerinin Cumhurbaşkanını, Başbakanı ve yeni Meclis Başkanını eğitimleri, eşlerinin giyim kuşamları, onların eğitimleri gibi konularda, çok önemli ölçüde Türkiye'yi "Müslüman bir devlet" olarak algıladıklarını öne süren Cindoruk, "Yani millet Müslüman değil, devlet Müslüman. Devletin dini gibi İslamiyeti algılıyor ve bu iktidarın taleplerinin de bu olduğunu söylüyorlar. Bizi AB ile bir miktar mesafeli tutan da bu" dedi. Cindoruk, Batı devlet adamlarının ve meclis başkanlarının ziyaretlerinde, Türk Dışişlerinin, Türk devlet adamlarına birer rapor verdiklerini, o raporda gelen kişinin kimliği, eğitimi, eğilimleri ve o devletin temel gidişiyle ilgili olarak Dışişlerinin mütalaalarının yer aldığını belirterek şunları kaydetti:
"Bizim Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız, Başbakanımız gittiğinde o dışişleri de böyle belgeler ve ya yayınlar verirler. Onlardan bazıları elime geçmiştir. Nitekim aile fotoğraflarına baktığımız zaman sadece bizim devlet adamlarının eşleri türbanlı, öteki aile fotoğraflarında hatta Ürdün, Mısır, Suriye gibi devlet adamlarının eşleri medeni ve başları açık gözüküyorlar. Bu fotoğrafların bir kısmı da açıkçası kriptolara giriyor. Onun için de Türkiye'ye mesafe koydular. Hissettiğim, en az iki seçimde Türkiye'de muhafazakar da olsa laik düşünce iktidara gelirse Türkiye ile AB arasındaki buzlar eriyecektir. AB kendi üyeleri arasına teokratik düşünceleri çok açıkça belli olan, ritüelleri olan ve bunları dayatmacı olarak takip eden bir hükümetin, bir devletin girmesini istemiyorlar."

Şahin'in Meclis Başkanı olması, Humeyni ekolünün tatbikatı

AB ile müzakerelerde sorunun buradan kaynaklandığını savunan Cindoruk, "Bu iktidar bir tehdit unsuru olmak bakımından elinden geleni yapıyor" dedi. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in de dini eğitimli olduğuna dikkat çeken Cindoruk şunları kaydetti:
"En son Meclis Başkanı değişikliğinde de yine dini eğitimi olan bir Meclis Başkanı ortaya koydu. Bu bir dayatmadır. Ben Meclis Başkanının kişiliği ile bir şey söylemiyorum. Çok da tanıdığım biri değil ama laik bir eğitim görmüş Meclis Başkanını devre dışı bırakmak, artı bu eğitimin gereklerini yapan, meslek olarak seçmiş olan bir kişiyi Meclis Başkanı yaptı. Bu İran rejimindeki Humeyni ekolünün bir tatbikatı. Bugün Ahmedinejad'ın dahi din eğitimi almadığını biliyoruz. Ama buna mukabil, etkili olan oradaki parlamentonun, başkanı bir molla. Avrupa'nın Dışişleri mensupları molla rejimine doğru kaymayı mukayese edecektir ve Türkiye için en azından bir şüpheli ya da şimdilik geride durması bir ülke ortaya çıkmıştır. Bunu ortada bir gerçek olarak ifade ediyorum. Bu gerçeği görmemelerine çok şaşırıyorum."

"Davutoğlu'nun da yönü Doğu'ya dönük"

Cindoruk, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da aynı ekollerden geldiğini belirterek, Dışişleri ilişkilerinin medeni ilişkiler olduğunu, İran'ın bile Dışişleri Bakanı tayininde dikkatli davrandığını ifade etti. Cindoruk, "Biz de ise aile hayatı tamamen tesettüre dayalı birini Dışişleri Bakanı yaptı. O da kendi düşüncelerini tatbike geçirdi ve daha ziyade İslam folkloruna uygun bir hayat yaşıyor. Onun da yönü daha çok Doğuya dönük" dedi.