Çilem Doğan'ın tahliyesine itiraz dilekçesi: Katillerin adalete olan inancı sarsılmış!
Şiddet uyguladığı ve fuhuş yapmaya zorladığı gerekçesiyle eşini öldüren ve 15 yıl hapis cezası alan Çiğdem Doğan’ın kefaletle tahliye edilmesine yapılan itirazda tahliye kararının "cinayet işleyenlerin adalete olan inancının sarsıldığı" ileri sürüldü.
KEMAL GÖKTAŞDoğan’ın öldürdüğü eşi Hasan Karabulut’un ağabeyi Mesut Karabulut adına avukat Bayram Yüksekkaya tarafından Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede, Çilem Doğan'ın kanuna aykırı olarak tahliye edildiği iddia edildi. Dilekçede tahliye kararından 12 gün önce Doğan'ın tutuklu yargılanması yönünde karar veren kadın üyenin görüş değiştirmesi eleştirildi. Dilekçede "12 gün içinde sanığın 15 yıl hapis cezası almasına ilişkin karar verilmesinden sonra dosyaya bu yöndeki kararı değiştirici hangi hukuki belge girmiştir?" diye soruldu.
Tahliye kararında sanığın kızının 2.5 yaşında olduğunun belirtildiği hatırlatılan dilekçede küçük çocuğun velayetinin Doğan’da olmadıgı belirtildi.
Dilekçede sanığın cezadan kurtulmaya yönelik beyanları olduğu belirtilerek "kadın cinayetleri konusunu ve bu konudaki toplumdaki hassasiyeti sonuna kadar suistimal ettiği ve tahliye kararı ile bu suistimaller de başarılı olduğunun görüldüğü" savunuldu.
Kadın cinayetleri ile ilgisi yokmuş
Dilekçede Ayrıca konunun kadın cinayeti ile hiçbir ilgisi olmadığı e delillerin tamamen planlanmış bir cinayeti işaret ettiği İleri sürüldü. Olayda meşru müdafaa konusunu düşünülemeyeceği savunulan Dilekçede olayın kadına karşı şiddet başlığı altında alınamayacağı da savunuldu. Doğan'ın eşinden gördüğü şiddet için ise “Sanık ile mağdur
arasındaki adli Evrakin içeriğinde birkaç tane basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte girişimlerin bulunduğu ancak sanığın bu olayların hiçbirinde kanunun verdiği hakları kullanmadığı” ifadeleri yer aldı.
Katillerin adalete olan inancı sarsılmış!
Sanığın kin duygusuyla bu suçu işlediği ileri sürülen dilekçede “Aynı suçtan ve hatta daha haklı gerekçelerle cinayet suçunu işleyen kişilerin ve bu itibarla toplumun adalete olan inancının sarsıldığı” ileri sürüldü. Dilekçede tahliye kararının “Tüm hakimlerimizin
kararlarını toplum nezdinde şüpheli hale getirmesi ve toplumda özellikle medyada çıkan yorumlarla yargının zan altında bırakılması” gerekçesi ile kaldırılması ve Çilem Doğan’ın tutuklanması istendi.