Çığı başlatan ıslığı Başbakan çaldı
Türkiye'de Grup Yorum’dan önce ve Grup Yorum'dan sonra diyebileceğimiz bir dönem var. 1985 yılından beri susmayan bu çığlık, halkın sesiyle büyümeye devam ediyor. Yıllar içinde Yorum üyeleri sahneler kadar, mahkeme salonları, meydanlar ve de cezaevlerindeydi. Onlara göre Türkiye'deki zulüm ve baskı da ne AKP ile başladı ne de onunla bitecek ama çığı başlatan ıslığı da Başbakan çaldı.
cumhuriyet.com.trGrup Yorum 1985 yılından beri susmayan bir çığlık. Grup üyeleri defalarca gözaltına alındı, tutuklandı. Albümleri toplatıldı, konserleri iptal edildi, konser salon sahipleri tehdit edildi, bilet dağıtanlar gözaltına alındı... Baskılara, zulümlere rağmen hiç durmadı Grup Yorum, geri adım da atmadı. Sessizleştirilen, susturulanların, körlerin ülkesinde hep bir ses, hep bir ışıktı özgürlüğe dair. Geçen hafta da “Barikatın ardı vatandır” sloganıyla Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’ndeydiler. Biz de Grup Yorum’dan Caner Bozkurt ve Seçkin Taygun Aydoğan ile konuştuk.
- En son Suriye konseriniz epey eleştirildi? Derdiniz neydi ve ne oldu?
Caner: Suriye çok uzun zamandır takip ettiğimiz ve konser yapmak için fırsat kolladığımız bir yerdi. Suriye’de emperyalizmin işgal planlarından da önce oradan birçok dostumuz vardı. Hep yakın ilişki içindeydik zaten, Suriye bize her anlamda çok yakın. Hem kültürel yapı, hem de halkların mücadelesi açısından çok önemli bir ülke. Dediğim gibi emperyalizmin son yıllardaki planları bizi Suriye ile daha da yakınlaştırdı. Orada halkın tavrı net, kararlılık can pahasına sürüyor. Bu, bizim için önemli. Çünkü ülkemiz böyle değil. Türkiye’de gizliden bir işgal var.
- Esad’ın yönetimini nasıl yorumluyorsunuz?
Caner: Esad yönetimini ister beğenin beğenmeyin, bugün dünyada yapılmayan bir şeyi yapıyor. Bir lider olarak emperyalizme karşı direniyor. Bizce desteklenmesi gereken bu. Evet, Suriye’deki devrimciler daha özgür ve demokratik bir ülke istiyor. Esad’ı da istemiyorlardı ama Amerika’nın planları, Türkiye ve Katar’la işbirliğine girmesi bütün bu kesimleri Esad’ın yanında topladı. Biz bunu gün gün takip ettik. Hükümeti protesto edenler artık hükümletin yanında. Çünkü tehdit büyük. Esad ve halk bunu çözecek. Kimse bir yere “demokrasi götürmesin” Çünkü götürülenin ölüm, gözyaşı, acı, açlık ve yoksulluk olduğunu gördük yıllarca. Bizim devrimci sanatçılar olarak da misyonumuz gerçekleri müziğimizle anlatmak, insanlar arasında bağlar kurmak.
- Grup Yorum’un sahnesi, mahkeme salonları ve meydanlar oldu çeyrek yüzyıldan uzun tarihinde.
Seçkin: Grup Yorum’dan önce ve Grup Yorum’dan sonra diyebileceğimiz bir dönem var Türkiye’de. Bizim derdimiz müzikten fazlasıydı her zaman.
- İlk günden bugüne değişenler neler?
Seçkin: Bizim için ve genel olarak da değişen bir şey yok! Bu kötü bir hareketsizlik. Tabii insanların iradesi değişti, gelişti. Ama bu zulüm ne AKP ile başladı ne de onlarla bitecek. Türkiye sömürgeleşti, çok uzun zamandır da faşizmle yönetiliyor. Belli insanlar bu faşizminden nemalanıyor, diğerleri de paylarına düşen şiddeti alıyorlar. Biz de aldık.
- 21 albüm, yüzlerce dava, içeride olanlar, girip çıkanlar...
Seçkin: Baskı şekil değiştiriyor. Bazen konserlerimiz yasaklanıyor, konser salon sahiplerimiz tehdit ediliyor, bilet dağıtanlar gözaltına alınıyor. İçeride olan dostlarımız da var hâlâ.
- “Gezi Direnişi” önemli bir dönüm noktası. Bu ülkenin Doğu’sunun olduğunun farkında olmayanlar, Doğu’daki gelişmeleri hep bu medyadan izleyenler. Uzun yıllar nasıl kandırıldıklarını ve neleri ıskaladıklarını gördüler.
Seçkin: Şimdi “burjuva basın”, siz “ana akım” medya diyorsunuz, artık onların yalanlarına halk inanmıyor. Bir de Başbakan’ın üslup sorunu halkı kışkırttı. Ama ezilenler büyür, baskı büyütür ve çoğaltır. Onun bize kattığı güç inanılmaz oldu, çığı başlatan ıslığı Başbakan çaldı!
Caner: Konserlerimizde biz bu kitleyi görüyorduk, halk hep bizimleydi. Çünkü halkın sorunu ilk baştan bu yana bağımsızlık ve özgürlüktü. Gezi Direnişi’nde Atatürk’lü Türk bayrağı ve BDP bayrağı ile yan yana koşan, sembolleşen bu görüntü Türkiye’ydi. İşte böyledir direniş; öğretir, safları netleştirir.
- Peki, Gezi Direnişi sonuca ulaştı mı?
Caner: Bu kıyameti koparan kadınlar ve çocuklardı. Geri adım da atmadılar. Halk oradaydı. Çözümlenmesi, deşifre edilmesi gereken bir şey bu. İnsanlar haklarını almadan bitirmeyecek, bitmiyor da zaten. Devrimcilerin halkı politize etmeleriyle bu süreç sürmeli. Aksi takdirde insanlar unutmaya zorlanacak. Toplum hükümetin yalanlarına kanalize edilmek isteniyor. Zaten düşmanca tavırlar sergileyen bir iktidar var. Halkı ikiye ayırıyor ve biat etmeyen tarafa polisiyle, basınıyla cephe almış durumda. “Polisle empati kurmak lazım” diyorlar, “hayır öyle bir şey yok!” Polisin aleni bir şekilde insanları katletme arzusu var. Bunun ismi böyle konulmalı. “Polis de emir kulu, aslında onlar da bunu yapmak istemiyor” demek riyakârlıktır. Orada insanlar polis vahşeti yaşıyor. Daha ne olması lazım!
Seçkin: Benim sanatçım, benim polisim, benim valim... Tüm bu “benimler” de buna hizmet ediyor. Bir de sanatçılar var tabii, gazı almak için kullanılan sanatçılar. Ama devrimci sanatçılar halkın çocuklarıdır. Ne Gezi eylemine ne de başka olanlara ve olacaklara.
- Geçen hafta “Barikatın ardı vatandır” sloganıyla Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’ndeydiniz.
- “Barikatın ardı vatandır” konseri de bu güzel halka bir selamdı.
PERVAZSIZCA SALDIRIYORLAR
- Yeni albüm çalışmalarınız sırasında polis baskını yemiştiniz ve kayıtlarınıza el konulmuştu. Çalışmalar nasıl gidiyor?
Caner: Temmuz sonuna yetişecek yeni albüm. Bu 22. albümümüz olacak. Yorum’un dinleyicisi halktır, sokaktır. Bu yılın başında yapılan baskında kayıtlarımıza el konuldu. Hâlâ da vermediler. Belki de çok sevdiler, sürekli dinliyorlar.
Seçkin: Üretimimizi engellediler, türkülerden hâlâ korkuyorlar. Grup Yorum türküleri elbette eylem marşları, bunun da farkındalar. Baskından sonra kayıtların gelmeyeceğini anlayınca biz de hemen yeniden başladık çalışmaya, çok yoğun çalıştık. Şarkıları yeniden düzenledik ve bitirdik.
- Yeniden gelirlerse?
Seçkin: Şimdi temkinliyiz, ilk seferde albüm kopyamız yoktu. Zaten ne kadar engellerlerse, geciktirmek isterlerse o kadar büyük oluyor dayanışmamız. Onların da moralleri bozuluyor. Baskına moralli gelemiyorlar! Baskından sonra “11 Çelik Kapılı Kozmik Sahneli” bir konser yaptık hatırlarsanız, 53 sanatçı ile birlikle. Herkes Grup Yorum şarkıları söyledi.
Caner: Yorum’u bitiremezsiniz demek için 24 Şubat’ta büyük bir sanatçı dayanışması gerçekleştirdik. Bu sahiplenme yalnızca Grup Yorum’u değil, aynı zamanda bin yıllık Anadolu kültür geleneğinin ve halkın sanatının sahiplenilmesiydi. Yapabilecekleri tek şeyi yapıyorlar hâlâ, pervasızca saldırıyorlar. Biz hep olduğumuz gibi yine buradayız. Konserlerimizle, albümlerimizle, filmlerimizle ve devrimci sanat ürünlerimizle... ( Fotoğraf: Vedat Arık)