Çiftçi maliyetlerin altında eziliyor

Başta gübre olmak üzere tarımdaki girdi maliyetleri cep yakıyor. Girdi maliyetlerindeki artış, bu yıl gübre kullanımını 6 milyon tondan 4 milyon tona düşürdü.

Gamze Bal

Artan girdi maliyetlerini karşılayamayan çiftçi, yıllardır ektiği ürünlerden vazgeçip, daha az maliyetli ürünlere yöneldi. Gübre fiyatlarına son bir yılda yüzde 100’e varan zam olunca, fazla gübre isteyen buğday yerine, daha az gübre isteyen bakliyat ürünlerinin ekimi arttı.

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) Başkanı Abdullah Aysu, 2018-2019 sezonunda gübre kullanımının düştüğünü anlatarak “Çiftçinin alım gücü düştüğü için pahalanan gübreyi alamadı. Özellikle buğdaydan kaçış oldu. Arpa ve yulaf daha az gübreyle de idare edebilen bitkiler olmasına rağmen arpadan da vazgeçen çiftçiler oldu. Gübre kullanamayan çiftçiler, bakliyat ürünlerinden nohut ve mercimeğe yöneldi. Kuru fasulye de su istediği için ekilemedi” dedi.

Zamma yol açar

Bu üretim sezonunda gübre kullanımının 6-6.5 milyon tondan 4-4.5 milyon tona düştüğünü belirten Aysu, “Bu durum, buğday üretiminin 1.5-2 milyon ton azalmasına sebep olabilir. Üretimde görülecek düşüş, tüketiciye de zam olarak yansır. Ürünün tüccarın eline geçmesi, tüccarın da bekletip fiyatı artınca piyasaya sürmesi, ekmek, makarna ve büsküvi gibi ürünlerde zamlara sebep olur” diye konuştu.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 30 Mayıs’ta açıkladığı Bitkisel Üretim 1. Tahminine göre de, 2019’daki buğday üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 2.5 azalarak 19.5 milyon tona gerileyecek.
Yüzde 29 arttırıldı

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) buğday alım fiyatı, geçen yıla göre yüzde 29 artarak 1350 TL’ye yükselse de girdi fiyatlarındaki artış yüzde 100’lere ulaştı. Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç de, her geçen yıl hem Türkiye’de hem de Çukurova bölgesinde buğday ekim alanlarında daralma ve alternatif ürünlere yönelişin mevcut olduğunu belirtti.

Çiftçinin kazancı eridi

Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, ürün desenindeki değişikliğin, kazancı azalan üreticinin getirisi yüksek olan ürünlere yönelmesinden kaynaklandığını anlattı. Taşpınar, “Buğday ekim alanlarındaki azalma eğiliminin nedeni 2017 ve 2018 hasat sezonunda fiyatların düşük seyretmesi ve özellikle sulu tarım alanlarında alternatif ürünlerin (pamuk, patates, mısır, ayçiçeği, kanola vb.) kârlılığının çok daha yüksek olması. Buğday geçen sene istenilen kazancı sağlamadı. Mısır, ayçiçeği ve bakliyat revaçta” diye konuştu.

Taşpınar’ın ‘revaçta’ dediği mısır ve ayçiçeğine yönelik ilginin artmasının bir diğer sebebi de, bu ürünlere verilen tarımsal desteğin diğer ürünlere göre ‘daha fazla’ olması. Tarım ve Orman Bakanlığının 2018 Bitkisel Üretim Destekleme Birim Fiyatlarına göre, nohut, mercimek ve kuru fasulyeye verilen dekar başına toplam destek 18 TL iken, buğdaya verilen toplam destek 19 TL. Yağlık ayçiçeği ve dane mısıra verilen dekar başına toplam destek ise 23 TL. Bu durum da çiftçiyi, tarımsal desteği yüksek olan ürünleri ekmeye yönlendiriyor.

Ancak Türkiye’de tarımsal desteklerin hem artan maliyetlerin karşısında az olması hem geciktirilerek verilmesi sürekli tartışılıyor. Örneğin 2018’de üretilen ürünlerin destek ödemeleri yeni yapıldı. Bazı ürünlerin 2019 hasat dönemi başlamasına rağmen, bu yıl ekilen ürünler için yapılacak destek miktarları henüz belli değil. Çiftçilerin hangi ürüne ne kadar destek alacağı resmi olarak açıklanmadığı, destekleme kararnamesi yayımlanmadığı için 2019 destekleri 2020’de ödenecek.