CHP'li vekil, "şarbonlu kırmızı et" skandalını Meclis gündemine taşıdı

CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, “şarbonlu kırmızı et” skandalını Meclis gündemine taşıdı. Araştırma komisyonu kurulması talebiyle yazdığı önergede CHP’li Yüceer, gıda ithalatının denetimsizlik ve özelleştirme nedeniyle halk sağlığı sorununa dönüştüğünü ifade etti.

cumhuriyet.com.tr

CHP’li Yüceer, araştırma önergesinde şarbon hastalığının, ne kadar hayvana bulaştığı, hastalık taşıyan kırmızı etlerin ülkenin hangi bölgelerine yayıldığı, tüketiciye satılıp satılmadığı gibi konuların bir an önce araştırılması gerektiğini vurguladı.

“Şarbonlu kırmızı etlerin ne kadar tüketiciye satıldığı henüz belli değil!”

TBMM Başkanlığına sunulan önergede şu ifadeler yer aldı:

“Şarbon hastalığı, Et ve Süt Kurumu (ESK) tarafından kurbanlık olarak Brezilya’dan Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki özel çiftliğe getirilen yaklaşık 3 bin 959 büyükbaştan 50’sinin şarbon sonucu telef olmasının ardından ülke gündemine girmiş ve hastalığın büyükşehir ve metropollerde görülmesinin ardından yurttaşlarımızda tedirginlik yaratmıştır. Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’nın inceleme başlatmasının ardından, şarbon hastalığı kısa süre sonra Sivas’ın Gürün ilçesine bağlı Karadoruk köyünde ve daha sonra İstanbul Silivri’de benzer bir durum yaşanmış, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ‘Silivri’de şarbon olduğu bildirilen hayvanla temas ettiği tespit edilen 48 kişinin muayene hastanelere başvurduğunu, bu kişilerden 6 vakada deri lezyonları görüldüğünü’ ifade etmiştir. Resmi makamlar birtakım açıklamalarda bulunsa da şarbon hastalığının, ne kadar hayvana bulaştığı, hastalık taşıyan kırmızı etlerin ülkemizin hangi bölgelerine yayıldığı, tüketiciye satılıp satılmadığı gibi konularda belirsizlik bulunmaktadır.”

“Sendika, odalar ve meslek kuruluşlarının görüşleri hiçbir şekilde dikkate alınmadı!”

“Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin konuya ilişkin yazılı açıklamasında, şarbon hastalığının insanlarda genellikle deri şarbonu olarak görülmesine rağmen nadiren solunum ve bağırsak şarbonu olarak da ortaya çıkabileceği ve bu durumda tedavisinin zor; hatta bulaşmadan sonra bir hafta içinde sıklıkla ölümle sonuçlanabileceği belirtilmiştir. Ülkemizde ‘gıda güvenliği krizinin’ yaşandığı belirtilen açıklamada ayrıca şarbon hastalığı taşıyan hayvanların nasıl ithal edildiği, hangi gümrük kapısından geçtiği, bunun sorumluları, kurban pazarlarında satılan tüm küçük ve büyükbaş hayvanların çeşitli muayenelerden geçirilip geçirilmediği gibi önemli soru ve sorunlara değinilmiştir.”

“İthal edilen hayvanlara hekim kontrolü 6 ay önce kaldırıldı!”

“Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) tarafından yapılan açıklamada ise 6 ay öncesine kadar ‘ithal edilecek hayvanların ihracatçı ülkede Bakanlık çalışanı veteriner hekimlerin kontrolünden geçtiğini, bu kontrol ve denetimlere ek olarak sınır bölgesinde 21 günlük karantina uygulaması ve yeniden laboratuvar tetkikleri’ yapıldığı, ancak son 6 aydır hayvan seçimlerinde, veteriner hekim görevlendirmediği ve hayvan seçimlerinin ithalatçı firmalar tarafından yapıldığı ifade edilmiştir. Yine çeşitli meslek kuruluşları, gıda amaçlı tüketimde hayvansal ürünlerin hazırlık ve satış aşamaları dahil çiftlikten sofraya her aşamada koruyucu hekimliğin, hayvan sağlığı, hayvan beslenmesi, hayvan bakım koşulları noktasında büyük önem taşıdığını belirten açıklamalarda bulunmuştur. Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Yönetim Kurulu ise son 30 yılda kamusal gıda güvenliğini sağlayan kurumların özelleştirildiği ve tasfiye edildiğine yönelik açıklamada bulunmuştur.”

“Gıda ürünleri ithalatı ülkemiz açısından bir halk sağlığı sorununa dönüşmüştür!”

“Devlet bünyesinde gıda güvenliğine ilişkin çalışan birimlerin kaldırılması veya özelleştirilmesi, tarım ve hayvancılık politikaları sonucu ülkemizde tarımsal üretimin ciddi oranda azalması ve ithalatta denetimsizlik gibi nedenler halk sağlığı açısından büyük tehlike arz etmektedir. Gıda ürünleri ithalatı ülkemiz açısından bir halk sağlığı sorununa dönüşmüştür. Kırmızı etin yanı sıra patates, mısır, buğday, mercimek gibi temel gıda ürünlerinden de ağır metallerin (kurşun, cıva, arsenik vb.) bulunduğu iddiaları yine yazılı ve görsel basında yer almış ve kamuoyunda tartışmalara neden olmuştur.”

“Şarbon tehlikesinin tüm boyutlarıyla araştırılması, gıda güvenliğinin yeniden sağlanması gerekiyor!”

“2018 Türkiyesi’nde şarbonlu hayvanlar nedeniyle metropollerin ve başkentimizin bir bölümünün karantinaya alınması yurttaşlarımızda kırmızı et tüketimi noktasında büyük endişeler yaratmıştır. Bakanlıkların şarbon şüphesi ile sağlık kurumlarına başvuran vatandaşlarımıza ve şarbonlu hayvanlara yönelik karantina uygulamalarına ilişkin net açıklamalarda bulunmaması da yine kamuoyunda endişeleri artırmaktadır. Öte yandan, kırmızı et ithalatının, ülkemizdeki hayvan yetiştiricilerini haksız rekabet ortamına ittiği ve hayvancılık sektörünün üretim kapasitesini her geçen gün geriye götürdüğü de bilinmektedir. İşbu önergeyle ülkemizdeki şarbon tehlikesinin tüm boyutlarıyla araştırılması ve önlenmesi, şarbonlu hayvan ithalatı nedeniyle ülke ekonomisinin uğradığı zararın tespit edilmesi, gıda güvenliğinin tam olarak sağlanmasının yollarının belirlenmesi ve nihayetinde yerli üreticilerin desteklenerek gıda ithalatının azaltılmasının yollarının araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci maddesi ve TBMM içtüzüğünün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu kurularak konunun tüm boyutları ile araştırılmasını saygılarımla arz ederim.”