CHP'li Tekin: Herkes haddini hukukunu bilecek

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Anayasa değişikliği referandumu çalışmaları kapsamında Şile'de esnaf ziyaretlerinde bulunup İlçe Başkanlığı'nda açıklamalarda bulundu.

DHA
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin referandum programı kapsamında Şile'de esnafla buluştu.
29 Ocak 2009 yılında gerçekleştirilen Davos Ekonomi Zirvesi'ndeki Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın 'one minute çıkışının proje olduğunu ileri süren Gürsel Tekin, "İlk kez uluslararası bir toplantıda kahve jargonuyla böyle bir şey yapılması, bu bir projeydi. Nasıl bir proje bakın: O zaman hiç Arap Baharı başlamamış. Bütün dünya gazetelerinde işte 'helal olsun one minute dedi İsrail'e falan filan' derken Türkiye'ye döndü. 20 ya da 25 gün sonra bütün İslam coğrafyasını sayın Erdoğan dolaştı. Daha gitmeden bilboardlarda, 'Dünya lideri geliyor, şöyle oluyor, böyle oluyor'... Ayak bastığı ülkelerin hepsi yıkıldı. Maalesef, İslam coğrafyasında ciddi sıkıntılar var, keşke bu sıkıntıları kendimiz giderebilsek. Ama ne yazık ki, böyle bir imkan olmadı. Mısır ile Türkiye bütün dünyadaki Müslümanların sigortasıydı. Arap coğrafyasının en büyük ülkesi Mısır, Türkiye'nin güçlü ordusu, bir sigorta gibi görülüyordu. Önce Mısır'ı sonra da Türkiye'yi teslim aldılar. İslam coğrafyasında herkes mağdur hale geldi. İsrail'in Ortadoğu'da bütün ülkelerle husumeti vardı. Şu anda hiçbir ülkeyle husumeti yok. Tek gelişen ülke İsrail ama bizim hiç düşmanımız yokken herkesle düşman hale geldik. Mesela bir Ak Partili şu kadar vicdan taşıyorsa der ki, 'Arkadaş Kaddafi'den ne alıp veremeyeceğimiz var, bana bir izah etsin. Mesela bir Ak Partili yönetici; din, iman sahibi olan bir kişi, 'Kaddafi'nin başını niye ezdiniz, bana izah et' diyen bir kişi olmaz mı? Davutoğlu açık söyledi: 'Ben 250 bin doları çantayı götürüp Kaddafi'nin muhaliflerine verdim' dedi. Türkiye'nin Kaddafi'ye bir vefa borcu var, 1974 yılında bütün dünya bize ambargo koydu yanımızda tek o durdu. Gerekçeleri neydi? 'Demokrasi gelecek'. Paramparça edilmiş Libya, 4'e parçalanmış. Irak'a gittiniz, Türkmenler param parça. Şii Tükmen, Alevi Türkmen, Sünni Türkmen, Hristiyan Türkmen...İşte Atatürk İslam coğrafyasının modeli olacaktı. Dünya Türkiye modelini uygulayalım derken, bizim iktidar 'Ben nasıl Esad gibi davranabilirim'e hevesleniyor." dedi.
 
"HAYIRLI UĞURLU OLSUN BU İŞ BİTTİ"
 
Gürsel Tekin sözlerini şöyle sürdürdü: "12 Eylül dönemini yaşadım, 12 Eylül döneminde referandum oldu, böyle bir baskı yoktu. Devletin bütün paralarını kullanıyorsunuz, devletin olanaklarını kullanıyorsunuz. Hani Merkel ile kavga ediyorsunuz, bir çıkışta 300 Merkel arabasıyla dolaşıyorsunuz. Geçen Sayın Başbaşbakan 'kamu yoklaması var ama ben burada açıklamam' demiş. Ben burada açıklayayım, size müjde vereyim. Hayırlı uğurlu olsun bu iş bitti. Sayın Başbakan'a sesleniyorum. Evrensel bir hukuk sistemine dayalı bir anayasayı hemen 17'sinden sonra yapalım. Öyle bir anayasa yapalım ki, en yukarıdan en aşağıya kadar herkesin güvencesi olsun. Ali kıran baş kesen istediğimi yaparım anayasasını çöpe atalım."
 
"PAKET FAİLİ MEÇHUL BİR PAKETTİR"
 
Anayasa paketi ile kendilierinin yalan söylediklerinin söylendiğine dikkat çeken Gürsel Tekin "Defalarca okudum, neredeyse hatim ettim 18 maddeye bakın hiçbirinizin, hiçbirimizin derdine derman değil. Bu paketin mimarları yok. Bu paketi hazırlayanların altında imzası olur. Paket faili mechul bir pakettir. Bizim yargı sistemimiz ağır aksa da çalışsa çalışıyor. Bazen 20 yıl bazen 40 yıl sonra çalışıyor ama çalışıyor. Şimdi sayın Başbakan 'Bu tek adam şeyi değil' diyor. Vallahi billahi tillahi, dinime, imanıma tek adam kardeşim. Yargıyı bir adama bağlıyor musun? Parlamento zaten işlevsiz hale geliyor. Efendim şimdi yeni bir şey çıkarmışlar, 'Milletvekilleri parlamentoda güçlendirilmiş kanun yapacak.' Komik olmayın Allah aşkına. Ne zamandan beri milletvekili kanun yapmış. Siyasi partilerin mutfağından, bürokrasisinden geçerek, sözde komisyonda tartışılıp öyle geçiyor. Demokrasilerde, muhalefet varsa demokrasi vardır. Seçim dünyanın her yerinde oluyor. Geçen Esat'ın ülkesinde oldu. Saddam'ın ülkesinde seçim oluyordu. ama muhalefet varsa demokrasi var, muhalefet yoksa demokrasiyi rafa kaldırmışsınız demektir." ifadelerini kullandı.
 
"MEMLEKETİN BAŞINA GELEN SORUNLARA BAKIN"
 
Fırat Kalkanı harekatı ile ilgili eleştirilerde bulunan Gürsel Tekin, "Bir Ak Partili kardeşimiz, 'Fırat Kalkanı'nda 73 kardeşimiz şehit düştü, ne adına kardeşim?' desin. Bir gece bakıyorsunuz sonlandırılmış, geri çekildik. Bu çoğrafyaya girmeyin, sorunludur' dediğimizde, yok bağırmalar 'Oraya gireceğiz, şurada namaz kılacağız, burada bilmem ne yapacağız' memleketin başına gelen sorunlara bakın." şeklinde konuştu.
 
 
Gürsel Tekin konuşmasında şu ifadlere yer verdi: "Öyle bir kültür geliştirdiniz ki, köşeyi dönme kültürü, hepinizin çocukları örnek oldu bu gençlere. Şimdi gençler diyor ki, 'Bakanın çocuğuna bak, babamla aynı camiye giderlerdi, biz halen fukarayız. Bunlar özel uçaklarla geziyorlar, yalılar var, şatafatlar var, efendim rezidanslar var, fabrikalar var, gemiler var. Böyle olunca 'ben gidip bin 300 liraya niye çalışayım' diyor. 'Bu bakan çocukları gibi nasıl köşeyi dönebilirim?' diyor. aynı zamanda bunların çocukları askerlik de yapmadı biliyorsunuz. Ama muhafazakarlık, milliyetçilik oldu mu kimseye sıra vermezler. Geçen Sayın Başbakan büyük olasılıkla yanlış bilgi almış, 'Ey Kılıçdaroğlu senin oğlun askerlik yaptı mı' dedi. 2014 yılında bedelli çıktı biliyorsunuz. Bedelliden sayın Kılıçdaroğlu'nun oğlu da yararlanıyordu. 'Benim babam Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olduğu için ben bu hakkımı kullanmayıp bedelliyi reddediyorum, askere gidiyorum' diye dilekçe verdi. Keşke sizin çocuklar da Sayın Kılıçdaroğlu'nun oğlu gibi örnek olabilseydi. 174 tane siyasetçinin çocuğu bedelliden faydalandı. Bir tek o faydalanmadı. Hatta babasına sordum 'siz mi baskı yaptınız' diye. 'Vallahi haberim yok, yurt dışında eğitim görürken askerliğimi yapacağım diye dilekçesini göndermiş' dedi. Bizim böyle gençlere ihtiyacımız var. köşeyi dönen değil, rezidans, kupon arsa peşinde koşan gençler değil, vatansever gençler istiyoruz."
 
"HİÇBİR HAKKIMIZI DA HELAL ETMİYORUZ"
 
Televizyonlarda kendilerine yeteri kadar yer verilmediğinden yakınan Gürsel Tekin, "Ülkede hukuk işlese Yüksek Seçim Kurulu 'Bu nasıl anlayıştır, televizyonların tamamını kapattınız." derdi. Mesela şimdi TRT niye burada yok. Demokratik kurallar işlese TRT burada olması lazımdı. Ben ve sizler TRT'nin ortaklarısınız, her ay aldıkları paraları sizin maaşlarınızdan alıyorlar. Zehir olsun, zıkkım olsun hiçbir hakkımızı da helal etmiyoruz. TRT çalışanları gidin isterseniz dava açın, 'ödediğim bütün haklarımı size haram' ediyorum. diyeceksiniz ki bir CHP'linin bedduası tutar mı? bekleyeceğiz, göreceğiz kardeşim. Anadolu Ajansı nerede? maaşınız benden almıyor musunuz? Nasıl vicdan sahibisiniz? Bütün televizyonları kapatmışlar, devletin 17 televizyonu bunlarda. Yetmedi merkez medyaya komiser koymuşlar. Bir kere OHAL yasasında anayasa değişikliği referandum olmaz. Bu nasıl geçerse geçsin, kendiniz anlatamazsınız. Aciliyetiniz neydi de getirdiniz OHAL döneminde referandum yapıyorsunuz. Bir de 80 milyon yurttaşımızın geleceği ile ilgili anayasa yapıyorsunuz. Ama millet öyle bir tokat vuracak ki, Bektaşi'nin dediği gibi herkes haddini hukukunu bilecek." diye konuştu.