CHP'li Sarıbal 'tarımda çöküşün' kitabını yazdı
Türkiye'nin kanayan yarası haline gelen tarımdaki çıkmaz ve üreticinin hali CHP Parti Meclisi Üyesi ve Genel Başkan Danışmanı Orhan Sarıbal'ın yaptığı çalışma ile kitap haline geldi.
Erman ŞentürkCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önsözüyle yayımlanan, CHP Parti Meclisi Üyesi ve Genel Başkan Danışmanı Orhan Sarıbal'ın yazdığı 'Türkiye'de Tarımın Durumu-AKP İktidarının 18 Yıllık Bilançosu' adlı kitabın tanıtımı Efes Tarlası Yaşam Köyü'nde yapıldı. Tanıtım etkinliğine ev sahibi Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ile Sarıbal'ın yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, STK temsilcileri ve çok sayıda partili ile vatandaşlar katılım gösterdi.
2003 yılından bu yana tarımda yaşanan acı tabloyu çarpıcı rakamlar eşliğinde okuyucuların dikkatine sunan Sarıbal, yaptığı konuşmada çiftçinin yaşadığı krizlerin ekonomik kaynaklı değil siyasi tercihlerden ötürü meydana geldiğini hatırlatarak, "Türkiye gıda ve tarımda dışarıya bağımlı hale geldi. Tarım ve güvenli gıda kavramlarının temel taşı tarım toprakları. Ancak son 18 yılda yaklaşık olarak 34 milyon dönüm tarım alanımız üretimden çıktı. Bu rakam Kırklareli, Edirne, Tekirdağ kadar üç ilimizin toplam tarım alanından, yani Trakya'nın üç kat daha fazlası üretimden çıktı. Tarım alanları ranta, imara kurban edildi, 10 milyon dönüm alanı tamamen bir daha geri döndüremeyecek noktaya geldik. Sonra gidip dışarıdan ürün ithal ediyoruz. Kent yoksulluğunun nedeni kırsaldaki yoksulluktur. Kırsaldaki yoksulluğu bitiremezsek kentteki yoksulluğu da bitiremeyiz. 2002 yılında 2 milyon 700 milyon çiftçi varken, 2020'nin sonunda 650 bin çiftçi sistemden çıktı. Ne yazık ki çiftçilerin borcu olan 130 milyar lira çiftçiye yardım olarak ödenmeyen tutarla aynı seviyede. Üreticilerimizin borcu 56 kat arttı. Pandemiden sonra bütün dünya tarıma destek verirken, biz halkımıza İBAN numarası verdik. Bizim desteklerimiz çiftçiyi kösteklemeye dönük. Buğdayda ithalatçıyız. Ülkemizde pamuk yetişmeyen toprak yokken pamuk ithal ediyoruz. Bu toprakların ana ürünü mercimektir, kuru bakliyattır, Kanada'ya mercimeği biz gönderdik, bugün Kanada'dan mercimek ithal ediyoruz. 159 bin ton çay ithal etmişiz, 385 milyon dolar da para ödemişiz. Bu paralar nereye gitti? Her yıl dışarından 100 bin ton tütün alıyoruz. Bunlar bu ülkenin temel ürünleri. Kendi kendine yeten ülkemiz artık kendi kendine yetemez oldu" diye konuştu.
Tarımda yaşanan tüm sorunların CHP iktidarı ile sona ereceğine değinen Sarıbal son olarak şunları söyledi: "Hayvancılık Anadolu'nun kanayan yarası. Yumurtanın çoğu ithal ediliyor. Sütte de durum bu halde. 300 bin ton et ithal ettik. 18 yılda 130 milyon ton yem ham maddesi ithal ettik. Bunun neresi yerli, neresi milli? Süt hayvanları o yüzden şu anda kasaba gidiyor. Samanı bile ithal eder hale gelmişiz. Meralarımızı bütünşehir yasasına kurban ettik. Bizim bu topraklara borcumuz var. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün emanetine sahip çıkacağız. Paramız varsa ithal ediyoruz diyorlar, demek ki, tarımda yaşanan bu sorunun kaynağı ekonomik değil. Bu bir siyasi tercih meselesi. Bugün uygulanan politika tarımı destekleme amaçlı değildir. Bugün uygulanan ithalatı destekleme politikasıdır."
Etkinlikte söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca da şunları söyledi: "CHP olarak ilk defa bir politika belgemizi böyle bir tanıtımla siz değerli milletimizin huzurlarına çıkardık. Önce tarımdan başladık. Çünkü üretmezsek, yok olur, aç kalırız. Ekonomik bağımsızlıktan söz edemeyiz. Ziraat Bankası çiftçileri desteklemek ve tarımı kalkındırmak için kurulan bir bankaydı. Peki ne oldu? O banka çiftçileri desteklemeleri bir kenara bırakın, saraya tüm basını teslim etmek için bir kişiye 750 milyon doları verip kredi olarak ödenemeyince hiç dönüp arkasını bile aramayan bir anlayışa dönüştü. Şimdi aynı banka borcunu bir gün geciktiren çiftçinin traktörüne, tarlasına, malına haciz koyuyor."
Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ise yerel yönetim olarak tarıma önemli destekler verdiklerini kaydetti ve "Toprağa yeniden can vermeye çalışıyoruz ve diyoruz ki, üretim ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği toprakla tekrar yeşillenecek. Her şey kırsalın kendine gelmesiyle başlayacak" dedi.