CHP'li Öztunç sıraladı: Sel felaketi işte böyle geldi
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, Karadeniz Sahil Yolu ve bölgedeki yapılaşmaları ve dere yataklarındaki imar uygulamalarının aşırı doğa olaylarını tetiklediğini belirterek, "Dere yatağına yol yaparsan, apartman dikersen, yapılaşmaya açarsan insanın başına bunlar gelir. Yapılması gereken AK Parti hükümetinin doğa ve çevre konusunda tedbirler alması” dedi.
ANKACHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, Giresun’da 5 kişinin yaşamını yitirdiği, 12 kişinin de hala kayıp olduğu sel felaketine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Öztunç, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı Karadeniz İklim-Eylem Planı var. Diyor ki ‘Karadeniz Sahil Yolu, dere ıslah çalışmaları, derelere binaların yapılması, bunların hepsi bu felaketleri tetikliyor.’ Bakanlığın kendisi söylüyor ama dönüp bakıyorsunuz aynı bakanlık buralara izin, ruhsat veriyor" dedi.
Sel felaketinin ‘doğanın bir çeşit intikamı olduğuna' dikkat çeken Öztunç, “Doğa, hem intikam alıyor hem de uyarıyor, ‘benim dengemle oynarsan, bozarsan başına bunlar gelir’ diyor. Niye bunlar yaşanıyor. Yağmurun şiddetini önüne geçme şansımız yok. Kimsenin önüne geçme şansı yok ama şiddetli yağmurdan sonra yaşanacak can ve mal kayıplarının önüne geçme şansımız var. Bunun için tedbirler almamız gerekiyor” diye konuştu.
“BAKANLIK, DERELERE BİNA YAPILAMAZ DİYOR, RUHSAT VERİYOR”
Dere yataklarına bina ruhsatı, kentleşme, HES yapılması ve yaylalara zarar verilmesini eleştiren Öztunç, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kendisinin hazırladığı Karadeniz İklim Eylem Planı var. Diyor ki ‘Karadeniz Sahil Yolu, dere ıslah çalışmaları, derelere binaların yapılması, bunların hepsi bu felaketleri tetikliyor.’ Bakanlığın kendisi söylüyor ama dönüp bakıyorsunuz aynı bakanlık buralara izin, ruhsat veriyor. Buraların tahrip edilmesine izin veriyor” dedi.
“DOĞA VE ÇEVRE KONUSUNDA TEDBİRLER ALMASI GEREKİYOR”
HES’lerin dereleri bitirdiğini, suyun akacak yer bulamadığını, bu yüzden de suyun önüne geçen ne varsa her şeyi alıp götürdüğünü belirten Öztunç, şunları söyledi:
“Doğankent’te yol yarılmış ve dere haline gelmiş. Özüne dönmüş, eskiden de dereymiş zaten orası. Dere yatağına yol yaparsan, apartman dikersen, yapılaşmaya açarsan insanın başına bunlar gelir. Yapılması gereken AK Parti hükümetinin doğa ve çevre konusunda tedbirler alması gerekiyor. Coğrafi özelliklere, iklime göre birtakım tedbirler alınması gerekiyor.”
“HER ŞEY PARA DEĞİL”
Öztunç, “Her şey para değil. Para için bu kadar doğanın tahrip edilmesi yanlıştır. Siz üç kuruş para için doğayı tahrip ederseniz, doğa da özüne dönmek için sizin canınıza kasteder, canınızı yakar ve bütün bu felaketleri yaşarız diyoruz” dedi.
“KAYIPLARIN DEVLET TARAFINDAN GİDERİLMESİ GEREKİYOR”
AKP hükümetinin çevre konusunda duyarlılık göstermesi gerektiğini vurgulayan Öztunç, şöyle devam etti:
“3 kuruş para kazanacağım diye HES’lere izin vermemelidir, yaylaları katletmemelidir, imar aflarını iki de bir çıkarmaması gerekiyor. Bizim isyanımız buna. Ben bir kez daha, sel felaketinde yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Sel felaketinde yaralananlara acil şifa diliyorum, kayıplarımızın bir an evvel sağ salim bulunmasını temenni ediyorum. Devletin bir başka görevini daha hatırlatıyoruz. Ekonomik olarak sıkıntıya giren, mal kaybı olan insanların bu kayıplarının devlet tarafından giderilmesi gerekiyor.”
ÖNERİLERİNİ SIRALADI
Öztunç, "Her gün bir başka yerleşim yerinde bu acıları yaşıyoruz. Artık bir ders almamız gerekiyor" diyerek CHP Doğa Hakları olarak önerilerini şöyle sıraladı:
- Doğa olaylarının bir afete dönüşmesini engellemek için sakınım planlaması yapılmalı, bu bağlamda, çevre düzeni planlarının sakınım planlarına göre yeniden geliştirilmesi gerekir. Tekil afet önleme politikasından uzaklaşılarak, bölge planlaması düzeyinde afet önleme politikası geliştirilmesi gerekmektedir.
- İklim krizini derinleştiren ormansızlaştırma, orman alanlarının tarım alanlarına dönüştürülmesi, dere yataklarının değiştirilmesi, imara açılması, dolgu alanları yaratılması gibi çarpık kentleşme-yerleşme politikaları terkedilmeli, doğa ile uyumda yöredeki kültürel miras ve kadim bilgi de esas alınarak doğayla ve iklimle uyumlu yerleşim pratiklerine geçilmelidir.
- Selden zarar gören yerleşim alanları ve yurttaşlara herhangi bir ayrım gözetmeksizin eşit hizmet sunulmalı, mağduriyetleri oranında eşit koşullarda kamu hizmetlerinden yararlandırılmaları sağlanmalıdır.
- Sel sonrasında evleri 'oturulmaz' hale gelen mülkiyet sahibi ve kiracı yurttaşlara barınma imkanları sunulmalı, zararları tazmin edilmeli, eşya ve kira yardımı yapılmalıdır.
- Sel felaketi öncesi ve sonrasındaki ihmaller tespit edilerek ilgili kişi ve kurum yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır.