CHP'li Özkoç'tan Bakan Koca'ya eleştiri: Yukarıdan baskıyı yedikçe millete masal uyduruyor

CHP Grup Başkanvekili Engin Engin Özkoç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya, "Yukarıdan baskıyı yedikçe millete masal uyduruyor." sözleriyle tepki gösterdi.

cumhuriyet.com.tr

CHP'li Engin Özkoç, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarına ilişkin ''Sayın Bakan’ın bugüne kadar söylediği sözler yerine gelseydi 200 milyon aşı olacaktı, ama yukarıdan baskıyı yedikçe millete masal uyduruyor. ‘İkinci aşıyı şu tarihte yapacağız’, ondan sonra geriye dönüş, ‘o tarihte yok şu tarihte yapacağız.’ Bilimsel karşılığı var mı? Hiç önemli değil. Neden? Çünkü insan hayatı. Kimin hayatı? Tayyip Erdoğan’ın değil, yandaşlarının değil, bakanlarının değil, AKP iktidarının değil, onların askere göndermediklerinin çocukları değil. Seni bir gün hukuk karşısına çıkartabilmemiz için Allah bizim yar ve yardımcımız olsun." eleştirisini yöneltti.

CHP'li Özkoç’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"ERDOĞAN’DAN ‘ÇIT’ DİYE BİR SES YOK"

ABD Başkanı Biden’ın 100 yıl önceki olaylara atıfta bulunarak ‘Ermeni Soykırımı’ sözcüğünü kullanması tüm Türkiye’de infial yarattı. Türkiye’nin tezini savunan bu konuda emek vermiş insanlar hayal kırıklığı yaşadılar. Seçildikten sonra Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayıp da telefon görüşmesi yapmadı. Bundan büyük rahatsızlık duyan Erdoğan, kendisinin Biden tarafından arandığını duyunca telefona koştu. Konuşmasında ‘Ermeni Soykırımı’ diyeceğini söyleyen Biden, Erdoğan’a söyleyeceklerini söyledi ve kapattı. Sonra bu ifadeyi kullandı. Erdoğan’dan ‘çıt’ diye bir ses yok.

"KAFTANCIOĞLU İLE İLGİLİ İFTİRA KAMPANYASINA BAŞLADILAR"

AKP tarafı ‘muhalefete bu suçu nasıl yamar’, ‘bir algı yaratırız’ dedi. Canan Kaftancıoğlu ile ilgili iftira kampanyasına başladılar. Kendisinin ‘Ermeni Soykırımı’nı desteklediği iftirasını attılar. Ancak böyle bir tweeti olmadığını yasalarla da ispat etti. Birileri montaj yaptı, algı ortamı yaratmaya çalıştılar. Canan Kaftancıoğlu, yasalara başvurdu.

Biz CHP olarak kendimizden eminiz. Bütün aile dimdik duruyoruz. Üyesinden il başkanına kadar ne söylediysek aynı yerde duruyoruz. Biden’ın sözlerine şiddetle kınıyoruz, destek verenleri de şiddetle kınıyoruz.

"NEDEN SES ÇIKARMIYOR?"

Bizde böyle sıkıntı yokken AKP’de soykırımı destekleyen ve özür dileyen bir kişi var. Sehven Kepez demiştim, düzeltiyorum, kendisinden de özür diliyorum. Keskin Belediye Başkanı, ‘Ermenilere soykırım yapılmıştır, özür diliyorum’ dedi. AKP suskun. Bununla ilgili video kaydını paylaşacağım. Recep Tayyip Erdoğan, pergoleci Fahrettin, İçişleri Bakanı neden ses çıkarmıyor?

''MİLLET NE YİYECEK''

Kapanma kararı alındı. Neden? Lebalep kongrelerden dolayı. Yasaları tanımadığın için. Sadece kendi siyasi çıkarlarını düşündüğün için. Marttan bu yana 10 bin 138 kişi öldü. O ölenlerde senin de payın var. En başta kapanman gerekiyorken kapanmadın.

Hastanelerde yatak yok, aşı yok. ‘Kapatıyorum, Allah yar ve yardımcınız olsun’ dedin. Döndün arkanı saraya gittin. 128 milyar doları bir günde yandaşlarına sattın. Peki millet ne yiyecek? Hiçbir ülke sosyal destek sağlamadan bir kapanmaya gitmedi. Gündelik çalışanlardan başlamak üzere, işsizlere, tüm yurttaşlara nakit hibe desteği yapılması gerekiyor.

CHP'NİN ÖNERİLERİNİ SIRALADI

Çalışanlara asgari ücret tutarında bir desteğin sağlanması gerekiyor. Vergi ve SSK primlerinin muhakkak ödenmesi gerekiyor. Kapanma döneminde ödenmesi gereken borçların ödenmesi gerekiyor. Hiçbir vatandaşımızın elektriği, doğalgaz kesintisine maruz kalmaması gerekiyor. Asla vatandaşlarımız mağdur edilmemelidir. Borçların en az bir yıl ertelenmesi gerekiyor.

Yap işlet devret ödemelerinin en az bir yıl ertelenmesi gerekiyor. Bankacılık kayıtlarla ilgili sicil hakkının getirilmesi gerekiyor. Nafaka hariç icra takipleri için TBMM’den karar çıkmalıdır. CHP olarak kanun teklifini vermiştik. CHP’nin üç grup başkanvekili olarak TBMM’ye sunduk. Meclis, bu kararları almadan asla kapanmamalıdır.

Bugün de Genel Kurul’da bu mücadeleyi vereceğiz. İş insanı, esnaf, çiftçi, vatandaş bugün döndüremediği yükün altında. KOBİ’lerin borcu 871 bin lira, çiftçilerin 137 bin lira. 21 milyon vatandaşımız ise icralık durumda. Milletimiz kan ağlıyor. Birileri sarayda yaşayacaklar ama insanlarımız yoksulluk ve sefalet içinde evlerinde kapalı tutulacak. Bununla ilgili bir kaynak eksikliği var mı? 128 milyar dolar satılmamış olsaydı, vatandaşlarımız aşılanırdı, kalanıyla bir ay evlerinde huzurlu vakit geçirirlerdi.

"ERDOĞAN, MECLİS’İ UNUTTU"

AKP iktidarı, kendi yandaşlarını zenginleştirmek için ellerinden geleni yapma çabası gösterdiler. Emekliler. ‘Biz iki maaş tutarında ikramiye verin’ dedik. ‘Olur mu nereden bulacağız’ dediler. ‘Millet vergi veriyoruz’ deyince bir ikramiye verdiler. Şimdi Erdoğan müjde veriyor, ‘zam yapacağız.’ Ne kadar? 100 lira.

Bir de bununla ilgili kararname çıkarıyor. 20 yıldır iktidarda bununla ilgili kararname çıkmayacağını hale bilmiyor. Unuttuğu Meclis’i söyleyince, bugün Meclis’e getiriyorlar. Biz 1500 olması ile ilgili teklifimizi verdik. Bununla ilgili mücadelemizi vereceğiz.

"YUKARIDAN BASKIYI YEDİKÇE MİLLETE MASAL UYDURUYOR"

Bir pandemi bu kadar mı kötü yönetilir. Onlar bizi dinlemediler. Yetmez gibi vatandaşa bir kuruş destek vermeden kapanma sürecine girdiler. Sağlık Bakanı açıklama yapıyor, ‘önümüzdeki iki ayı aşkın aşı sıkıntısıyla karşı karşıyayız’ diye. Sayın Bakanın bugüne kadar söylediği sözler yerine gelseydi 200 milyon aşı olacaktı ama yukarıdan baskıyı yedikçe millete masal uyduruyor.

Şu gün şu kadar gelecek. Geliyor mu? Gelmiyor. ‘İkinci aşıyı şu tarihte yapacağız’, ondan sonra geriye dönüş, ‘o tarihte yok şu tarihte yapacağız.’ Bilimsel karşılığı var mı? Hiç önemli değil. Neden? Çünkü insan hayatı. Kimin hayatı Tayyip Erdoğan’ın değil, yandaşlarının değil, bakanlarının değil, AKP iktidarının değil, onların askere göndermediklerinin çocukları değil.

Maaşlarını alıyorlar, saraylarda yaşıyorlar, insanlar aşı yok ölecekmiş. Kapanmaları gerekiyor. Neden? Kongrelerini yaptı. Allah milletin yar ve yardımcısı olsun ama bir gün senden hesap sorması için de Allah bizim de yar ve yardımcımız olsun. Seni bir gün hukuk karşısına çıkartabilmemiz için Allah bizim yar ve yardımcımız olsun.

"BULAŞIN ALKOLLE NE ALAKASI VAR?"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun alkol yasağı ile ilgili “Hem bir muafiyet yok hem de soru işareti de söz konusu değil" demesinin sorulması üzerine Özkoç, “Avrupa’daki uygulama şöyle. Zaten 22 ile 6 arası zaten yasak var, ona devam ediyorlar. Asıl soru şu, sen bir yerden bir yere kısıtlamayı vatandaşa bulaş olmasın diye yapıyorsun.

Ben soruyorum. Bulaşın alkolle ne alakası var? Bilimsel olarak ne karşılığı var? Yaptıkları işin hiçbir karşılığı yok ama bir kabadayılık, bir efelenme. Adam İçişleri Bakanı, o emrinde, bu emrinde. Yukarıda da Tayyip Erdoğan var. Damat da ortada yok. Şimdi Soylu atıyor tutuyor. Millete karşı efeleniyor. Milletin sorulacak hesabı var” dedi.

MURAT KARAYILAN SORUSU

Soylu’nun “Murat Karayılan mağarasından dışarı çıkamıyor” ifadelerine yönelik gelen soruya Özkoç, “Karayılan zavallı birisidir. Doğru. Ama asıl zavallı olan İçişleri Bakanıdır. Eğer sen o makamda oturuyor, Karayılan’ın hangi mağarada olduğunu biliyor ve o mağarayı onun başına yıkmıyorsan sen namertsin.

Bu kadar kana, bu kadar terör örgütü olaylarının başında duran, senin liderin Erdoğan’ın talimatı ile Kandil’e gönderilen heyetleri karşılayan, bir zamanlar görüş alışverişinde bulunduğunuz, terör örgütünün sözde başında olan birisinin hangi mağarada olduğu biliyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünün ve kuvvetiyle o mağaraya gereğini yapmıyorsa sen namertsin.

Gara’da evlatlarımız varken, üç gün önceden ilan ederek, askerlerimizi gönderip, 16 şehidimizi gönderdiğimiz olaydan sonra, Karayılan bir başka mağarada saklanıyor ve orada sana kıs kıs gülüyor ve sen burada haybeye efeleniyorsan yazıklar olsun sana” yanıtı verdi.

'RUHSAR PEKCAN' TARTIŞMALARI

Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen e-maillerde Ruhsar Pekcan’a karşı müteyakkız olmaları konusunda uyarı gittiği iddialarına Özkoç, “Bu kadını bakan yaptılar. Üstelik gümrükten sorumlu bakan yaptılar. Recep Tayyip Erdoğan, ‘Ben Abdullah Öcalan’ın kardeşinin kırmızı bültenden arandığını bilmiyordum’ diyordu ya şimdi de ‘Bakan yaptığım bu kişinin o dönemler böyle bir şekilde arandığını ve üç kağıtçı olduğunu bilmiyordum’ diyebilir. Artık Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözlerinin bir karşılığı bir itibarı olan var mıdır onu da ben bilmiyorum” dedi.