CHP'li Nazlıaka: “Saray'dan çıkıp baksalar”

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın dergisinde yer alan araştırma makalesinde "kadınların hukuk sistemine olan inancını zedeleyen iyi hal ceza indirimlerinin uygulanması konusunda mevzuat sisteminde revizyon yapılmalıdır" denildi. Saray'a seslenen CHP'li Aylin Nazlıaka: 'Türkiye'de durum vahim, kadınların yaşam hakkına bile sahip çıkılmıyor...' dedi.

ANKA

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın dergisinde yer alan araştırma makalesinde kadınların şiddetten korunmasını öngören 6284 sayılı kanunun uygulamadaki eksikliklerine de işaret edilerek, “…kadınların hukuk sistemine olan inancını zedeleyen iyi hal ceza indirimlerinin uygulanması konusunda mevzuat sisteminde revizyon yapılmalıdır” denildi. Makaleye göre en çok 2 bin 500 liranın altında geliri olan ve 25 altı yaştaki kadınlar erkek şiddetine maruz kalıyor.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi’nde 441 kadınla yapılan araştırma sonucunu içeren “Evli Kadınların Benlik Saygısı, Temel Kişilik Özellikleri ile Maruz Kaldıkları Aile İçi Şiddet Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” başlıklı makale yayımlandı.

Araştırmaya katılan verdiği yanıta göre en fazla şiddete uğrayan kadınlar 25 yaş ve altı ile 36-45 yaş arasındaki grubundakiler. Makalede, “Betimsel istatistikler incelendiğinde kadına yönelik şiddetin en yoğun olduğu yaş aralığının 25 yaş altı olduğu sonucuna ulaşılmıştır” denildi.

Araştırmada kadınların yanıtlarından betimsel değerlendirmelere de yer verildi. Buna göre kadına yönelik şiddeti en yoğun yaşayan evli kadınların eğitim düzeyinin lisans olduğu sonucuna varılırken, en düşük düzeyde ise lise mezunu evli kadınların olduğu görüldü.

BENLİK SAYGISI GELİR ARTTIKÇA ARTIYOR

Kadınların gelir düzeyi düştükçe kendilerine olan güvenin de azaldığına dikkat çekilen araştırmada, “Benlik saygısının en yüksek olduğu gelir grubu 5001 TL ve üzeri gelir grubudur. Gelir düzeyi düştükçe benlik saygısında da bir azalma eğilimi vardır. Kadına yönelik şiddetin en yoğun yaşandığı gelir grubu en düşük gelir düzeyine sahip gelir grubudur. Gelir düzeyinin artışı ile birlikte kadına yönelik şiddet eğiliminde de bir azalış vardır” değerlendirmesi yapıldı.

Araştırmada, en çok şiddet gören kadınların ya hiç geliri olmayan ya da 2 bin 500 liranın altında kazanan kadınlar olduğu kaydedildi. Kadınların benlik saygısının evlilik süresine göre de değiştiği kaydedilen araştırmada, en çok kadınlara evliliğin ilk birinci ve beşinci yılı arasında şiddet uygulandığı belirtilerek, “Betimsel istatistikler incelendiğinde benlik saygısının 11 yıl ve üzeri evlilik süresine sahip grup lehine bir artış gösterdiği görülmektedir” denildi.

“SIĞINMA EVLERİ YETERLİ DEĞİL”

Araştırmayı değerlendiren CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, gelir seviyesi düştükçe şiddet gören genç kadınların şiddet sarmalının içinden çıkamadığını vurgulayarak, “Çünkü ailesine sığınacak olsa ailesinden ekonomik destek alamadığı için, ailesi onu sahiplenemediği için ailesine gidemiyor. Gelir yoksa da şiddet sarmalı içinde kalmaya devam ediyor” dedi. Nazlıaka, sosyal devletlerde devletin vatandaşına sahip çıkması gerektiğini kaydederek, “Bizde de sığınma evleri var ama yeterli değil” dedi.

“SARAY’DAN ÇIKIP BAKSALAR”

Nazlıaka, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin sosyal devlet anlayışında uzaklaştığını bildirerek, “Saray’dan görünen manzara çok daha farklı. Biraz Saray’dan çıkıp, şiddet mağduru kadınların evlerine girseler o zaman onlarla duygudaşlık yakalarlar, Türkiye’de durumun ne kadar vahim olduğunu, kadınların sokakta yürürken bile ayak sesi duyduğunda telefonla konuşuyormuş gibi yapıp kendilerine koruma altına almaya çalıştığını fark ederler” diye konuştu. Nazlıaka Türkiye’de kadınların yaşam hakkına bile sahip çıkılmadığını söyledi.

YAPILMASI GEREKENLER ANLATILDI

Araştırma sonucunda 6285 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’nun uygulanmasındaki eksikliğe işaret edilerek, yapılması gerekenler özetle şöyle anlatıldı:

Geçici maddi yardım yapılması ya da çalışabilecek olan kadınların da yetenekleri ve ilgi alanlarına göre meslek edindirme ve çalışma hayatına katılımları desteklenerek hem gelir düzeyi artışı sağlanması hem de kadının maddi ve manevi açıdan güçlenmesinin sağlanması önem arz etmektedir.

Ekonomik anlamda yetersizliği olan kadın şiddete karşı gelememekte ve şiddet döngü haline gelmektedir. Bu noktada şiddetle mücadelede kadın konuk evleri büyük önem taşımaktadır. Kadın konuk evleri sayıca attırılmalı ve ulaşılabilirlik noktasında çalışmalar yapılmalıdır.

6284 sayılı kanun çerçevesinde kadınlara psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan verilen psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin niteliğinin ve ulaşılabilirliğinin arttırılması önemlidir.

Erken yaşta evlenen kadınların daha fazla aile içi şiddete maruz kaldığı bulunmuştur. Evlilik öncesi bireysel psikolojik danışmanlık ve rehberlik ile beraber evlilik danışmanlığı hizmeti alınması zorunlu hale getirilmeli, erken yaşta evlilikler üzerine bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları yapılmalı, yapılan çalışmaların kapsamı arttırılmalıdır.

“CEZALAR ARTTIRILMALI”

Kadına yönelik şiddet suçlarına yönelik yaptırımlar ve yasal mevzuat caydırıcılık düzeyi arttırılacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Bu alanda yalnızca yasal mevzuatın ve yaptırımların varlığı yeterli değildir. Bu yasal mevzuatın ve yaptırımların nasıl uygulandığı da önem taşımaktadır. Aile içi kadına yönelik şiddet vakalarında hem şiddet uygulayan eşlere özgüven sağlayan hem de kadınların hukuk sistemine olan inancını zedeleyen iyi hal ceza indirimlerinin uygulanması konusunda mevzuat sisteminde revizyon yapılmalıdır.

Çoğu kişi aile içi şiddete tanık olduğunda ne yapması gerektiğini bilmemekte ya da ‘aile mahremiyeti’ düşüncesinden dolayı görmezden gelmektedir. Aile içi şiddetle mücadele üzerine çalışan kurumlar tarafından yapılan çalışmalara ‘tanık’ boyutu da eklenmelidir.