CHP'li Kaftancıoğlu ev işçilerinin sorunlarını dinledi

CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu ev işçilerinin salgın sürecinde karşılaştıkları sorunlar hakkında bilgi almak amacıyla İMECE Ev İşçileri Sendikası Başkanı Ayten Kargın ile bir video konferans görüşmesi gerçekleştirdi. Kargın "Geçim sıkıntısı hastalıktan daha tehlikeli" dedi. Kaftancıoğlu ayrıca, CHP'li il ve ilçe yöneticileri için düzenlenen, salgının psikolojik etkileriyle mücadele eğitimine katıldı.

cumhuriyet.com.tr

"Haklarımız var" başlığı altında toplumdaki güvencesiz kesimler ve meslek gruplarından temsilcilerle gerçekleştirdiği toplantılarına devam eden CHP’li Kaftancıoğlu, ev işçilerinin sorunlarını konuşmak amacıyla İMECE Ev İşçileri Sendikası Ayten Kargın ile video konferans aracılığıyla bir araya geldi.

Salgın sürecinde gerçekleşen işten çıkarmalar, sendikalaşma sorunu ve çözüm önerilerinin ele alındığı görüşmede Kaftancıoğlu

"Bu salgınlar emekçileri ancak öncelikle kadınları vurdu. Biz bu süreci hem emekçilerin hem de kadınların örgütlenmesi ile olabildiğince sağlıklı bir şekilde atlatacağız. Ev işçilerinin yaşadığı mağduriyetin katlanarak artmasından hareketle sizlere gerekli yardımların ulaştırılması konusunda belediye başkanımız ile bir görüşme yapacağım" dedi.

"BİR MİLYONUN ÜZERİNDE EV İŞÇİSİ VAR"

Kaftancıoğlu, ev işçiliğinin İş Kanunu kapsamına alınmasına yönelik çalışmalarının devam ettiğini belirterek şunları söyledi:

"Türkiye’de 1 milyonun üzerinde ev işçisi var. Bu salgınlar emekçileri ancak öncelikle kadınları vurdu. Kadınların evde kalması daha fazla şiddeti doğurdu. Biz bu süreci hem emekçilerin hem de kadınların örgütlenmesi ile olabildiğince sağlıklı bir şekilde atlatacağız. Ev işçileri olarak size tanımlanan hukuksal haklarınızı kazanmış olsaydınız, salgın nedeniyle işe gidemeseniz bile iş hakkınızdan doğan kazanımlarınız olacaktı. Ne yazık ki o haklar elde edilemediği için salgın sürecinde evde kalmanız çalıştığınız evin merhametine kalmış durumda"

Kaftancıoğlu ayrıca, ev işçilerinin salgın sürecinde yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi ve gerekli yardımların yapılması amacıyla CHP’li belediyeler ile görüşeceğini belirtti.

"EMEKÇİ DEĞİL SERMAYE KORUNUYOR"

Konuşmasında salgın sürecinin sağlıklı bir şekilde atlatılması için bütün insanlara karşı eşitlikçi bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini vurgulayan Kaftancıoğlu, "İnsanlara evde kal deniliyor ama onları evde tutmak için hiçbir şey yapılmıyor. Bu, 'virüsten ölmezseniz bile açlıktan ölebilirsiniz' anlamına geliyor. Biz kadim bir halkız. Bu toplum, bu tür zor zamanları birbirine dayanışarak ve yaralarını bu şekilde sararak atlatabilmiştir.  Ancak görüyoruz ki emekçiyi değil yine sermayeyi koruyan bir anlayış var. Dikkat ederseniz virüs ne zengini ne fakiri ayırt etmeden herkese bulaşabiliyor. Bizler de mücadelemizi herkesin haklarını bilerek ve onları ayırt etmeden sürdürmeliyiz" dedi.

"SALGIN ÖNCE KADINLARI VURDU"

Görüşmede ev işçilerini temsilen yer alan İMECE Ev İşçileri Sendikası Başkanı Ayten Kargın ise sürecin getirdiği ekonomik sorunların ev işçileri üzerindeki etkilerine değinerek şunları söyledi:

"Salgın süreci en çok emekçileri vurdu. Bu emekçiler arasında ev işçileri de var. Çünkü işveren kendi sağlığını koruma gerekçesiyle ev işçisinin işini sonlandırma hakkını kendinde görebiliyor.Etrafımızda bu mağduriyeti yaşayan birçok ev işçisi var. Bu ev işçileri evlerinde yoklukla boğuşuyor. Ev içinde her iş kadının omzuna yüklendiği için doğal olarak maddi sorunlar da hane içinde önce kadınları vuruyor. Gündelik giden kadınlar bu konuda daha mağdur konumdalar. Hastalık gerekçesiyle işten uzaklaştırma gündelik çalışan kadınlarda çok daha fazla. Bizim ev işçileri olarak ev işvereninin merhametine kalmamamız lazım. Merhamet edip bize sadaka versinler istemiyoruz. Bu bizim hakkımız. Virüs dibimize kadar geldi. Hastalığın stresi başka ama geçim sıkıntısı daha bir başka çünkü geçim sıkıntısı hastalıktan daha tehlikeli" dedi. 

CHP'DEN PARTİ İÇİ ONLİNE EĞİTİM

CHP İstanbul İl Başkanlığı, il ve ilçe yöneticileri için salgın döneminin bireysel ve toplumsal etkileriyle mücadele başlığıyla online eğitim toplantısı düzenledi.

Video konferans yöntemiyle düzenlenen ve yaklaşık 200 kişinin katıldığı ilk online eğitim toplantısında CHP İl Sağlık Komisyonu üyesi Klinik Psikolog İbrahim Eke, salgın döneminin bireysel ve toplumsal etkileriyle ilgili bir sunum gerçekleştirdi.

Eğitim toplantısında konuşan İl Başkanı Kaftancıoğlu, “Bizler süreci iktidara rağmen aklın ve bilimin ışığında yürütmeye devam edeceğiz. Zor bir süreçten geçiyoruz. Anormal günlerde verdiğimiz tepkilerin, yaşadığımız duyguların normal ve insani olduğunu bilmek hepimiz için çok önemli. Bugün ilk eğitimizi yöneticilerimize verdik. Önümüzdeki günlerde tüm üyelerimize bu sürecin psikolojik etkilerini ve bu süreçten güçlü çıkmak için neler yapmamız gerektiği konusunda eğitimlere devam edeceğiz” dedi.

KRİZ GÜNLERİNDE DAYANIŞMA VE MORAL

Klinik Psikolog İbrahim Eke ise yaptığı sunumda salgın döneminde sosyal ilişkilerin azalması ve ölümlerin artmasıyla birlikte insanların tramvatik stres bozuklukları yaşamasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Tramvatik stres bozukluklarının atlatılabilmesinin en önemli aracının sosyal dayanışma ve moral destekler olduğunu vurgulayan Eke, kriz dönemlerindeki tepkilerinin normal karşılanması gerektiğinin altını çizdi.

Eke, kriz dönemlerinde yaşanabilecek olası duygusal ve davranışsal tepkileri de şöyle sıraladı: “İlk şok döneminde karmaşık duygular hakim oluyor. Korku, endişe, suçluluk, pişmanlık, öfke, karamsarlık, çaresizlik gibi duyguların biri ya da birkaçı öne çıkabiliyor. Bireyler artık eskiye göre daha sinirli olabilir. Evlerde izole olduğumuz bir dönemde insanların daha fazla içine kapanmasının, ilişkiler açısından riskli bir durum olarak karşıma çıkması muhtemel. Yaptığımız işlere kendimizi ve dikkatimizi vermekte zorluk çekmek, unutkanlıklar, yoğun stresten dolayı baş ağrısı, bulantı ve göğüs ağrıları da sıkça görülebilir. İştah artması ya da azalması da bir kriz tepkisidir. Uyku bozuklukları yaşanabilir ve bireysel kendilerini devamlı yorgun hissedebilir. Sürekli olarak tetikte olma, huzursuzluk ve gerginlik de en önemli kriz tepkilerinden. Dışarıdan geldiğiniz ellerinizi yıkıyorsanız doğru fakat günlerdir evde olduğunuz halde her saat başı kalkıp ellerinizi dezenfekte ediyorsunuz durum normal değil. Kriz dönemlerinde bireylerde her şeyi kontrol isteği de daha fazla artıyor”