CHP'li Gürer: 'Bir yılda yüzde 65 zam geldi'
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılık sektörünü sorunlu kılan başta yem fiyatları olmak üzere sürekli artan maliyetlerin üreticiler açısından yarattığı mağduriyete dikkat çekti.
ANKACHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer yaptığı açıklamada, yem fiyatlarındaki önlenemeyen artışın hayvancılık sektörünü büyük ölçüde olumsuz yönde etkilediğini belirterek, maliyet artışlarının bu şekilde devam etmesi halinde kesime giden hayvanlarla ithalatın süreceğini söyledi.
YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞ DURDURULAMIYOR
Yem fiyatlarında son 1 yıl içinde yüzde 65’e yakın oranlarda zam geldiğine dikkat çeken Gürer, “2020 yılının Haziran ayında fabrika çıkış fiyatı 1650 TL olan süt yemi fiyatı, bu yılın Ocak ayında 2240 TL’ye, Mart ayında ise 2 bin 330 TL’ye çıktı. Aynı şekilde geçen yılın Haziran ayında 1550 TL olan besi yeminin fabrika çıkış fiyatı bu yılın Ocak ayında 2 bin 50 TL’ye Mart ayında ise 2 bin 200 TL’ye yükseldi” dedi.
"ARTIK PATATES HAYVAN YEMİ DURUMUNA GELDİ"
Yem fiyatlarındaki fiyat artışının besici ve süt üreticisini ciddi manada sıkıntıya soktuğunu ifade Gürer, şunları söyledi:
“Besici etin kilosunu karkas olarak 38 liradan satıyor. Çiğ süt referans fiyatı 13 ay aradan sonra bu yılın Ocak ayından itibaren 2 lira 30 kuruştan, 2 lira 80 kuruşa çıktı ama toptan süt alıcıları 2 lira 60 kuruştan fazla ödeme yapmıyor. Yani 1.5 yılda çiğ sütün litre fiyatı 30 kuruş arttı. Sütteki fiyat artışı yüzde 15’e bile denk gelmezken, süt yeminin fiyatı yüzde 65 arttı. Pandemi sürecinin de getirdiği olumsuzluklar, süt üreticisini sorunlu kıldı.
Maliyet arttıkça besici, hayvanına gerekli yem ve bakımı sağlayabilme kısmında zorlanıyor. Fransa’daki süt ineği sayısı bizim ülkemizin neredeyse yarısı kadar ancak bizim ürettiğimizden daha çok süt elde ediyorlar. Besi hayvanında da 300 kg et alınabilecek hayvandan 180-200 kg et alınabiliyor. Beslenme koşulları yem fiyatı artıkça düşüyor. 12 ay kapalı alanda beslenen hayvanın yeterli ve doğru beslenmemesi verim kaybına da neden oluyor. Yem fiyatı artıkça besici yol ve yöntem arıyor. Bu dönemde patates de hayvan yemi oldu. Besicilik yapan ve yem için çare üretemeyenler, hayvanlarını kesime erken gönderiyor. Bu durumda hayvan açığı oluşuyor.”
"ÜRETİCİ KAZANAMIYOR, TÜKETİCİ PAHALIYA ÜRÜN ALIYOR. BUNDAN KİM RANT SAĞLIYOR?"
Süt inekçiliği ve besicilikte üreticilerin yem fiyatları ile kazanamadığı, tüketicilerin ise yüksek fiyatla ürün almak zorunda kaldığı bir sistemin oluşturulduğuna da dikkat çeken Gürer, “Besici karkas etin kilogramını 38 liradan satıyor ama marketlerde et fiyatları sürekli artıyor. Süt üreticisi 2 lira 60 kuruşa süt satarken, işlenmiş süt elde edilen ürünlerin fiyatları aldı başını gidiyor. Üretici kazanamıyor, tüketici pahalıya ürün alıyor. Bu durumdan kim rant sağlıyor? ” dedi.
PANCAR KÜSPESİ 220 TL’DEN SATILIYOR
Şeker fabrikalarının özelleştirilmeden önce fabrikaya ürün veren üreticilere ücretsiz olarak dağıttığı pancar küspesinin tonunu bugün 220 TL’den sattığına dikkat çeken Gürer, şu görüşlere yer verdi:
“Saman, yonca, arpa fiyatları da sanayi yemi gibi sürekli artıyor. Ülkemizde karma yem üretiminde ithal hammadde oranı yıllara göre değişse de yüzde 45 aralığında oluyor. Vitaminler, mineraller, enzimler gibi yem katkı maddeleri konusunda önemli ölçüde ithalata mecburuz. Yemlerde; buğday, arpa, mısır gibi hububatlar, soya ve küspesi, ayçiçek tohumu küspesi, pamuk tohumu küspesi gibi yağlı tohumlar ithal ettiğimiz başlıca yem içerikleridir.
Ne yazık ki ithal yem ile hayvan besliyoruz. Çayır ve meralarımızın ıslah edilmesi de bu bağlamda çok önemlidir. Kaba yem üretimimizi artırılmalıyız. Karma ve kaba yemde ithalat fiyatları doğrudan etkiliyor. Döviz artışı ile yem fiyatı artıyor ama döviz düşse bile yem fiyatı gerilemiyor. İthal yem ile oluşan fiyatlar besiciyi ödeme güçlüğü içine sokunca, çareyi hayvanını zamanından önce keserek borcunu ödemek zorunda bırakmaktadır. Bu döngü de hayvan ithalatını zorunlu kılmaktadır.”