CHPli Bülent Tezcan: Tutuklu değil, tutsak

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, tutuklu Cumhuriyet çalışanlarının yargısız infazla karşı karşıya olduklarını söyledi.

iklim öngel

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan’ın MYK’nin ardından yaptığı basın toplantısı Tezcan’ın rahatsızlığı nedeniyle dün gerçekleşmedi. Yazılı açıklama yapan Tezcan, açıklamasında şunları kaydetti: Tutuklu değil tutsaklar: Cumhuriyet gazetesi çalışanları Akın Atalay, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Yusuf Emre İper ve Ahmet Kemal Aydoğdu serbest bırakılmadı. Türkiye hâlâ en ağır darbe koşulları altında yaşamaya devam ediyor. Gazeteciler tutuklanmamış, tutsak alınmıştır. Tutsaklıkları devam ediyor. Mahkemelerin ancak hukuk etkisi altında verdikleri kararlara tutuklama denebilir. Bu kararlar siyasetin emir ve talimatı altında alınmıştır. Bu nedenle tutuklama değil, tutsak almadır. Bu karar 20 Temmuz darbe hukukunun gazetecilere yönelik yargısız infazıdır.

Kendini hükümet eşbaşkanı sanıyor: Yargı, Saray’a yaranma yarışı içindedir. Saray’a yaranma telaşı meslek yeminini, meslek ahlakını unutturmuştur. İdareyi hukuk adına denetlemekle görevli Danıştay Başkanı kendisini hükümet eşbaşkanı sanmaktadır. Adaletle anılması gereken bir kurumun başındaki kişinin adalet kavramından rahatsız olup “sözde adalet” ifadesini kullanması, sadece onun “Sözde Danıştay Başkanı” olduğunun tescilidir. Bu yakışıksız tutum Danıştay’ın sırtında da yüktür. Şimdi ya Sözde Başkan görevden ayrılmalı ya da yetkili kurullar istifaya veya emekliliğini istemeye davet etmelidir.

Fatura iktidara gelecek: Bu iktidar 15 Temmuz darbesi ile mücadeleden kaçmaktadır. Çünkü 15 Temmuz’la gerçek bir hesaplaşmanın faturası bu iktidarın önüne gelecektir. Bu nedenle asıl amaçları 20 Temmuz darbesini tahkim ederek, hem faturadan kurtulmak, hem de mutlak bir tek adam rejimi yaratmaktır. OHAL uygulamaları darbenin siyasi ayağını gizlemeye yaramaktadır. Hukuk ve iktidar gücünün darbenin arkasındaki ilişkileri gizlemeye dönük kullanılmasının en yeni örneği Cumhuriyet’in Hayati Yazıcı’ya dönük haberine erişim engeli getirilmesidir. FETÖ iddianamelerinde adı geçen işadamlarıyla ilişkilerine dönük bilgiler içeren bu haberler yasaklanmıştır. Telefonunda FETÖ’cünün numarası kayıtlı diye gazetecilerin tutuklandığı bir ülkede, hükümette etkili isimlerin iş ilişkilerinin haber yapılması dahi yasaklanıyorsa, darbenin siyasi ayağına nasıl gidilecek? Bu iktidarın derdi 15 Temmuz darbesiyle hesaplaşmak değil, 20 Temmuz darbesini tahkim etmektir.

Terörden yararlanma’ siyaseti: AK Parti Genel Başkanı bugün yine malum bölücü üslubuyla “Bu milletin evlatlarını şehit edenleri savunduğumuz” iftirasına sarılmaktadır. Bu milletin evlatlarını şehit eden teröristlere kamyonlarla silah dağıtılırken valilere “Karışmayın” diyen Erdoğan’dır. Terör örgütü bölgede mahkemeler kurarken, askere alma adı altında militan devşirirken, vergi daireleri kurup para toplarken bunlara başkanlık sevdasıyla göz yuman Erdoğan’dır. Biz “15 yıldır yapamadığını, dört yılda yapacağız” diyoruz. Çünkü biz PKK terör örgütüyle masaya oturmaz, ülkemizi terör örgütlerine teslim etmeyiz. Siz terörle mücadele siyaseti değil, terörden yararlanma siyaseti peşindesiniz. Sizin kim olduğunuzu da çok iyi biliyoruz. Şehitlerimize “Kelle” diyen ve terör örgütü liderine “Sayın” diye hitap eden Erdoğan’ın kendisidir.

'Net’lik çağrısı: Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması şarttır. Referandum meşru değildir, tanımıyoruz. Hükümetin de top gezdirmeyi bırakıp bu konuda net bir açıklama yapmasını bekliyoruz.

CHP ihaleleri mercek altına alacak

CHP MYK, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantıda Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarına, ‘’Türkiye’de ihalelerde, belediyelerde çok büyük yolsuzluklar dönüyor, devletin paraları çarçur ediliyor. Bu yolsuzlukları bulup çıkarın’’ talimatı verdiği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun talimatı kapsamında CHP bünyesinde bir ‘’yolsuzluk komisyonu’’ kurulması kararı alındı. Komisyonla emanet usulü ihaleler mercek altına alınacak. Yaklaşık 3 saat, basına kapalı olarak gerçekleşen MYK’de ABD’deki davaya eski Bakan Zafer Çağlayan’ın da dahil edilmesinin Türkiye’ye etkisinin ne olacağı, Almanya ile yaşanan gerginlik ve eğitim politikaları masaya yatırıldı. Edinilen bilgiye göre Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, eski bakan Çağlayan’ın da sanık olduğu ABD’de açılan davayla ilgili bilgi verdi. ABD’de görülecek davanın CHP tarafından ABD’den takip edilmesi görüşü öne çıktı. Öte yandan Kılıçdaroğlu’nun oğlu Kerem Kılıçdaroğlu’nun ise Sivas’taki birliğine 15 Eylül Cuma günü teslim olacağı öğrenildi. Bugün Balıkesir programı olan Kılıçdaroğlu’nun oğluyla cuma günü vedalaşacağı belirtildi. Edinilen bilgiye göre gösterişli bir asker uğurlaması yapılmayacak.