CHP'li Böke'den polis müdahalesine sert tepki: 103 canımızın anılması engellendi
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Selin Sayek Böke, 10 Ekim anmasına polisin müdahale etmesini eleştirdi.
cumhuriyet.com.trCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Selin Sayek Böke, Ankara Garı saldırısının yıl dönümünde, saldırıda hayatını kaybedenleri anmak için bugün başkentte toplanan gruba polisin müdahale etmesini eleştirerek, "Bugün, daha geçen yıl Ankara Katliamında IŞİD terörünün aramızdan aldığı 103 canımızın anılması, polis zoruyla engellendi. AKP faşizmi evlatlarının yaşamını koruyamadığı insanlara, evlatlarının acısını yaşamayı bile çok gördü. Bilerek ve isteyerek acıyı daha da ağırlaştırdı" dedi.
"BİLEREK VE İSTEYEREK ACIYI DAHA DA AĞIRLAŞTIRDI"
CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, yazılı bir açıklama yaparak, Ankara Garı saldırısının yıl dönümünde, saldırıda hayatını kaybedenleri anmak için bugün başkentte toplanan gruba polisin müdahale etmesini eleştirdi. Böke, "Bugün Türkiye bir kez daha büyük acılarla yeni bir haftaya başladı. Ve maalesef her geçen gün acılarımız artıyor. Her gün gencecik insanlarımızı yitiriyoruz. Dün yine, PKK terörüyle bir kez daha asker- sivil 18 canımızı kaybettik. Bir kez daha 18 anne evladını kaybetti. O evlatların eşleri, çocukları, kardeşleri vardı. Bugün, daha geçen yıl Ankara Katliamında IŞİD terörünün aramızdan aldığı 103 canımızın anılması, polis zoruyla engellendi. AKP faşizmi evlatlarının yaşamını koruyamadığı insanlara, evlatlarının acısını yaşamayı bile çok gördü. Bilerek ve isteyerek acıyı daha da ağırlaştırdı. Geçen yıl aynı meydanda, Ankara'nın ortasında IŞİD'in katliam yapmasını seyredenler, bugün meydanı, yitirdiğimiz canların annelerinden, babalarından, eşlerinden, dostlarından ve yakınlarından korudular. Hem de gazla, copla" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'Yİ BU ANLAYIŞA TESLİM ETMEYECEĞİZ"
CHP'li Böke, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bu acılar hepimizin ortak acısı. Kayıplar yaşanmamış gibi veya bu kayıplar normalmiş gibi davranmaya hiçbirimizin hakkı yok. Hiç kimsenin başsağlığı dileyip, kenara çekilme hakkı da yok. Ülkeyi yönetenler, bu acıların yaşanmamasını sağlamakla yükümlüdür. Varsa bir acı bunu yok saymamak ve dindirmekle yükümlüdür. Komşu ülkenin iktidarı gibi 'başsağlığı diledim, bitti' diyemez. Bütün bu acılar, her gün gelen şehit haberlerini normalleştiren, insanların acılarını dahi yasaklayan, anma törenlerini kendi siyasi çıkarına tehdit olarak gören AKP'nin faşist yönetiminin sonucudur. AKP de tüm faşist yönetimler gibi, kendi siyasi çıkarları ve doğruları ekseninde bir 'millet' tanımı yapıyor ve bu tanımın dışında gördüğü insanlara acılarını yaşama hakkı dahi tanımıyor. Artık Hükümet, bütün bu yaşananların kendi sorumluluğunda olduğunu hatırlamalı. Bunu yapamıyorsa, hükümet edemiyorsa da derhal iktidarı bırakmalı. Türkiye birilerinin iktidarda kalması için, çocukların ölmeye devam ettiği, annelerin acılarının dahi yasaklandığı bir ülke olamaz. Bir kez daha tekrar ediyorum; istedikleri kadar baskıya ve şiddete başvursunlar Türkiye'yi bu anlayışa teslim etmeyeceğiz"